Romalılar’ın iskeletleri; hastalıkları, yeme alışkanlıkları, yaptıkları doğumlar ve yaşadıkları travmaların kemiklerinde bıraktığı izler gibi birçok bilgi sağlayabilir.
Her bir Romalı iskeleti kendi çapında zengin bir hikayeye sahip olsa da, elde edilen bilginin bütünü elbette büyük grupların incelenmesinden geliyor. Peki nedir Romalılar’ın kemiklerinde yazılı bu hayat hikayeleri?
1- Köle olup olmadıkları
Kölelik, Roma dünyasında oldukça yaygındı ve köleliğin getirdiği acıların bir bölümü de iskelet kalıntılarında hala görülebiliyor; Ürdün’deki Roma madenlerinde çalışan ve madenlerin yakınında yaşayan Romalılar, onları zehirleyecek ve bir dizi hastalığa sebep olacak seviyede kurşun ve bakıra maruz kalıyorlardı. Örneğin, Pompeii’deki bir köşkün yeraltı odasında ve Roma Dönemi Yunanistan’ına ait Laurion gümüş madenleri yakınında bulunan bu köle insanların iskeletlerinin hala demir prangalar giydiği görülüyor.
2- Spor yapıp yapmadıkları
Vezüv yanardağının patlamasıyla yok olan Antik Herkulaneum‘da bulunan insan kalıntıları arasında, elleri ve burnunda boksörlere has kırıkları olan bir insanın iskeleti ve günümüz atletlerinde de görülen dirsek problemlerinin aynılarına sahip bir cirit atıcısının da kalıntıları bulunuyor.
3- Nasıl öldükleri, kimleri sevdikleri
Suriye’deki Dura-Europos’un antik duvarları altında bulunan, bir mayın kuşatması ile tuzağa düşürülmüş Romalı ve Sasani birliklerin kalıntıları, antik dönemde yaşanan çatışmaların acımasız ve şiddet dolu gerçeğini açığa çıkarıyor. Yakınlarda bulunan mezarlıkta, ailelerin yeraltı mezarlarına, anne ve çocuklar birlikte olacak şekilde gömüldüğü görülüyor.
4- Nereden geldikleri
Roma Britanyası gibi yerlerde bile insanların nereden geldiği konusunda büyük bir çeşitlilik söz konusu olabilir. Mezarların ve mezar eşyalarının incelenmesi kadar, izotop analizi gibi bilimsel methodlar da bir insanın nereden geldiği veya neresi ile bağlantısı olduğu hakkında bilgi verebilir. Örneğin, Roma York’undaki mezarlıklarda Britanya’nın farklı yerlerinden, Avrupa’nın daha uzak yerlerinden, Orta Doğu’dan ve Kuzey Afrika’dan gelen insanların gömülü olduğu görülüyor.
5- Çocukluk hastalıklarının kapsamı
Roma dünyasında çocuklar çoğunlukla yetişkinliğe erişemeden ölüyordu. Roma mezarlıkları çoğunluğu raşitizm, iskorbüt ve anemi hastalığı yüzünden ölmüş birçok çocuğun mezarıyla dolu. Romalılar’da hayatta kalma oranları, günümüz Batı standartları ile karşılaştırıldığında inanılmayacak derecede düşüktü. Bebek ölümleri ve erken çocukluk döneminde gerçekleşen ölümler Roma Dönemi’nde çok yüksekti; çocukların %45’i 5 yaşına dahi erişemeden hayata veda ediyordu.
Tüm bunlara dayanarak, bir Romalı’nın kalıntılarına bakarak, nasıl yaşadığı hakkında oldukça fazla bilgi elde edilebileceği söylenebilir. Elbette, iskeletlerin biyolojik, bedenlerin ise kültürlenen ve bağlamsal oluşumlar oldukları unutulmamalı; yani bedenler belirli güzellik, statü ve cinsiyet ideallerine göre değişikliğe uğrayabilirler. Romalı iskeletler bize kültürün, farklılıkları belirlemede oldukça önemli bir rol oynadığını göstermektedir.
theguardian.com