Kimi işveren ise “alacaklarını ödeyeceğim” vaadi ile işçisinden istifa dilekçesi aldığı halde hiçbir şey ödemiyor. Önümüzdeki dönemde işçi işveren arasındaki alacak davalarında patlama bekleniyor. Bu davaların önemli bir kısmını da bu şekilde istifa ettirilen işçilerin açtığı davalar oluşturacak.
Yargıtay, işçinin haklı bir nedene dayanmadan ve ihbar süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshetmesini istifa olarak değerlendiriyor. Normalde, işçinin istifa dilekçesinin işverene ulaşmasıyla iş sözleşmesi sona eriyor.
İstifanın işverence kabulü zorunlu değil. Bununla birlikte, işveren istifa dilekçesini işleme koymaz, işçi de iş yerinde çalışmaya devam ederse gerçek bir istifa olarak değerlendirilmiyor. İstifaya rağmen işçinin belirli bir süre daha çalışmaya devam etmesi bir irade beyanı olarak görülüyor. Bu şekilde, belli bir süre sonra geçerli olmak üzere istifa dilekçesi verilmesi halinde, iş sözleşmesinin ikale yoluyla, yani karşılıklı anlaşarak sona erdirildiği kabul ediliyor.
HİLELİ İSTİFA GEÇERLİ KABUL EDİLMEZ
İşverenin tazminatlarının ödeneceği sözü vererek veya çeşitli baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi almasına uygulamada çok sık rastlanıyor. İş hukukunda bu durum, işçinin iradesinin fesada uğratılması olarak nitelendiriliyor. Yargıtay bunu gerçek bir istifa olarak kabul etmiyor.
Yargıtay (9. H.D. Esas No: 2020 / 3079, Karar No: 2020 / 10129) işverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemeyeceğine hükmediyor. Bu gibi hallerde işçi istifa etmiş gibi değil, iş sözleşmesi işverence feshedilmiş gibi değerlendiriliyor. Ancak bu noktada yine de işverenin iş akdini feshinde haklı olup olmadığına bakılıyor.
Bununla birlikte işçi, gerçekte istifa etme niyetinde olmadığını, işverenin iradesini fesada uğrattığını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir.
HİLELİ İSTİFADA İŞVEREN İHBAR TAZMİNATINI DA ÖDER
Nitekim Yargıtay’ın söz konusu kararına ilişkin dosyada işçi alacaklarını alabilmek amacıyla istifa dilekçesi verdiğini belirterek dava açarken işveren işçinin istifa ettiğini savundu. İşçinin gösterdiği tanık, işçiye iki üç gün içinde tazminatlarının ödeneceği söylendiği için istifa dilekçesini imzaladığını belirtti. Buna rağmen yerel mahkeme işçinin ihbar ve kıdem tazminatı talebini reddetti.
Yargıtay, tanığın ifadesine göre işçinin istifa iradesinin fesada uğratıldığını, gerçek istifa iradesinin bulunmadığını dikkate alarak işçinin ihbar ve kıdem tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiğine hükmetti.
Normalde işçi haklı nedenle istifa etmiş olsa sadece kıdem tazminatı alabilir. Ancak, Yargıtay işçinin hileli şekilde istifa ettirilmesini işverenin işçiyi işten atması olarak değerlendirerek, kıdem tazminatının yanı sıra ihbar tazminatının da ödenmesi yönünde karar verdi.
İSTİFA EDEN İŞÇİ İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALAMAZ
İşten çıkarma yasağı döneminde işverenden “Kendin istifa edersen kıdem tazminatını öderim” şeklinde bildirim alan işçiler kıdem tazminatlarını ve kullanmadıkları izin paralarını alsalar bile iş bulamazlarsa işsizlik ödeneği alamazlar. İşsizlik ödeneği alabilmek için işçinin kendi istek ve iradesi dışında işsiz kalması gerekir.