İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray, AKP hükümetinin; karşılık gelen ABD'li bakan/sekreterlerin mal varlıklarına, Trump Towers'a el koymalı. ABD'den alınacak olan 11 milyar dolarlık yolcu uçağı alımını da durdurmalıdır.
Ülkemizin varlığı ve bütünlüğünü ilelebet devam ettirecek bir siyasetin yılmaz savunucusu olarak varoluşsal değerlerimizin korunması konusunda dışarıdan gelecek tehditlere karşı birlik beraberlik ruhu içinde olacağız; ancak Türkiye'yi yönetenlerin de milletimizin egemenlik haklarını ve hukukunu koruyup koruyamadıklarının yakın takipçisi olacağız. İYİ Parti dış politikayı megafonla yapmayacaktır dedi.
Çıray, açıklamasına şöyle devam etti:
''Herkes bilmelidir ki, İYİ Parti'nin dış politika konusunda AKP yönetimlerini eleştiriyor olması dış devletlerin yanında yer aldığı anlamına gelmez. Bu çerçevede: ABD ile ilişkilerimizde ortaya çıkan bu istenmeyen durumu birlik ve beraberlik ruhu içinde aşmamızın iki temel şartı vardır. Birincisi demokrasinin gerektirdiği şeffaflık içerisinde başta muhalefet partileri olmak üzere milletimizin bilgilendirilmesi, ikincisi mutlak güçler ayrılığına dayalı, yargının bağımsız olduğu, tartışmasız bir hukuk ve kanun devleti olmak.
Türkiye Cumhuriyeti'nde yargının ne kadar bağımsız olduğu konusunda gündeme gelen sorgulamalar ve Almanya örneğine de benzer durumdaki yabancı uyruklu kişilerin hukuk yolları tüketilmeden siyasi pazarlıklarla serbest bırakılmış olmalarının oluşturduğu kötü emsaller, üçüncü ülkelerin dava süreçlerine siyasi mülahazalarla müdahale etmelerinin önünü açmış bulunmaktadır.
İYİ Parti, iktidar olmaya aday sorumlu bir muhalefet partisi olarak, Rahip Andrew Brunson hakkındaki adli sürecin şeffaf ve hukuk düzeni temelinde süratle sonuçlandırılmasında ve gündemden düşürülmesinde zaruret görmektedir.İYİ Parti olarak Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerinde bir tırmanma temayülü gösteren ve başka alanlara da sirayet eden bu gergin ortamın suhuletle çözüme kavuşturulması, iki dost ve müttefik ülke arasındaki ilişkilerin karşılıklı çıkar temelinde ve sağlıklı bir zeminde gelişmesinin sağlanması en samimi beklentimizdir.Bu iş yakışıksızdır, uluslararası hukuka aykırıdır, güçlülerin hukuksuzluğudur.
Ancak bir rahip konusu nedir, ne değildir? ABD bu cüreti nereden bulmuştur? Bu süreçte perde arkasında yapılan pazarlıklar nedir? Bu tartışmayı önümüzdeki günlerde tabii ki yapacağız. Çünkü şeffaflık Büyük Türk Milleti'nin bilme hakkına saygıdan öte, ona karşı mecburiyettir.ABD Başkanı'nın talimatları ile Brunson'ın tutukluğunda kilit rol oynadıklarını gerekçe göstererek haksız bir şekilde yaptırım listesine konulan Adalet ile İçişleri Bakanlarını uyarmak isteriz; Sayın Bakanlar kendi muhalefetlerini hainlikle suçlayacaklarına, kendi vatandaşlarından düşman yaratacaklarına ülkenin bekasını bizlerle birlikte yabancı ülkelere karşı korumaya çalışırlarsa devletin çıkarlarına uygun bir iş yapmış olurlar.
Türkiye kamuoyunun bildiği gibi geçmişte de zaman zaman ABD'yle karşı karşıya gelinmiştir. 1975'de Türkiye'ye konulan ambargonun kalkmaması üzerine merhum Demirel'in başında olduğu hükümet, üslere el koymuştur. Ambargoyu kaldırdıktan sonra da üsler bu defa Türkiye'nin hükümranlığına geçerek yeniden açılmıştır. Bu çerçevede ABD'ye karşı mütekabiliyet içinde tedbir yaptırımlar uygulayacağını açıklayan AKP hükümetinin; karşılık gelen ABD'li bakan/sekreterlerin mal varlıklarına, Trump Towers'a el koymalı. ABD'den alınacak olan 11 milyar dolarlık yolcu uçağı alımını da durdurmalıdır.Rahip Brunson canlı yayın yapılarak dünya önünde adil bir şekilde yargılanmalıdır. Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde milletin temsilcileri tarafından TBMM'de kurulan Türkiye Cumhuriyeti önce milletimizin gayreti sonra da Allah'ın izni ile ilelebet yaşayacaktır.''