İstanbullu seçmenlere seslenen Kılıçdaroğlu, Seçmen listesinden kimse endişelenmesin. Bütün milletvekillerimiz orada olacak. Ramazanın birinci günü bir odada 7 kişi tarafından verilen kararla verilen hakkı alındı”ifadelerini kullandı.
‘EKONOMİYİ NE ZAMAN KONUŞACAĞIZ?’
Erken seçime gidilmemesi gerektiğinin altını çizen CHP lideri Sabah seçim akşam seçim ekonomiyi ne zaman konuşacağız?” diye sordu.
‘TALİMAT OLMAZSA SALDIRGAN ZATEN SERBEST BIRAKILMAZDI’
Çubuk’ta gerçekleşen linç girişimine değinen Kılıçdaroğlu, Hiçbir canlıyı linç ederek öldüremezsiniz. Ben Akkuzulu köyünde yaşan vatandaşlarımı asla suçlamadım. Bizi bütün saldırının ayrıntılarını ortaya çıkardı. Savcıya siyasi talimat olmazsa saldırgan zaten serbest bırakılmazdı” dedi.
Gazete Duvar'ın aktardığı habere göre, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
'İPTAL EDİLEN KARARIN GEREKÇESİ YOK’
- Hayır anlamadım ben bunu Allah aşkına söyler misiniz bana bunu. Bir paravanın arkasında size verilen dört pusulaya mühür basıp aynı zarfa koyuyorsunuz. Seçmen aynı, sandık aynı, kurul aynı. Bunun sayımını yapıyorsunuz ve diyorsunuz ki büyükşehirde sorun var diyorsunuz, iptal ediyorsunuz. Bunu söylemek için bir adam vicdanını, iradesini birine sattıysa bu kararı verebilir. Vicdanı, hukukun üstünlüğüne inanan kimse bunu söyleyemez. Başka yerlerden birileri gerekçe yazıyor bu karara. Aynı talimatı veren kişi gerekçeyi şöyle yazacaksınız diyorlar. Büyükşehir başkanlığı oylarını iptal ettik şu gerekçeyle ettik, diğerlerini bu gerekçeyle etmedik diyebiliyorlar mı? Uygulama vicdana, ahlaka, hukuka aykırı bir uygulama. Biz dilekçe verdik, madem sandık kurullarında bir hata oldu, o zaman dersin ki 39 ilçede ben seçimi iptal ediyorum. Bunun bir mantığı vardır.
‘BİZİM RAKİBİMİZ ARTIK YSK’DIR’
- İradesini bir yerlere kiralamış olan, aklını, vicdanını kiralamış olanların yaptıkları bir uygulama bu. Bunun yargıçlıkla, hukukun üstünlüğüyle hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar vicdanlarını kararttılar. (Sadi Güven’in Hayır oyu kullanması) Tabii ki de önemli. Belki vicdanı rahatsız. Yargıç olduğu için, ‘Biz bir karar alıyoruz ama bu kadar da olmaz’ deyip herhalde reddetti. Ben YSK’ya kesinlikle güvenmiyorum. Bizim rakibimiz artık YSK’dır. YSK milletin iradesine darbe yapmıştır. Hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Sandıklara sahip çıkacağız. Ben sandığa giderken bir sorun var mı? Yok. Sayımda da yok. O zaman arkadaş sen bunu hangi gerekçeye göre iptal ediyorsun? YSK’nın sitesinde de Ekrem İmamoğlu önde görünüyor.
‘ERKEN SEÇİM İSTEMİYORUZ’
- Bütün sandıklarda görevlilerimiz olacak, seçmen listeleri konusunda kimse endişeye kapılmasın. Biz erken seçim istemiyoruz. Bir odada İstanbullunun hakkını elinden aldınız. Niçin kalkacak? Ekrem Bey gidecek oraya oturacak. Kimin iradesiyle? Halkın iradesiyle. Ondan sonra önümüzde bir 4 yıllık süreç var. Neden istemiyoruz? Biz Türkiye’nin çıkarlarını savunan bir partiyiz. Ekonomiye bu kişiler ne zaman eğilecekler? İş dünyası önünü göremiyor. Neymiş bir kazandık tekrar seçim. Bunun adı fırsatçılık. Biz fırsatçı bir parti değiliz. Zamanı gelince gider oyumuzu kullanırız.
‘TÜRKİYE ADINA ACI OLAY’
- Bir tezgah olduğu belliydi zaten. Türkiye adına acı bir olay. Beni asıl üzen bir Şehit cenazesinde bunların olmasıdır. Oraya gelen insanlar bizler bir şehit cenazesine katıldık. Bir devlet töreni. Namaz kılınır dualar okunur helallik alır sonra şehit cenazesini uğurlarız. Doğru dürüst namaz kıldırmadılar. Aynı saldırıyı bana Şavşat’ta yapılmıştır. Burada da benzer bir olay var. Kesinlikle planlıydı. Ben vatandaşımı hiç suçlamadım. Bazı kadınların çok tepki verdiklerini biliyorum. Türkmen köyü olduğunu söylendi bize. Önümüzdeki günlerde daha farklı görüntüler ortaya çıkacak. O saldırganlar serbest bırakıldı. Siyasi talimat olmasaydı serbest kalmazdı zaten.
‘ÜÇ BEŞ TANE ÇAPULCU SALDIRDI DİYE GERİ ADIM MI ATACAĞIZ’
- Ben inançlı bir insanım. Allah’ın verdiği bir can var. Benim görevim bu olayların karşısında sakin kalmaktır. Üç beş tane çapulcu saldırdı diye biz geri adım mı atacağız? Ben bir milim bile geri adım atmayacağım. Hayat gayeniz ne? Ben istiyorum ki insanlar huzur içinde yaşasınlar. Neden kavga ediyoruz? İktidar sahipleri gerilim yaratıyor? Bu ülkenin hakimi savcısı yok mu? Bu kadar yalan nasıl yayınlanıyor? İktidar gerilim yaratın diyor.
‘HAYIR EFENDİM NEDEN KORKAYIM’
- Hayır efendim neden korkayım. Ben inançlı bir insanım. Allah’ın verdiği bir can var. Gidecekse gider zaten. Ben üç beş çapulcudan mı korkacağız. Bir milim dahi inanmadığım yoldan geri adım atmayacağım. İktidarlar gideceğini anlayınca gerginlik yaratır. ‘Yaratılan bu gerginlik tırmanır mı’ Beni endişelendiren şey bu mu? İki elimle başımı tuttum. Gelen sopalar ellerime kollarıma geldi. Başıma gelse zaten ölürdüm. Öldürmek için yapıyorlardı zaten. Beni öldürmeye çalışanlar serbest bırakıldı.
‘ERDOĞAN ONU YAPMAZ’
- Erdoğan onu yapmaz. Ülkeyi yönetiyor ama nasıl yönetiyor? Ülkeyi vicdanla, hukukla, yargının bağımsız olduğu bir yerde ülkeyi yönetirsiniz. Siz bunları bir kenara attınız, altta vatandaş besliyorsa Erdoğan bunu yapmaz. Niye yapsın? Yapmaz, yapamaz. Çünkü kendisi bir anlamda teslim alınmıştır. Erdoğan’ın çevresinde çok değerli insanlar vardı. Bütün bunların tamamı darmadağan edildi. Kim vardır şimdi çevresinde? Sayın Cumhurbaşkanım bunları yapmamalısınız diyebilecek kim kaldı?
‘BU KADAR BÜYÜK HAKARETİ KARADENİZLİLER KALDIRAMAZ’
- İsmail Bey bunu nerede bir iftar sofrasında söylüyor. İftar sonrası konuşabilirsiniz. Güzellikten iyilikten tarihten insanlıktan İslam dünyasından sorunlarından bahsedeceksiniz. Nasıl olur da kin kusulur? İftarda siyaset olmaz. Her şeyden bahsedebilirsiniz. Sen oruç mu tutuyorsun savaşa mı gidiyorsun? Irkçı söylem. Ekrem İmamoğlu’nu bütün Karadenizlilerin vicdanına teslim ediyorum. Bu kadar büyük hakareti Karadenizliler kaldıramaz. Bir gönderme yapıyor. Aklı olan herkes bilir zaten. Bu dil iftar sofrasında kullanılacak bir dil değil.