Kemal Okuyan: Türkiye solu, CHP ve HDP engelini aşmadan gerçek bir sol muhalefet yaratamaz

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, partisinin önümüzdeki dönem yol haritasını anlattı. “Türkiye solu, CHP ve HDP engelini aşmadan gerçek bir sol muhalefet yaratamaz. Bunu açıkça söyledik. İki parti de seçim sonrası krize girdi” diyen Okuyan, yeni bir oluşum içinde olduklarını açıkladı.
Kemal Okuyan: Türkiye solu, CHP ve HDP engelini aşmadan gerçek bir sol muhalefet yaratamaz
2023-09-12 18:06:53   Güncelleme: 2023-09-12 18:24:23    

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde bir grup gazeteciyle katıldığı kahvaltı programında konuşan Okuyan’ın şu açıklamalarını aktardı:

“Türkiye'de sahipsiz kalan ve kimilerinin bittiğini zannettiği cumhuriyetçi birikim var. Türkiye'de ilk kez bu birikim kendisinin artık ev sahibi olmadığını fark etmiş durumda. Bir arayış içerisinde. Kimileri ‘Kemalist-Komünist ittifakı' diyor. Cumhuriyetçi birikimin daha sınıfsal, emekten yana baktığını, sermaye karşıtlığının arttığını, Kürt düşmanlığının azaldığını görüyoruz. Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin cumhuriyetçi birikimiyle, sosyalist hareketin daha sağlıklı bir etkileşime girmesi için üzerimize düşeni yapacağız. Cumhuriyet'in 100'üncü yılına denk düşen tarihlerde bir Halk Temsilcileri Meclisi kurmak için girişimlerde bulunuyoruz. Türkiye'nin her yanından seçimle gelen aydınlar, işçiler köylüler, olacak. Gerçek bir Meclis gibi çalıştırmayı düşünüyoruz. Çünkü Türkiye tarihinin en gerici Meclisi ile karşı karşıyayız. Ve önümüzdeki süreçte TKP'nin siyasal-kültürel çalışmalarında bu Meclis'in bir yeri olacak. TKP'nin bir kurumu olmayacak. Birçok farklı kesimin bir platformu olacak burası. 29 Ekim'de ortaya çıkacak bu oluşum.”

Okuyan, Erkin’in yönelttiği, “CHP'ye oy veren kitle kendisini Kemalist, cumhuriyetçi birikimi temsil eden kitle olarak tanımlıyor. Ancak siz CHP'ye kapıları kapatıyorsunuz. Bu kitleyi nasıl ikna edeceksiniz” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“CHP tabanı bizim için çok değerli. Bir cumhuriyetçi birikim hâlâ var. Bunun bir bölümü Türkiye'de devrimci ve anlamlı, gerçek cumhuriyetçi. Toplumsal tabanın bir bölümü bu düzenin devamından yana. CHP baraj oluşturuyor devrimci mücadele için. 10 yıl öncesine göre laik duyarlılığın yerlerde sürünmesinin -siyasal alanda temsil edilmiyor- en büyük sorumlusu CHP'dir. AKP'ye yardımcı oldu oyaladı, kandırdı insanları. CHP tabanına dönük sorumluluğumuz var. AKP ve HDP tabanına da dönük sorumluluğumuz var Sağın tabanından sola geçişkenlik, bu ekonomik zorluklar nedeniyle kolaylaştı. Muhafazakarların içinde cumhuriyetçi ve laik duyarlılığı olanlar da var. Sol düşmanlığı ve antikomünizmden hızla sıyrılanlar var. İdeolojik ve siyasi aidiyetlerde ciddi deprem yaşana bir süreçten geçiyoruz.”

Diğer yandan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Halk TV’de katıldığı canlı yayında Barış Terkoğlu ve Gözde Şeker’in sorularını yanıtladı.

Haftasonu gazetecilerle bir araya gelen Okuyan, ülkedeki Cumhuriyetçi birikimle sosyalistlerin mücadelesinin yan yana getirilmesi gerektiğini söylemişti.

Terkoğlu, Okuyan'a neden böyle bir ittifak önerdiklerini sordu. TKP'nin 1920'de kurulduğunu hatırlatan Okuyan "Hem Milli Mücadele’ye doğduk hem de bütün dünyada olduğu gibi komünistler her zaman cumhuriyetçidir aynı zamanda" dedi.

Şu anda Türkiye'de halkın yönetimi, laiklik, bağımsızlık fikriyle ilgisi olmayan bir düzenle karşı karşıya olunduğunu belirten Okuyan "Uzun bir süredir kapitalizmin cumhuriyete ihtiyacı yok. Dolayısıyla şöyle bir tabloyla karşılaştık: Türkiye’de bu gerçeği çeşitli nedenlerle geçmişte görmeyen büyük bir Cumhuriyetçi birikim şu anda Türkiye’de Cumhuriyet değerleri ile kapitalizm arasındaki uyuşmazlığı fark etmeye başladı" dedi.

Cumhuriyetçi kesimlerde dönüşüm

Bunun "son derece önemli" olduğunu kaydeden Okuyan, "Artık kapitalizm yok ediyor Türkiye’yi, Cumhuriyeti yok etti. Ortada şöyle bir gerçeklik var. Cumhuriyet fikri yeniden ayağa kalkacaksa kapitalizmden kurtulmak zorunda" dedi.

Cumhuriyetçi birikimle komünistlerin sınıfsız sömürüsüz bir ülke idealinin yan yana gelmesinin Türkiye'de çok büyük bir enerji yaratacağına dikkat çeken Okuyan bunun için çok uygun bir ortam olduğunu söyledi.

Bu yan yana gelişin Cumhuriyetçi birikimin sermaye iyimserliğinden ve Kürt düşmanlığından uzaklaşmasıyla olacağını ifade eden Okuyan şöyle konuştu:

"Biz şunu söylüyoruz. Komünist olmak zorunda değilsiniz. Ama en azından eğer Cumhuriyet önemliyse kapitalizmle ilişkinizi keseceksiniz. Türkiye’de Cumhuriyetçi kesimlerin bir bölümü teslim oldu çok net. Bir bölümüyse şunu fark etti: Ülkeyi tarikatlar ve holdingler yönetiyor.

Bu bizim için değerlendirilmesi gereken bir dönüşümdür. Bu dönüşümü sadece biz başkalarından beklemiyoruz. Biz de kendimizi bu anlamda yeniledik. Değiştik diyemem, bizim ilkelerimiz aynı. Ama öte yandan şunun farkındayız. Biz bu ülkenin insanlarıyız ve biz bu ülkede siyaset yapıyoruz, bu ülkenin kuruluşuna doğan bir partiyiz. Ve Türkiye’deki Cumhuriyetçi birikim çok değerli. Bu birikimle komünistlerin sınıfsız sömürüsüz bir toplum kurma ideali yan yana geldiğinde Türkiye’de çok büyük bir enerji sağlarız. Şu anda da Türkiye’de bu etkileşim için çok uygun bir ortam olduğunu düşünüyoruz. Bunu değerlendireceğiz."

Kürt yoksullarının Cumhuriyetle barışması

Okuyan "Türkiye’deki Cumhuriyetçi birikim sermaye iyimserliğinden uzaklaşmalı. Uzaklaşıyorlar. Kürt düşmanlığı… Ki bu zaman zaman göçmen düşmanlığıyla da iç içe geçiyor. Buradan tamamen uzaklaşılmalı. Bu ülkede etnik referanslarla siyaset yapmak, bir kesimi dışlamak, bu olacak iş değil. Buradan çözüm çıkmaz. Bunun için de uygun bir fırsat var. Kürt yoksullarının Cumhuriyetle barışması eşitlik temelinde sağlanır. Holdinglerle sağlanmaz. Türkiye’de sermayenin içinde olduğu bir toplumsal uzlaşı olabilir mi? Biz uzlaşmayacağız, biz kavgalıyız" diye konuştu.

Yerel seçimler ve TKP

Yerel seçimlere ilişkin TKP'nin, CHP ve HDP ile aynı eksende olmayacağını açıklamasının "AKP'nin ekmeğine yağ sürmek" anlamına gelip gelmeyeceği sorusu üzerine Okuyan, bunu diyenlere bugünkü Meclis'in fotoğrafını göstermenin gerektiği yanıtını verdi. AKP'nin bir misyon partisi olduğunu, istediği tasarıma toplumu getiremediğini ancak siyaseti teslim almayı başardığını dile getiren Okuyan "AKP’nin tam da istediği türde bir Meclis var. Sağa kaymış ve toplumu sağcılaştırmış bir CHP ve onun dışında irili ufaklı bir sürü sağ parti" dedi.

Okuyan tarikatların varlığının, laikliğin ayaklar altına alınmasının, emek sömürüsünün bugünkü boyutuna gelmesinin normalleştirilmesiyle AKP'nin ekmeğine yağ sürüldüğünü vurguladı.

Kılıçdaroğlu'na oy çağrısı

TKP'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verme çağrısı hakkındaki soruya yanıt veren Okuyan TKP'nin Kılıçdaroğlu'nu desteklemediğini, oy verme çağrısı yaptığını belirterek "Biz AKP karşıtı toplumsal duyarlılığın öncülerindeniz. Biz Erdoğan gitsin diyen kesimin bir parçasıyız" dedi.

'CHP ve HDP düzen değişikliği stratejisine engel'

Türkiye solunun yıllardır CHP ve HDP gölgesinden çıkması gerektiğini söylediklerini belirten Okuyan "Meselemiz şu: Bu düzenin değişmesi lazım. Bu düzeni sosyalistler değiştirecek. Bu iki partinin farklı yönlerden düzen değişikliği stratejisine engel olduğunu düşünüyoruz. Bu TKP'nin görüşü. Herhangi bir kızgınlık ya da bugüne dair bir şey değil" dedi.

CHP ve HDP’de ne tür bir değişikliğin TKP'nin bu kararını gözden geçirmesine yol açacağı sorulan Okuyan, siyasetin bu tür beklentilerle gerçekleşmediğini dile getirdi. Temel kriterlerinin laiklik, anti emperyalizm, işçi sınıfının çıkarlarının gerçekten savunusu olduğunu belirten "Samimi bir şekilde o temel kriterlerin parçası olan her siyasi oluşumla biz yakınlaşırız ve hatta ortak hareket ederiz" dedi.

'Yönetme ehliyeti olan bir muhalefet görmedik'

Seçimlerde Erdoğan'ın kaybetmesi durumunda Türkiye'nin kaotik bir sürece gireceğine dair açıklaması sorulan Okuyan "Bu toplum bir illüzyonun parçası haline getirildi. Bu toplum hazırlıksızdı. 15-20 günde dağılan bir muhalefet iktidara gelecekti. Ben bunu söylediğimde çok büyük tepki almıştım, 6 ayda Türkiye çok büyük bir krize girer diye. Yönetme ehliyeti olan bir muhalefet görmedik. Düzen muhalefetinden söz ediyoruz. Yoktu" diye konuştu.

Okuyan "Deprem bölgesindeki insanlara AKP’ye oy verdikleri için kızılıyor. Doğru yapmadı o insanlar ama kızmaya hakkınız yok, güvenmediler. TKP kendisini anlatamadı yeterince. TKP'yi izledi insanlar, saygı duydular, ikna olmadılar. Çünkü TKP kolay yoldan bir çözüm önermiyor. Ama muhalefete hiç inanmadılar" dedi.

Türkiye toplumunun örgütlenmedikçe bir değişime hazır olamayacağını vurgulayan Okuyan AKP'nin yarattığı tahribatın örgütlü bir enerjiyle ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

TKP'nin sadece oyunu artırmaya dönük bir stratejiyi asla uygulamayacağını kaydeden Okuyan "Bizim temel derdimiz emekçi halkın kendi gücüne güvenmesi, ayağa kalkması. Bu insanların önemli bir bölümü AKP’ye oy veriyor, yoksul insanların... Kızamayız, bu ülkeyi terk edemeyiz, burası bizim ülkemiz. Ama eninde sonunda bu halk ayağa kalkacaktır. Bu sürdürülebilir bir düzen değil" diye konuştu.

AKP'nin düzen siyaseti açısından rahat bir döneme girdiğine işaret eden Okuyan "Şu andan itibaren AKP iki probleme karşı karşıya kalacak. Bir kendi içindeki çelişkiler. Bir de toplumsal muhalefet. Orada istikrar beklemiyoruz" dedi. 

'En büyük provokasyon grev, yürüyüş, mitinglerin provokasyona açık olduğunu söylemektir'

CHP'nin Türkiye'de en ağır hayat pahalılığının yaşandığı dönemde toplumun hakkını aramaması için sokaktan uzak durma  çağrısı yaptığını söyleyen Okuyan "En büyük provokasyon grev, toplu yürüyüş, miting, hak aramanın provokasyona açık olduğunu söylemektir. Tabii ki provokasyon olur. Ama en büyük provokasyon, provokasyon olacak diye evde oturmaktır. O zaman suç örgütleri cirit atar" dedi.

Bir emek hareketinin ortaya çıkması için neyin eksik olduğu sorusu üzerine TKP Genel Sekreteri, "Bir seçim daha yaklaşıyor. Eğer bu toplum 'AKP'yi bir kez daha yenersek 3 büyük kentte, bu iktidar gider' gibi beklentilerle yeniden uyuştulursa hiçbir şey olmaz bu ülkede. Ama şöyle bakalım, 6 ay var seçimlere. Çok ağır bir 6 ay bekliyor bizi. Kış geliyor" dedi. Bu 6 ayın toplumun enflasyon, hayat pahalılığı, yüksek faturalara karşı harekete geçmesi ve "holdingler bu kadar kâr ederken ben niye çekiyorum bunun acısını" demesi için hem bir fırsat hem de bir yurttaş sorumluluğu olduğunu söyledi.

'Bu ülke AKP'yi sırtında taşımayabilirdi'

"6 ayda toplumlar muazzam dönüşümler yaşamıştır. Biz niye şimdiden 6 ay sonraki seçimi konuşuyoruz da bugünkü hayat pahalılığını konuşmuyoruz?" diyen Okuyan toplumun sessizliğini sadece baskıya bağlamanın yanlış olacağını ifade etti. Okuyan "Biz AKP’ye karşı biriken enerjiyi uyuşturan bu düzen muhalefeti dediğimiz kesimin bu uyuşturma operasyonunu engelleyemedik. Burada sorumluluk bizim" diye konuştu.

Okuyan şunları söyledi:

"Saray rejimi, tek adam yönetimi demek yetmiyor. Bu ülke AKP'yi sırtında taşımayabilirdi. Dürüst cesur aydını, gazetecisi, işçi sınıfı olan... Ve bu ülkede bir halkın yaşadığı da Gezi’de görüldü. Biz bu toplu operasyona, bu halkın kendi kaderini eline almasını engelleyen operasyona biz engel olamadık".

'İnsanları cahillikle suçlamak yerine kendi görevimizi yerine getirmeliyiz'

Hiç kimsenin öngöremeyeceği bir olayın bir anda toplumun ayağa kalkmasına yol açabileceğini söyleyen Okuyan "Önemli olan hazır olmak. Biz parti olarak buna hazır olmaya çalışıyoruz. Hazır olmak demek örgütlü olmaktır. Bağımsız hareket etme yeteneğine sahip olmaktır. Fonlanmamaktır, sırtını işçi sınıfına, emekçi halka dayamaktır. Haklı olmaktan kaynaklanan bir gücümüz var. Aklımız olması gerekir ve var. Örgütlü olmamız gerekir, çünkü biz ancak örgütlü olduğumuz zaman paranın gücünü alt edebiliriz. Orada bir sorun var. Yoksa halkımız akıllıdır. AKP’ye oy veriyorlar diye sürekli insanları cahillikle suçlamak yerine biz kendi görevimizi yerine getirmek zorundayız" dedi.

TKP'den Yunanistan Komünist Partisi'ne Mektup

Yunanistan Komünist Partisi’ne
Değerli yoldaşlar,

Yunanistan’da 5 Eylül’den bu yana geniş bir alanı etkisi altına alan fırtına ve sel felaketinin önlenebilir sonuçları nedeniyle, bugün itibariyle en az 15 kişinin hayatını kaybetmesinden duyduğumuz derin üzüntü ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz.

Bölgemizde ne yazık ki sıkça rastlanan orman yangınları, depremler ve diğer doğal afetler gibi bu tür olaylar da, kâr etmeyi insan yaşamının önüne koyan, kaos ve çelişkilerle dolu kapitalist düzen içinde büyük hasarlara ve can kayıplarına yol açmakta, korkunç felaketlere dönüşmektedir. Bizler böylesi acı deneyimleri çokça yaşadık, ancak şunu da çok iyi biliyoruz ki kapitalist düzen bunların hiçbirinden ders çıkarmıyor, kayıpları toprağın altına gömüyor ve yüzsüzce suç işlemeye devam ediyor. Nitekim Daniel fırtınasında ve onun yol açtığı sellerde hayatını kaybedenler aslında doğal afetin değil, kapitalizmin suçlarının kurbanlarıdır.

İktidar, yurttaşların haklı protestolarına saldırmak, emperyalist birliklere samimiyetsiz sızlanmalarda bulunmak, ya da kaynaklarını ve bütçesini gereksiz askeri harcamalara kanalize etmekle uğraşmak yerine, derhal tüm maddi kayıpları telafi etmelidir. Halkın su, gıda, elektrik, barınma ve sağlık hakkı artık bir avuç kâr avcısının elinden alınmalıdır.

Kalbimiz sizlerle yoldaşlar… Bu barbar sömürü düzenini yıkacağımız güne kadar ortak mücadelemizi sürdüreceğiz!

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite