"Devletin içindeki paralel yapıların hedefi haline geldim" diyen Kılıç, "FETÖ gitti yerine başka dinci yapılar devlete hâkim oldu belki. Atatürk’ün kurduğu laik devletin, cumhuriyetin tarafındayım, devlete sahip çıkıyorum. Mücadelem devlet organlarını ele geçiren tarikat ve cemaatlere karşıdır" diye konuştu.
“Verdiğim demeçler ve sosyal medyada yazdıklarım nedeniyle suçlanıyorum. Yazdıklarımı ‘devlet organlarını aşağılamak’ diye nitelendiriyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın milli bayramlarda, 10 Kasım’da neden hutbe okutmadığını sordum, Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu ile görüşmenin kabul edilemez olduğunu söyledim. Bunlar tamamen Akit gazetesinin beni hedef göstermesiyle başladı. Devletin içindeki paralel yapıların hedefi haline geldim. FETÖ gitti yerine başka dinci yapılar devlete hâkim oldu belki. Atatürk’ün kurduğu laik devletin, cumhuriyetin tarafındayım, devlete sahip çıkıyorum. Mücadelem devlet organlarını ele geçiren tarikat ve cemaatlere karşıdır. Bu soruşturmalarda umarım isabetli bir karar verilir.”
Yeni Akit gazetesinde toplumun farklı gruplarını hedef gösteren haberlere imza atan Faruk Arslan, özetle şu satırları kaleme almıştı:
Millet ve maneviyat düşmanları, kamu kurumlarında yuvalanmaya devam ediyor. İslam karşıtı paylaşımlarda bulunan, İmam Hatipleri terörle özdeşleştiren Mustafa Cemil Kılıç adlı sözde öğretmenin, MEB kadrosunda barındırılarak Rami Atatürk Anadolu Lisesi’nde zehir saçmaya devam ettiği belirlendi. Kılıç’ın, sendikacı olması hasebi ile sağladığı “dokunulmazlığın” verdiği küstahlıkla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Sultah Vahdettin’in akıbetiyle tehdit ettiği, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a “hain” nitelemesi yaptığı, MEB’in talimatlarını çiğneyerek sınıfında öğrencilere zorla Öğrenci Andı okuttuğu tespit edildi.