YAŞAM - 'İntihar bombacısı olmayı nasıl reddettim?'

Havva (bu onun gerçek ismi değil) yaşını bilmiyor ama 17 ya da 18 gösteriyor.

Boko Haram'a katılalı bir yıl olmuşken, örgüt üyeleri ona Dikwa kampına saldırıdan söz etmiş.

Üç genç kıza bu eylemi gerçekleştirirlerse cennete gidecekleri söylenmiş.

Havva onlara karşı gelmesi gerektiğini biliyormuş.

Havva "Onlara hayır dedim çünkü annem Dikwa kampında yaşıyor. Oraya gidip insanları öldürmeyeceğim. Onun yerine kampa gidip ailemle kalır, orada ölürüm daha iyi" diye anlatıyor.

Havva'nın onunla birlikte tutsak alınan erkek kardeşi hariç, annesi, babası ve diğer kardeşleri Borno eyaletindeki Dikwa kampında kalıyorlar.

Evlerinden edilen 50 bin kişiyle birlikte.

Havva cihatçı örgüte nasıl katıldığını şöyle anlatıyor:

"Bazı ruhsal sorunlar yaşıyordum. Boko Haram bana onlardan kurtulmam için yardım edeceğini söyledi."

Havva'nın tam olarak hangi sorunları vardı bilmiyoruz ama bu sözde "kötü cinler" onun altına yapmasına, hatta elini ateşe sokmasına neden oluyormuş.

Nedeni ne olursa olsun Havva, Boko Haram'ı sorunlarına bir yanıt olarak görmüş ve örgüt de onu kabul etmiş.

'Evlenmeyeceksen bomba taşı'

Havva militanlarla geçirdiği sıradan bir günü şöyle anlatıyor:

"Sazlardan yapılmış evlerde yaşıyorduk. Eğer kocam evdeyse günde üç kez yemek pişiriyordum. Erkekler et çalıp bize pişirmemiz için getiriyordu."

Bir süre sonra Havva kocasından ayrılmış ve bir başkasıyla evlenmiş.

İkinci kocası da onu terk edince, üçüncü kez evlenmek istememiş Havva. Bunun üzerine Boko Haram ona planlarını açıklamış.

Havva "Eğer evlenmeyi reddediyorsam bomba taşımam gerektiğini söylediler" diyor.

Ülke içinde evlerinden sürülen insanlar için kurulan Dikwa kampı, Borno eyaletinin başkenti Maiduguri'ye 85 kilometre uzaklıkta.

Bu kent aynı zamanda Boko Haram'ın ortaya çıktığı yer.

Havva bölgeyi iyi bildiğinden saldırıdan bir gece önce Dikwa kampındaki ailesine ve diğerlerine haber vermek için sabah erken saatlerde kaçıyor.

Ama çok geç kalıyor. Kampa ulaştığında iki intihar bombacısının saldırıyı gerçekleştirdiğini görüyor.

Bir askeri yetkili, BBC ekibine saldırı noktasını gösterdi.

"İlk patlama burada gerçekleşti" diyor yetkili, asfaltın üzerindeki kahverengi kan lekelerini göstererek.

Yolun iki tarafına yayılan kampta, insanlar su ve yemek almak için her gün bu saldırı noktasından geçmek zorunda.

Kampta 15 bin kişi yaşıyor; hepsi korku içinde.

Ancak gidebilecekleri güvenli bir yer yok. O yüzde burada kalmaya devam ediyorlar.

Kimseye, hatta çocuklara bile güvenmediklerini söylüyorlar.

Falmata Muhammed isimli yaşlıca bir kadın saldırıdan dakikalar öncesini anımsıyor:

"Bir asker, insanların oluşturduğu kuyruğu düzenlemeye çalışıyordu. Kırmızı peçeli, peçesinin altından uzun saçları görünen bir kadın vardı."

Falmata kadının kalabalığı dağıtmaya çalışan askerler hakkında şikayet ettiğini görmüş.

"Yola varır varmaz kadın 'Ayyy' diye bağırdı ve karnının ağrıdığını söyledi. İnsanlar ona yardım etmek ve ayağa kaldırmak için başına üşüştüğünde bomba patladı" diyor Falmata.

"Çevremizde ateş topları gördük" diyor Falmata ve onlarca insanın parçalanmış bedenlerini gördüğünü ekliyor.

Havva saldırıyı görmemiş ama soruşturmayı yürüten askerler sonradan ona saldırının görüntülerini göstermiş.

Havva saldırıyı gerçekleştiren iki kız hakkında "Bunları görmek hoş değildi. Bomba taşıyıp insanları öldürmek de iyi değil. O kızlar bu görevi aldıklarında öleceklerini biliyorlar mıydı emin değilim" diyor.

Nijerya'nın bu bölgesinde ebeveynler için Boko Haram fazlasıyla gerçek. Örgüt, çocukları kaçırıp daha sonra onları katil olarak geri gönderiyor.

Boko Haram Nisan 2014'te Chibok kentinde 200 kız çocuğunu kaçırdıve çoğu hala bulunamadı.

Havva örgüte kafa tutup kaçmayı, kendisinin ve müstakbel kurbanlarının hayatını kurtarmayı seçti.

Gelecek hakkında konuşurken, konu çocuklara gelince Havva gülüp itiraz ediyor:

"Ben eğitim almak isterim" diyor.

BBC Türkçe