Kemal Kılıçdaroğlu: Yerel yönetimlere özerklik şartını kabul ediyoruz!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu: Yerel yönetimlere özerklik şartını kabul ediyoruz!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2020-08-24 01:19:40    

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

''Kimse konuşamıyor. Haber yapamıyor. Korkudan Cumhurbaşkanı'nı, hükümeti eleştiremiyor. Yakalanan doğrudan hapise atılıyor. Özgürlükçü bir ülke yaratmak isitiyoruz bu nedenle masaya oturuyoruz. Kötü yasa yok uygulama vardır.

Bir ülkedeki rejim, sabahtan akşama değişmez. Tarihsel kökleri var. Sürekli kendisini yenileyerek gelişir.

Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk parlamenter sistemi benimsemiş. Hatta kurtuluş savaşını bile öyle yönetmiş. Şimdi biz bunların hepsini çöp sepetine atalım diyoruz. Başkanlık olsun, neden oluyor. 13 yıldır kimsenin aklında değildi ve neden birden bire ortaya çıktı. Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten sonra, neden başkanlık sistemi olsun? Fiili başkanlık doğru ortada Başbakan yok. Başbakanlık koltuğu boş dedim. Saraydaki zat beni muhatap alın diyor. Senin ihtiyacına göre rejim mi değişir?

Neden başkanlık sisteminde ısrar ediliyor? Başkanlık sisteminin tartışılmasının yapay olduğunu düşünüyoruz. Vatandaşın istediği; 'oturun adam gibi şu memleketi yönetin.' Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları sana dünyanın en güzel koltuğu verdi. Otur görevini yap. Bana verilen yetkileri kullanıyorum diyor. Sana verilen yetkilerin ötesini kullanıyorsun, anayasayı ihlal ediyorsun. Cumhurbaşkanları fazla konuşmaz. Zamanında konuşur. Rusya krizinde Erdoğan konuşmasaydı, bütün açıklamaları Davutoğlu yapsaydı, ilişkileri düzeltecek aktör Erdoğan olabilirdi.

Çok talihsiz bir açıklama yaptı. Hitler örneğini verdi. Siz başkanlığa örnek verirken Hitler Almayasını örnek verirseniz bu kabul edilebilir değildir. Demokrasi kırıntısının olduğu kimsenin veremeyeceği bir örnek verdi. Kendi kullandığı cümleyi, Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde kendi sansürledi.

Sayın Erdoğan'ın başkanlıkta ısrar etmesi aslında Davutoğlu ve arkadaşlarının çalışmadığının kanıtıdır. Diyor ki bunlar ülkeyi yönetmekten acizler lütfen görevi bana verin ben yöneteceğim. Sayın Davutoğlu bağımsız iradesini bence kullanamaz. Saraydan bağımsız kullanamaz.

Biz başkanlık sistemine karşıyız, Sayın Erdoğan'ın şahsına kişisel olay olarak görmüyoruz. Ama o kişisel olay olarak görüyor. Zaten sorunumuz da orada. Biz cumhurbaşkanı, anayasal sınırlar içerisinde kaldığı sürece, ettiği yemine sadık kaldığı sürece bizim bir sorunumuz yok. Sayın Erdoğan'ı vatandaşımız seçmiştir. Hiçbir özel eleştiri de getirmedik. Ne zamanki anayasal sınırların dışına çıktı, en sert şekilde onun anlayacağı dilden eleştirdim. Aynı tutumu takınırsanız eleştirinin dozunu artırarak devam edeceğim dedim.

Dokunulmazlıkların konjonktürel olarak kullanılması doğru değil. Ben kızdım, dokunulmazlığını kaldırayım olmaz. Demokraside çifte standart olmaz. Ya tamamen kaldırırsınız ya kaldırmazsınız. Biz dokunulmazlıkların, kürsü dokunulmazlığı haricinde, kaldırılmasından yanayız. Mesela adı yolsuzluğa karışmış bir milletvekilinin Parlamento'da ne işi var gitsin yargılansın aklansın gelsin. HDP'li vekillerle ilgili dosyanın gelmesini doğru bulmam. Objektif kural koyarsanız herkes uyar.

Öteden beri yine söylediğimiz yerel yönetimler özerklik şartı. Rahmetli Ecevit döneminde Parlamento'dan geçti kabul edildi. Kanunu çıktı. Şimdi o kanunun uygulanması gerekiyor. Biz yine yerel yönetimler özerklik şartını kabul ediyoruz. Uygulanmalı diyoruz. Bizim açımızdan hiçbir tereddüt yok. HDP'nin istediği bölgesel özerklik, bölgeye yönelik özel statü. Yerel yönetimler özerklik şartı, Türkiye'nin bütün bölgelerini kapsıyor. Yani bütün  belediyeler aynı hukuka tabi olacak. Öz savunma istiyorlar buna da karşıyız. Devletin silahlı  güçleri var zaten. Özerklik deyince hemen ülkenin bölündüğü şeklinde bir algı çıkıyor. Bölgesel özerkliği kabul etmiyoruz. Birden fazla ilin bir araya gelmesini doğru bulmuyoruz.''