Alçı yazısında, "Felaketin boyutu öyle büyük ki merkezden çevreye ancak Çarşamba ulaşılmaya başlanmış…12 Şubattan sonra Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesine geçtik. Oradaki manzara çok daha vahimdi.Daha dar gelirlilerin yaşadığı ilçede 3 yıl önce 4 katlı binaların yanına 15 katlı bloklardan oluşan Karabaş sitesi yapılmış.O sitede iki blok yerle bir.Geri kalanlar da zor ayakta duruyor. Bunun hesabını o siteyi yapanlardan soracak mıyız?Yoksa 99 depreminden sonra açılan 2000’in üzerindeki dava gibi bu felaketten sonra açılan davalar daya af ya da zamanaşımı ile yok olup gidecek mi? Bari bu kez takipçisi olalım, o katil binaları yapanların yanına bunu kar bırakmayalım… Yerle bir olan Karabaş sitesindeki iki bloğun önünde çevredekilerle konuştuk, ilk iki gece binadan gelen çığlıklar hiç bitmedi, insanlar bağıra bağıra öldüler diye anlattılar…" ifadesini kullandı.
Alçı şunları kaydetti:
"Buna yürek mi dayanır? Daha sonra Maraş’ın merkezi olan Trabzon caddesine gittik.Cehennem nasıldır diye sorsalar bundan daha korkuncunu tahayyül edemezdim…Binalar çökmemiş, adeta yok olmuşlar. Mesela “burası 10 katlıydı” diye işaret ediyorlar, kat namına hiçbir şey kalmamış.Caddede ateşlerin önünde bekleyen acılı aileler artık yaşam ve ölüm arasındaki çizgiyi kaçırmışlar…50 yaşlarında bir erkek geldi, karımı ve bir çocuğumu canlı çıkardım, iki çocuğumu toprağa verdim, dördüncü hala burada” diyerek enkazı işaret etti.Bu trajediyi dinlemek bile çok zor.Maraş’ın dört bir yerinden acı, gözyaşı ve yok oluş fışkırıyor."