Kılıçdaroğlu: İktidara geldiğimizde HSK ikiye ayrılacak, savcıyı avukatın yanına indireceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde yargıda hangi adımları atacaklarını anlattı. Kılıçdaroğlu, 'İktidara geldiğimizde HSK ikiye ayrılacak, savcıyı avukatın yanına indireceğiz' dedi.
Kılıçdaroğlu: İktidara geldiğimizde HSK ikiye ayrılacak, savcıyı avukatın yanına indireceğiz
2022-09-20 19:19:06   Güncelleme: 2022-09-20 19:19:06    

Geçtiğimiz cumartesi günü Gerçek Gündem'in bazı yazar ve yöneticileriyle bir araya gelen ana muhalefet partisi lideri, iktidara gelmeleri durumunda hangi adımları atacaklarına dair soru üzerine 'Siyasallaşmış unsurların yargıdan arındırılması lazım. Çünkü onlar yargıç değil, bir merkezden aldıkları talimatın gereğini yapıyorlar. Bu, Türkiye için çok tehlikeli ve adalet için de çok tehlikeli. Toplumdaki adalet duygusunu sarsıyor. Toplumdaki 'Ülkede adaletsizlik var' duygusu güçleniyor' dedi.

Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

'Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu, ayrı ayrı kurullar olacak. Hakimler kuruluna hiçbir siyasetçi girmeyecek, nitelikli insanlar girecek. Gerçek anlamda yargıçlar girecek. ‘Siz doğru karar verin, biz sizin arkanızda duracağız’ denilecek. Savcılarda öyle değil, Adalet Bakanlığı da oraya girebilir.

'Savcıyı kesinlikle avukatın yanına indireceğiz'

Savcıyı kesinlikle avukatın yanına indireceğiz. Hâkimin yanında oturan savcı olmaz. Savunmayla iddia makamının aynı düzlemde olması lazım. Bu çerçevede bakıyoruz.

Parlamentoda Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay üyeleri seçilecekse, yargıcın bir üst mahkemeye terfisiyle ilgili ya da AYM'ye gönderilmesiyle ilgili bazı objektif kriterlerin konulması lazım.

Örneğin; AYM'ye yargıç olarak atanacaksanız ve Yargıtay üyesiyseniz sizin kaç kararınız Yargıtay tarafından onandı, kaç kararınız bozuldu? Bilimsel makaleniz yayınlandı mı, yayınlanmadı mı? Yabancı dil biliyor musunuz, bilmiyor musunuz? Yabancı yargıçlarla toplantılara, panellere katıldınız mı, katılmadınız mı? Bunları bileceğiz.

'Öyle kurallar koymalıyız ki, yargıcın siyasi görüşünden bağımsız olarak gerçek anlamda yargıçlık yapıp yapmadığını ölçmemiz lazım'

Objektif bazı kurallar konacak ve şöyle denecek: Bu kurallar - bunlar Meclis içtüzüğünde olacağı için - bu kurallara uyan kişiler özgeçmişleriyle başvuracaklar. Kurallara uymayanlar zaten istese de başvuramayacak. Yani öyle kurallar koymalıyız ki, yargıcın siyasi görüşünden bağımsız olarak gerçek anlamda yargıçlık yapıp yapmadığını ölçmemiz lazım.

Adalet Bakanlığı'nda daha önce bazı objektif kurallar vardı ama bunlar siyasiler tarafından dejenere edildi maalesef. Bir örnek vereyim size; şöyle bir hüküm var kanunda: 'Bir hakim veya savcı seçime girerse ve kazanamazsa görevine dönemez. Bağımsız da girse dönemez.' Bu hüküm olduğu halde, partinin il başkanlığı veya ilçe başkanlığında görev alan avukatı getirdiniz hakim yaptınız. Aykırı bu. Kimse 'Bu yanlıştır' demedi.'

Bir başka gerçek daha var. Yargıçlar genelde küçük yerlerden başlatılır, deneyim kazansın, birikim olsun diye. Belli bir zaman dilimi içinde büyük kentlere getirilirler. Bu da kalktı. Hâkime avukatlar öğretiyorlar 'kararı şöyle yazacaksın, böyle yazacaksın' diye. Bilmiyor adam.'