İNANIYORUM Kİ MİLLET HESABINI SANDIKTA SORACAKTIR!

Erdoğan, Dağlıca saldırısının ardından 'İnanıyorum ki milletim bunun hesabını sandıkta soracaktır' dedi.
İnanıyorum ki millet hesabını sandıkta soracaktır!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Erdoğan, Saray'da rektörlere hitap etti. Son günlerde yaşanan saldırılarla ilgili konuşan Erdoğan, "Somut adım atacak olan terör örgütüdür. Terör örgütünün silah bırakması konusunda en büyük görev bölgede yaşayan halkımıza düşüyor" diye konuştu. 

"Şahsen, yaptığım her şeyin hesabını bu dünyada milletime, öbür dünyada Rabbime vermeye hazırım" diyen Erdoğan, "Bunun yeri sandıktır, seçimlerdir. İşte şimdi bir Kasım var. İnanıyorum ki milletim bunun hesabını sandıkta soracaktır" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:

"ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ BU ÜLKEDE ŞEHİTLERİN TEPESİ HİÇ BOŞ KALMAYACAK"

"Ay yıldızlı albayrağımızı göklerde dalgalandırmanın, İstiklal Marşı’nı göğsümüzü kabartarak okumanın bedelini ödemeye devam ediyoruz. Şairin dediği gibi, bu ülkede şehitler tepesi hiç boş kalmadı, öyle anlaşılıyor ki boş da kalmayacak. Bütünüyle şehitlerimizin toprağa akan her damla kanı bu coğrafyayı ilelebet vatanımız olarak tescil eden mühürdür.

Devletin diğer tüm kurumları milletimizin tamamına aittir. Yöntemde, söylemde anlaşamıyor olabiliriz. Siyasette rekabet başka bir şeydir, ülkenin ve milletin bekası söz konusu olduğunda bir araya gelmek başka şeydir. Hayatımın hiçbir döneminde siyasi rekabetten kaçmadım, kaçmam, Türkiye’nin geleceği söz konusu olduğunda her şey teferruattır."

"TAYYİP ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI İÇİN..."

Ülkemizin bütünlüğüne milletimizin birliğine saldırılarla karşı karşıya olduğumuz şu dönemde bir arada durabilmeliyiz. Milletimiz dimdik ayaktayken, moral bozmaya, kafaları karıştırmaya, gönülleri karartmaya yönelik her söz sadece terör örgütüne yarar.

Ülkesine ve milletine karşı sorumluluklarını yerine getirmeyen muhalefetin, medyanın, aydınların da aynı şekilde murakabeye tabi tutulması gerekmiyor mu? Bunun sorumlusu iktidar partisi ya da bir kişi midir? Sırtını terör örgütüne dayamakta beis görmeyen siyasi partinin yaşananlarda hiç mi sorumluluğu yoktur? Koalisyon çalışmalarında dayatmacı bir tutuma giren muhalefet partilerinin hiç mi rolü yoktur? Tüm dünyada ulusal veya uluslararası Tayyip Erdoğan düşmanlığı için terör örgütü, paralel örgütle, uluslararası yapılarla aynı safta duranların rolünü görmezden mi geleceğiz?

Unutulmamalıdır ki, söylenen her söz, her tutum tarihe atılan bir imzadır.

"YAPTIĞIM HER ŞEYİN HESABINI VERMEYE HAZIRIM"

Şahsen, yaptığım her şeyin hesabını bu dünyada milletime, öbür dünyada Rabbime vermeye hazırım. Bunun yeri sandıktır, seçimlerdir. İşte şimdi bir Kasım var. İnanıyorum ki milletim bunun hesabını sandıkta soracaktır.

Dünyanın hiçbir yerinde, siyasetçinin, medyanın, aydının kendi ülkesi aleyhinde yalanla, iftirayla, çarpıtmayla hakkı yoktur. Bu kendi ülkesine yabancılaşma, ihanet sorunudur. Her şehidimizin acısı yüreğimizi yaksa da milletimiz müsterih olsun diyorum. Bugüne kadar nice badireleri atlatmayı başaran Türkiye, Allah’ın izniyle bölücü terörü de çözecektir.

"SOMUT ADIM ATACAK OLAN TERÖR ÖRGÜTÜDÜR"

Bu saatten sonra devletin ve milletin razı olabileceği tek çözüm terör örgütünün silahlarını bırakmasıdır. Ya devlete teslim edilecek ya da üstüne beton dökülüp kullanılamaz hale gelecektir. Artık bunun dışında görüşülecek hiçbir şey yoktur. Devlet de millet de gereken sabrı göstermiştir. Somut adım atacak olan terör örgütüdür. Terör örgütünün silah bırakması konusunda en büyük görev bölgede yaşayan halkımıza düşüyor.

"ELİNDE MOLOTOF VARSA BU SİLAHTIR"

Terör örgütü yeniden silaha şiddete kan dökme yoluna başvurarak bizim arzu ettiğimiz çözüm yolunu kapattı. Elinde Molotof varsa bu bir silahtır. Dolayısıyla güvenlik güçlerimize silah kullanma yetkisini verir. Bu yasanın gereğidir. Bu saatten sonra devletin ve milletimizin razı olabileceği tek çözüm, terör örgütünün tüm faaliyetlerine son verip silahlarını bırakmasıdır.

Terör örgütünün silahları ya devlete teslim edecek, ya da üzerine beton dökülüp bir daha kullanılamaz hale getirilecektir. Bunun dışında konuşulacak, görüşülecek tartışılacak hiçbir şey yoktur. Silahların gömülmesi, terörün durması konusunda somut adım atacak olan terör örgütüdür.

"HALKIN GÜNLÜK HAYATINI CEHENNEME ÇEVİREN VARSA BU ÖRGÜTÜN TA KENDİSİDİR"

Terör örgütünün silah bırakması konusunda en büyük görev bölgede bulunan halkımıza düşüyor. Bölge insanı terör örgütüne karşı tavır koyarsa, bu mesele süratle çözüm yoluna girer. Çatışmaları başlatan, süreci bitiren, sabote eden terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasilerdir. Örgüt bunu kendi açıklamalarıyla açıkta ifade etmiştir. Ceylanpınar’da evlerinde uyuyan polislerimizi alçakça kurşunlayarak şehit eden örgütün kendisidir. Trafik polisimizi çağırdıkları polisleri hunharca şehit eden örgütün ta kendisidir. Hastanenin acil servisinde nöbet tutan polisi kurşunlayarak şehit eden örgütün ta kendisidir. Karakollara, lojmanlara saldıran, ambulanslara saldıran, bomba atan, roket atan örgütün ta kendisidir. Cami dinlemeyen, okul dinlemeyen, nitekim az önce rektörümüzün de ifade ettiği gibi üniversitelerimize varıncaya kadar bu adımları atan terör örgütünün ta kendisidir. Patlattığı bombalarla, masum çocukları, kadınları, otomobil sürücülerini katleden örgütün ta kendisidir. Yolları mayınlayan, kazan, kapatan halkın günlük hayatını cehenneme çeviren örgütün ta kendisidir.

"BU İFTİRALARI YAYAN HERKES TOPRAĞA DÜŞEN ŞEHİDİN VEBALİNE ORTAKTIR"

Eylemler sebebiyle bölgede ticareti turizmi hayvancılığı durma noktasına getiren insanların ekmeğine kan doğrayan örgütün ta kendisidir. Örgüt yöneticilerinin bölge halkının hayatının zorlaştırılması için her türlü eylemin yapılmasını talimatını verdiğini bölgede bilmeyen yok. Israrla çatışmaların, devletin hükümetin hatta şahsımın başlattığı iddiası kara propagandadan başka bir şey değildir. Bu iftiraları yayan herkes, toprağa düşen her şehidin vebaline ortaktır.

"BİR SUÇLU ARANACAKSA BAKILACAK YER ANKARA DEĞİL, KANDİL'DİR"

Şahsım başta olmak üzere hükümet de devlet de yıllardır baskının değil yaşatmanın mücadelesini verdik. Özgürlüğün öldürmenin değil yaşatmanın mücadelesini verdik. Bunun için yaptıklarımız ortada. Bu ülkenin ayağa kalkması için neler yaptıklarımız ortada. Şayet bugün ortaya çıkan tablo için bir suçlu aranacaksa, bakılacak olan yer Ankara değil, Kandil’dir. Sorumlular hükümette değil, örgütün yönetiminde ve tercihlerini demokrasiden yana kullanamayan onların güdümündeki partide aranmalıdır."