- Erdoğan, Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) tam üyeliğin hedeflendiğini söyledi. Bu savrulmaya yorumunuz nedir?
Dış politika milli olmak zorundadır. Kişiselleştiremezsiniz. Bir kişinin talebi ve beklentileri üzerinden dış politika oluşturamazsınız. Dış politika oluştururken iktidar ve muhalefet birlikte hareket etmeli. Dış politika, iç politikaya benzemez. Aynı zamanda dış politikanın bürokraside de aktörleri farklıdır. Büyükelçilerdir bunlar, dış politika konusunda yorum yapan uzmanlar var. Erdoğan, devlet yönetimini kişiselleştirdiği için düşündüğü bir şeyi, nasıl sonuçlar çıkaracağını hesap etmeden rahatlıkla dile getirebiliyor. Ne yapacağını bilmiyor ve etrafında bunu söyleyecek kişi de kalmadı. Aslında Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmasa böyle bir konuşma yapacağı kanısında değilim.
"DEVLET SAYDAMLIĞI KAYBETTİ"
- Meral Akşener, Cumhurbaşkanı adayını halkın belirleyeceğini söyledi. Halk hangi yöntemle belirleyecek?
6’lı masada böyle bir şey gündeme gelmedi. Böyle bir şey yok.
- 2 Ekim toplantısının gündemi belli mi?
Neler yapacağımız konusunda her toplantıda önemli aşamalar katediyoruz. Toplantıların özelliği bir karar verildikten sonra genel başkan yardımcıları bu kararla ilgili alt bilgileri oluşturuyorlar. Belli bir olgunluğa ulaştırdıktan sonra genel başkanlara sunuyorlar. Genel başkanlar da “evet” dediğinde 6’lı masa karar açıklıyor. Toplanıyoruz, bir karar alıyoruz ve altını dolduruyoruz. Bunu da genel başkan yardımcıları uzun uzun tartışarak, çalışarak, görüş birliği oluşturarak yapıyor.
- Dışarıdan gelen kaynağı belirsiz parada artış var, durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özellikle 2018 sonrası devlet saydamlığını kaybetti. Vatandaşın ödediği vergilerin nereye gittiğini bilmediğimiz gibi kaç hanenin elektriğinin kesildiğini de bilmiyoruz. Bütün bunların hepsi demokrasinin kan kaybettiğini, otoriter bir yapının kendi beklentilerine uygun topluma bilgi verdiğini, kendini rahatsız eden bilgileri gizlediğini gösteriyor.
"TARTIŞMA SİYASETİN DOĞASI"
- Akşener’in ve diğer partililerin açıklamalarına bir yorumunuz var mı?
Sayın Akşener’le görüşüyoruz zaten. Zaman zaman tartışmalar olur, bu siyasetin doğasında vardır. O tartışmalarda bizim açımızdan önemli olan genel başkanların söyledikleridir. Genel başkan yardımcıları düşüncelerini ifade edebilir. Önemli olan genel başkanların görüşleridir. Genel başkan dışındaki parti yetkililerinin açıklamalarını dinleriz, saygı duyarız ama bunu altılı masada kriz olarak düşünmeyiz. Hiçbir lider de düşünmüyor benim gördüğüm.
- Masada kriz var mı?
Kriz yaşamadık, hiç böyle bir şey olmadı. Olsa zaten meydana çıkar. Geçen İstanbul’daydım Sabah gazetesi bir tweet atmış. “Ali Babacan’la Kılıçdaroğlu gizlice görüştü.” Ne gizlisi, görüşürüz zaten. Ki benden sonra Sayın Babacan diğer liderlerle de görüştü. Ben İstanbul’da uzun süre kalacaktım o yüzden ilk benimle görüştü. Sanki çok özel bir görüşme de gizliyoruz. Aklın alacağı şey değil. Altı lider bir aradayız ve her zaman görüşüyoruz.
- CHP iktidarında başörtüsü sorunu olur mu?
Başörtüsünde asla sorun yaşanmaz. Hiç endişe etmesinler. Böyle bir sorun ne bizim önümüze ne halkın önüne gelir.
"ADALAR KONUSU İŞİNE GELİYOR"
- Kıbrıs’ta son gelinen durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kıbrıs’ta Rauf Denktaş’ın mezarına bile doğru dürüst bakamadılar. Bize bırakın, biz bakalım. Dış politikayı iç politika malzemesi yaparsanız çıkmaza girersiniz. Yunanistan’ın adaları Lozan’a aykırı silahlandırdığı yıllardır söyleniyor. Dün söylenmedi ki. Şimdi kahraman kesildi. Erdoğan’ın da karşı tarafın da işine geliyor. İkisi de değişecek pozisyonda ve halk ikisine de güvenmiyor. Şimdi ikisi kayıkçı kavgasıyla iktidara tutunur muyuz hesabında ama halk bunların hepsini biliyor.
"OYUMUZ İSTİKRARLI ARTIYOR"
- Anketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anket sonuçları memnun ediyor. Oyumuz kararlı bir yükselişte. Bu güzel bir şey. Ciddi bir kararsız kitle olduğuna inanmıyorum. Olanlar da yerini buluyor zamanla.
- 6’lı masanın en güçlü ve zayıf yanları neler sizce?
Altılı masanın en güçlü yanı, altı liderin demokrasiye ve adalete olan bağlılığı. Bu olmadığı takdirde varlık nedenimiz tartışılabilir. Zayıf yanını görmüyorum. Aynı kararlılıkla hareket ediyoruz. Bizim arzumuz Türkiye’yi huzura kavuşturmak. 6 partiyi yüz yıllık bir çınarın dalları gibi görüyorum. Bir kökü var. Farklı dallar aynı kökten geliyor. Bu nedenle güçlü bir yapının ortaya çıkacağına inanıyorum.
"PARTİ OLAYI OLMAKTAN ÇIKTI"
- Partide ön seçim yapacak mısınız?
Hiç düşünmedik. Çünkü henüz seçim sathına girmedik ve örgütler gerçekten çalışıyor. Seçim sathına girersek bunu parti meclisinde konuşmamız lazım. Zaten büyük bir bölümde belki ön seçim hiç yapılmayacak. Parti meclisinin, örgütlerin nabzını tutarız. Ona göre karar verilir. Bunu yaparken ittifakları da düşünmemiz lazım. Ama bunları altılı masada konuşmadık. İller bazında anket yapılırsa daha sağlıklı sonuçlar elde edilir. Bir ilde hangi parti elde ediyor diye. Bir parti diyebilir ki biz burada daha öndeyiz. O orada olur. Oturulur, konuşulur. Olay bir parti olayı olmaktan çıktı. Bir Türkiye olayı. Her bir lider bu sorumlulukla hareket ediyor. Türkiye’yi bu içinde bulunduğu girdaptan çıkaralım, sonrası konuşulur. Altı parti birbirinin rakibi parti sonuçta.
- Partilerin bazı illerde ortak listeden girmesi gündemde mi?
Kendi içimizde bir iç çalışma yapıyoruz. Seçim Kanunu’nu esas alıyoruz. Her parti 41 ilde seçime girmek zorunda. Onun dışında diğer illerde ittifaklar olabilir. Ama bizim yaptığımız çalışma diğer partileri bağlamıyor, diğerlerinin çalışması bizi bağlamıyor. Belli bir olgunluğa geldikten sonra gelinir, konuşulur. Akademik dünyadan da böyle çalışmalar yapanlar var. Gelip bize bilgi verdiler. Biz diğer partilere de aynı bilgiyi vermelerini istedik. Yani çalışmalar yapılıyor.