AA Editör Masası'na konuk alan Soylu, burada yaptığı açıklamalarda Elazığ ve Malatya'da yaşanan deprem sonrasında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Olası İstanbul depremiyle ilgili de konuşan Soylu, Elazığ ve Malatya'da nisan ayının sonunda hayat normale dönecek dedi.
Soylu, Depremde yardımları STK'lerin, belediyelerin kendi başına dağıtmasına izin vermedik. Bu, bizim değil Türkiye Afet Müdahale Planı'nın kararı dedi. Depremin ardından şu ana kadar Elazığ ve Malatya'da yaklaşık 150 bin kişiye sosyal rehabilitasyon uygulandığını belirten Soylu, Hem Malatya hem Elazığ olsun, bu kadar hızlı hasar tespitinin yapıldığı başka bir ülke olmamıştır. diye konuştu.
İçişleri Bakanı Soylu, Elazığ ve Malatya'daki depremlerin ardından şu ana kadar 460 milyon lira harcandığını bildirdi.
Olası büyük İstanbul depremi için büyük İstanbul planı hazırladıklarını dile getiren Bakan Soylu, Vatandaşlarımızın yıkılan binaları, acil yıkılacak binaları, çok ağır hasarlı olarak tespit edilen binalarının paralarını, kanunun da önüne geçerek ödemeye başladık. ifadelerini kullandı.
Soylu, Elazığ ve Malatya ile ilçelerinde önümüzdeki nisan ayının sonunda genel perspektif olarak hayat normale dönecek. dedi.
Deprem sonrası yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Soylu, şunları kaydetti:
Muhtarlarla WhatsApp grubu kurduk. Hala WhatsApp grubumuz devam ediyor. Bir taraftan muhtarlarla, bir taraftan sivil toplum örgütleri ile yardım götürdük, bir taraftan gönüllüler yardım götürdü. Yardımı da tek alanda dağıtmadık. Kendi koordinasyonumuzda 4-5 ayrı yapı içerisinde bu yardımı dağıtmaya çalıştık.
İçişleri Bakan Soylu, İmralı'daki yangınla ilgili, İmralı'daki cezaevinin çok ötesinde, çok uzağında köşede bir yer, bir risk söz konusu değil. şeklinde konuştu.
Terörle mücadele konusuna değinen Bakan Soylu, şunları kaydetti:
Türkiye özellikle çukur olaylarından sonra terörü kaynağında kurutmaya geçti. Sadece teröristle değil kültürel terörizmle mücadele ediyoruz. PKK bir kadın örgütüdür, bunun üzerine konuşlanmıştır. PKK'nın tüm eylemlerinde kadınların bulunma oranı yüzde 56.
Başlattıkları ikna çalışmalarıyla bu yıl 48 teröristin örgütten ayrıldığını bildiren Soylu, PKK teröristiyle mücadeleyi tüm kurumlarımız büyük kararlılıkla sürdürüyor ama terörizmle mücadeleyi anaların cesareti bitirecektir. ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Soylu, Doğu ve Güneydoğu, önümüzdeki 10-15 yılın tekstil üretim merkezi haline geliyor. diye konuştu.
Soylu Gezi Parkı eylemleriyle ilgili şunları söyledi:
Gezi olayları oldu. Gezi olaylarından sonra Türkiye bugün de 10 bin dolar kişi başına gelir seviyesi. 2020'deyiz, 7 yıldır Türkiye gezi olayları münasebetiyle, kim neyi savunursa savunsun, Gezi olayları büyük bir ihanettir. Çocuklarımız bunun hesabını soracaklar. Biz demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye'de seçimler yapılıyor, insanlar kendilerini ifade ediyorlar. Bunu yakarak, yıkarak değiştirmeye çalışmak kabul edilemez. İsteklerini görüyorsunuz. Üçüncü boğaz köprüsünü yapmayacaksınız dediler. Üçüncü havalimanını yapmayacaksınız dediler. Taksim ve Gezi dayanışma platformları geldi, Bülent Arınç'ın önüne bir belge koydular, sivil bir muhtıra verdiler. Ya bizim istediklerimizi yaparsınız, ya Türkiye'de savaşı bitirirsiniz, PKK ile mücadelemizi savaş olarak nitelendirerek, siz büyük yatırımları yapamazsınız dediler. Siz kimsiniz Allahınızı severseniz.
Masum bir eylem olarak değerlendirmek bize aklımızı peynir ekmekle yedirmek gibi bir şeydi. Anında CNN, 'Can Dündar masumdur' nasıl masumdur!
Katıldığı programda, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Gezi eylemleriyle ilgili sözleri hatırlatılmasına tepki gösteren Soylu, AA Genel Müdürü Şenol Kazancı'nın, Biraz iktidarın dönemin üvenlik güçleriyle... cümlesini, Bu ikircikli bakış beni öldürüyor ya. Ne olursunuz beni bu konularda konuşturmayın ya! diyerek kesti. Soylu devamında, Gezi'nin başlangıcı dahi aynıdır. Bir masumiyet eylemi olarak nitelendirmek, ben hangi eylemin masumiyet eylemi olduğunu değerlendirebilme fırsatına sahip olabiliyoruz sözlerini kaydetti.
Soylu, AKP'den ayrılarak Gelecek Partisi'ni kuran Ahmet Davutoğlu'nun Konya’daki evinin önünde bulunan koruma noktasındaki korumanın kaldırılmasına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
Genel Başkanı Bunu bir konformizm olarak nitelendirenler var. Bundan tiksiniyorum beni bağışlayın ya. Bakıyorum ihtiyaç yok. Devletin bir memuru bu. 63 koruma ile korunuyorsunuz. Getirdikleri nokta şu; ben siyasi olarak başka bir değerlendirme yaptığım için hükûmet beni bundan sarfınazar ediyor. Ayıptır! Biz devlet yönetiyoruz, biz çadır devleti değiliz.
Soylu ayrıca, Gezi ve 17-25 Türkiye'nin devlet sistematiğinin vidalarını gevşetti. Ardından gelen üt üste seçimler çok doğal olarak konsantrasyonu başka bir noktaya attı. Şimdi sisteme oturmaya başlıyor değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, bekçilere ilişkin olarak da şunları kaydetti:
Polislikle bekçilik mesleği usta çırak mesleğidir esas itibariyle. Ama bu dönem bizim bir zafiyetimiz var. Polislerin yönetici kadrosunda bizim çok tasfiye yapmak zorunda kaldığımız bir süreç oldu. En alt var en üst var ortada kimse yok. Bunun zafiyetini görüyoruz.
Bekçiler polisin yardımcısıdır. Çok açık bir şekilde polise verilen önleme araması, denetim yapmak, istihbarat yapma, adli arama, olay yeri inceleme yapma bekçilerde yoktur. Halka yardım görevi var. Yol sordunuz tarif etmek zorunda. Önleyici ve koruyucu görev ve yetkileri var. Adli görev ve yetkileri var. Olay olunca müdahale eder polise getirir. Diyelim ki canlı bomba gördü ne yapacak yani. Meclis'te diyorlar ki aman dokunmasın. Süs bebeği mi bu, devlet buna maaş veriyor, silahı var. Bir takım yetkileri var.
Vatandaş rahatsızlık yaşamıyor ideolojik gruplar rahatsızlık yaşıyor.