Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, tam kapanma sürecinin ardından esnafa verilen hibe sözü için Esnafın derdine derman olma ihtimali gözükmüyor” dedi. Karamollaoğlu, Restoran çalıştıranlar diyor ki: ‘Eğer bu iş böyle giderse en az 300-500 bin kişi işten çıkarma mecburiyetinde kalacağız.’ Bugünkü işsizliğin üzerine yeni bir yük daha binecek ve maalesef bu işletmelerde ortadan kalkacağı için problem tahminimizden çok daha büyük olacak” dedi.
Karamollaoğlu, parti genel merkezinde yaptığı haftalık basın toplantına 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlayarak başladı. Gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan Karamollaoğlu, şunları söyledi:
HER DÖRT GENÇTEN BİRİ İŞSİZ: TÜİK verilerine göre her dört gençten biri bugün işsizdir. Bu rakam aslında daha da yüksektir. Siz bu şartlar ortadayken çıkıp da ‘Türkiye'de yaşamayı düşünemiyorum zor geliyor diyenlere bunlara biletlerini kesip, yurt dışına göndermek lazım’ diyebiliyorsanız; bu gençlerimizin dertleri ile dertlenmiyorsunuz manasına gelir ve bundan dolayı da gençlerin derdine çözüm bulma imkânı yoktur manasına gelir. Aranmıyor ki bulunsun. Gençler çok önemli. Gençler de bu toplumun en önemli parçası. Kovmak, kırmak, kapının dışına koymak kolaydır ama onun dertleriyle dertlenmek, çözüm üretmek zordur. Önce kamplaşma duygusunu, çifte standardı ortadan kaldırmalıyız. Eğer biz, kamplaşma duygusunu ve çifte standardı ortadan kaldırmazsak, o zaman problemi anlamıyoruz manasına gelir. Ve çözüm üretme imkânımız olmaz. Çünkü; gence güven de veremiyoruz manasına gelir. İktidarlar kendi kendilerini sorgulama noktasına gelmezlerse hiçbir zaman problemlere çözüm üretemezler. Bugün çekilen sıkıntının en büyüğü burada zihniyette. Biz yaşanabilir bir Türkiye inşa etmek istiyorsak, gençlerimizin elinden tutacağız.
BARIŞ GÜCÜ GÖNDERİLMESİ İÇİN HUKUKİ ZEMİN VAR: Biz burada lafa değil, icraata önem vermek mecburiyetindeyiz. Önce can alıcı adımların atılması icap eder, İsrail’in bu vahşetini durdurmak için. Bunun için ilk atılması icap eden adım; Kürecik üssünü kapatmak, İncirliği kapatmaktır. Bu adım atılmadan bu zulüm durmaz. Onun için Kürecik ve İncirlik mutlaka kapatılmalıdır. Türk hükümeti bu kararı alacak. Bunun için Türkiye’nin bir an önce kınamanın ötesinde bir yol haritasını ortaya koyması ve İsrail ile olan münasebetlerin normalleşmesini bir adım gibi görmemelidir. Terör devleti ile katliamlarını durdurana ve işgali altındaki toprakları boşaltana kadar ilişkiler askıya alınmalıdır. Bir Mavi Marmara meselesi vardı. Başlangıçta Sayın Cumhurbaşkanı destek verdi. ‘Gelin bunu çözelim’ dedi, İsrailliler. 20 milyon dolara Mavi Marmara şehitlerini sattılar. ‘Benden mi izin aldınız’ demek mecburiyetinde kaldı Sayın Cumhurbaşkanı. Onun için burada zecri tedbirlere başvurmadan bizim etkili olmamız mümkün değil. BM Genel Kurulu’nun yapacak olduğu toplantıda Filistin'e Barış Gücü gönderilmesi için gereken hukuki bir zemin var. Mutlaka bir barış gücü gündeme gelmelidir.
İÇİŞLERİ BAKANI GÖREVİ TERK ETMELİ: Bildiğiniz gibi Türkiye’den firar etmiş bir kişi adeta yeri yerinden oynatacak iddialarda bulunuyor ama memlekette bir tane savcı bu konuyu ciddiye alıp ilgilenmiyor. Çünkü; bugün iktidarın yetkilileri bu işin içinde. Bugün Türkiye’de 90’lı yılları aratır halde devlet ve mafya ilişkisi ortaya döküldü. Ama bugün kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bugün İçişleri Bakanı iddialardan aklanmak istiyorsa görevi terk etmeli başka birsine görev verilmeli, soruşturma süreci böyle başlatılmalıdır. Başka türlü bu meselenin üstesinden gelinmesinin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bunlardan hesap sorulmadan ülkede huzuru sağlamak mümkün değil.
İŞSİZLİĞİN ÜZERİNE YENİ BİR YÜK: İki haftalık kapanma sürecinin arkasından esnafa 3-5 bin TL arasında hibe yardımı yapılmaya kalkıldı, ama bunun esnafın derdine derman olma ihtimali gözükmüyor. Derdi bilmezseniz, çözüm üretemezseniz. Restoran çalıştıranlar diyor ki: ‘Eğer bu iş böyle giderse en az 300-500 bin kişi işten çıkarma mecburiyetinde kalacağız.’ Bugünkü işsizliğin üzerine yeni bir yük daha binecek ve maalesef bu işletmelerde ortadan kalkacağı için problem tahminimizden çok daha büyük olacak. Türkiye'nin bir zihniyet değişimine ihtiyacı var.