Geçen Pazar günü Roma'ya bağlı Monterotondo ilçesinde yaşanan olayda 19 yaşındaki Debora Sciacquatori, annesine, babaannesine ve kendisine şiddet uygulayan babasını boynundan bıçakladı. Eski bir boksör olan 41 yaşındaki Lorenzo Sciacquatori kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Gözaltına alınan Deborah Sciacquatori ilk olarak kasıtlı cinayetle suçlanarak ev hapsine alındı. Ancak savcılık, Sciacquatori'nin ve tanıkların ifadeleri sonrası cinayetin meşru müdafaa amacıyla işlendiğine kanaat getirdi ve kasıtlı cinayet suçlaması 'orantısız meşru müdafaa' olarak değiştirildi. Savcılık talebiyle Sciacquatori yargılama süresince serbest bırakıldı.
İtalyan basınındaki haberlere göre tanıklar, Lorenzo Sciacquatori'nin yıllardır eşi, annesi ve kızına şiddet uyguladığını anlattı. Sciacquatori'nin aile içi şiddet ve kamu görevlisine mukavemet sebepli sicil kaydı da bulunuyordu.
Lorenzo Sciacquatori'nin eşi Antonia'nın anne-babası, damatlarının kızlarına yaklaşık 20 yıldır şiddet uyguladığını anlattı. Antonia'nın babası Vito, Kızım 4-5 yıl kadar önce kocasından şikâyetçi olmuştu ama şiddet devam etti dedi. Kızlarını kocasından uzaklaştırmaya çalıştıklarını da söyleyen baba, Ama kızım Lorenzo'nun bizim evimize gelip bizi de öldürmesinden korkuyordu dedi.
Bazı tanıklar da Antonia'nın, kızının devlet korumasına alınmasından korktuğu için şikayetçi olmadığını söyledi.
Deborah Sciacquatori'nin serbest bırakılması kararını imzalayan Tivoli Savcılığı, gelecek 2 hafta içinde davanın kapatılmasının talep edilebileceğini de belirtti.
Tivoli Baş Savcısı Francesco Mendito, Deborah'yı da annesini de önceden şikayet etmedikleri için suçlayamayız. Sorumlu belki biraz da bizler, gerekli güveni kazanamayan kurumlarız dedi.
Savcı, Deborah Sciacquatori'nin babasını bıçaklamadan önce durması için yalvardığını ancak bunun işe yaramadığını da vurguladı.
Deborah Sciacquatori'nin savcılığa verdiği ifadenin bir kısmı İtalyan basını tarafından yayımlandı. Deborah Sciacquatori ifadesinde şunları söyledi:
Ben de annem de artık geleceğe inanmıyorduk. Bu yüzden hiç hastaneye ya da şikayet etmeye gitmiyorduk. Hayatım çocukluğumdan beri hep bir cehennem gibiydi. Babamla ilgili hatırladığım tek güzel şey 6-8 yaşları arasındayken birlikte spor salonuna gitmemiz. Bana bıraktığı tek şey boks sevgisi…
Derslerime çalışıp bir iş bulursam evden gidebilirim diye düşünüyordum. Aslında bunu daha önce de yapabilirdim ama ben olmazsam annemi ve babaannemi öldürmesinden korkuyordum.