Kılıçdaroğlu: Sırtımdan hançerlendim; sonraki kurultayda yeni genel başkanımı alkışlayacağım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aday olarak yarıştığı CHP Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in masadan kalkmasına ve 3 gün sonra da geri dönmesine ilk kez açıktan tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu: Sırtımdan hançerlendim; sonraki kurultayda yeni genel başkanımı alkışlayacağım
2023-11-04 18:08:03   Güncelleme: 2023-11-04 18:13:26    

Kılıçdaroğlu, "Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım! Yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen, sırtımdaki yük değildi, sırtımdaki hançerlerdi!" dedi. "Değişim" vadeden Kılıçdaroğlu, rakibi Grup Başkanı Özgür Özel'e ve onu destekleyenlere de göndermede bulunarak, "Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zor demiştim. Vefalı olacaksın, sırtından hançerlemeyeceksin!" dedi.

CHP Kurultayı'nda divan başkanı İmamoğlu'nun ardından Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı. 

Kılıçdaroğlu, konuşmasının başında, "Tolga Şardan'a, Can Atalay'a, Osman Kavala'ya, Selahattin Demirtaş'a, Tayfun Kahraman'a, Çiğdem Mater'e, Emine Özerden'e, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ve Barış Pehlivan'a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları!" dedi. 

Kılıçdaroğlu, seçimin bitmesinin ardından değişim söylemlerinin başladığını ifade ederek, "Değişim söylemini dillendirenler, uzun süredir değişmeyenlerdi! Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu!" ifadesini kullandı. 

"CHP, sağa kaydı" eleştirilerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Bunlar, sağın da solun da ne olduğunu bilmiyorlar. Çok açık ve net söylüyorum: CHP, halkın partisidir, 6 okumuzdan birisi halkçılıktır. Avrupa'nın en güçlü sosyal demokrat partisi, CHP'dir" diye konuştu. 

20-25 gün sonra tüzük kurultayı olacağını duyuran Kılıçdaroğlu, "Değişim, dönüşüm nasıl olacak dünya görecek. İnşallah bir sonraki Kurultay'da sizlerin arasında oturup, yeni Genel Başkanı alkışlayacağım" ifadesini kullandı.

Partide görev alma ve yükselme esaslarıyla ilgili detaylar veren Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin görev sürelerinin üç dönem ile sınırlanacağını, oyunu en çok artıran 5 il başkanının PM'ye gireceğini duyurdu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"Bu yıl, CHP'nin 100. yılı. Yani 2. yüzyılın başlangıcındayız. 100 yıllık bir tarih, bugüne kadar pek çok kişinin, tarihçinin, sosyoloğun ortaya koyduğu gerçeklerle bize şunu gösterdi, 100 yıllık tarih her siyasi partiye nasip olmaz. Kapatıldık, arşivlerimize el konuldu, genel başkanlarımız tutuklandı, yılmadık, direndik ve 100. yılımızı şimdi kutluyoruz. 

Üç temel noktayı ifade edeyim:

1- Partinin yükünü taşıyan, örgütlerdir. 

2- Kimse, örgütün otoritesini, gücünü, dayanışma ruhunu sarsamaz. 

3- Ben dahil hiç kimse kendisini partinin üstünde asla göremez.

Sevgili örgütüm, biliyorum sizleri zaman zaman üzdüm. Ama asla sizleri özellikle üzecek, utandıracak hiçbir şey yapmadım. Hep sizlerle beraber ve sizler için, Türkiye için mücadele ettim. Bu parti, bütün kurultaylarında tartışarak ve güçlenerek çıkmıştır. Yine güçlenerek çıkacaktır.  

Bir de Türkiye'nin içinde bulunduğu tabloyu 7 madde halinde bilginize sunacağım, örgütümün bu 7 maddeyi Türkiye coğrafyasının her yerinde seslendirmesini istiyorum. 

"Türkiye fiilen yarı açık cezaevine döndü"

1- Anayasa fiilen askıya alınmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yoktur. 

2- Saray devleti, çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıya, güçler ayrılığı ilkesi bitmiştir. 

3- Yoksulluğu yaymak, milyonları yardıma muhtaç hale getirmek saray devletinin politikasına dönüşmüştür. Yoksulluk, kabullenilen bir kültüre dönüşmek üzeredir. 

4- Türkiye fiilen yarı açık cezaevine döndü. Gazeteciler görevini yapamaz halde. Tolga Şardan'a, Can Atalay'a, Osman Kavala'ya, Selahattin Demirtaş'a, Tayfun Kahraman'a, Çiğdem Mater'e, Emine Özerden'e, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ve Barış Pehlivan'a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları! 

5- İktidarda kalmak için her türlü hile ve sahtekarlığı yapma adeta sarayın meşhur politikası haline gelmiştir. 

6- Ülkenin dış politikası fiilen iflas etmiştir. Bir kan denizine dönüşen Filistin'de bile Türkiye'nin sözü geçmiyor. 

7- Yanlış dış politikanın bedeli olarak Türkiye bir sığınmacı deposu haline dönüşmüştür, para karşılığı dönüşmüştür! 85 milyonun iradesi, sığınmacı deposu olsun diye Avrupa'ya satılmıştır! 

Bu 7 madde, tablonun bir yüzüdür. Acıdır ama gerçektir. Sarayın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin sorgulanması gerekir sarayın. 

Bu tablonun diğer yüzü, biz CHP'lilere verilen görevi göstermektir. Tablonun diğer yüzünde biz, bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek ve var olan sorunları çözmek durumundayız. Tarihin diğer yüzü bize sorumluluk yüklüyor. 

Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayacağız. Biz, umudumuzla, bilgimizle, birikimimizle tarihe yön vereceğiz. Atatürk'ün bir sözü vardır: 'Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır' Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim, bu salondakilerin umudunu yitirmeye hakkı yoktur. 

"Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım!"

6 lider oturduk. İlk toplantı. Bu tabloyu kısmen anlattım. Kendilerine, ülkede demokrasi yok, bir sorunlar yumağı haline geldi dedim. 6 lider demokrasiyi, insan haklarını getirmek zorundayız dedim. İnsanlar düşüncelerini ifade edebilsinler, yargıdaki kara lekeyi kaldıralım diye anlattım. Altı parti bir araya geldik. Ülkeyi nasıl yöneteceğimiz konusunda oturduk çalıştık. Hemen hemen her alanda bir ortak mutabakat metni hazırladık. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışması yaptık. İş, adayın seçilmesine gelince hepinizin malumu olan masadan kalkmalar ve masaya yeniden dönmeler geldi. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım! Yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen, sırtımdaki yük değildi, sırtımdaki hançerlerdi! Seçim bitti. Kazanamadık. Daha nefes almadan değişim söylemleri başladı. Değişim söylemini dillendirenler, uzun süredir değişmeyenlerdi! Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu! 

"En büyük değişimi yaşayan parti, CHP'dir!"

İlk değişimi ne zaman söyledim? 2019. En büyük değişimi yaşayan parti, CHP'dir! Girilemeyen evlere, mahallelere, illere ve ilçelere girdik. Oradan milletvekilleri çıkardık. Değişimin içinde olanlar, değişimi fark edemezler.

Asla yan yana gelemezler, kucaklaşamazlar dedikleri insanlarla yan yana geldim. Dilimizi değiştirmek zorundaydık. 

Efendim, 'CHP sağa kaydı' diyorlar! Bunlar, sağın da solun da ne olduğunu bilmiyorlar. Çok açık ve net söylüyorum: CHP, halkın partisidir, 6 okumuzdan birisi halkçılıktır. Avrupa'nın en güçlü sosyal demokrat partisi, CHP'dir. 

Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Muhalefet politikamızı da değiştirdik. Her önüne gelene muhalefet değil, sosyal kimlikler üzerinden muhalefet üretmeye başladık. Taksici, apartman görevlileri, sanayiciler, muhtarlar bir sosyal kimliktir. Her bir sosyal kimliğin sorunlarını masaya yatırıp, akılcı politikalarla çözmek için seferber olduk. 

Bizim sağa kaydığımızı söyleyenlere soruyorum; çöpten kağıt toplayanların hakkını kim savundu? Bu kardeşiniz. Taşeron işçiler, sendikaların bile doğru düzgün sahip çıkmadığı taşeron işçileri örgütledik, dernek kurdurduk. En son iktidar taşeron işçilere kadro vermek zorunda kaldı. Bu sağcılık mıdır, solculuk mudur! 

"Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zordur"

7 Mart 2023 grup toplantısında şu cümleyi kurdum: Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zordur. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için emeklinin, memurun, işçinin sahte enflasyon hesaplarıyla hakları yendiği zaman Bay Kemal gibi gidecekseniz TÜİK'in önünde direnecekseniz ve sorunu gündeme getireceksiniz. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zordur. Bay Kemal'in yol arkadaşı olacaksanız; mülakatta hakları yenilen gencecik filiz gibi çocuklarımızın hakları yendiğinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın önüne gidip mülakatları kaldırın diyecekseniz. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için yoksul kesimlerin, apartman görevlilerin, taşeron işçilerin, sigortasız kayıt dışı çalışanların, mevsimlik işçilerin sesi olacaksanız. Aksi halde Bay Kemal'in yol arkadaşı olamazsınız. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için hiç kimsenin inancını hiç kimsenin kimliğini hiç kimsenin yaşam tarzını sorgulamayacaksınız, insana insan gibi bakacaksınız. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için deprem olduğunda bölgeye giden ilk genel başkan olacaksınız, deprem bölgesinde iki gece geçireceksiniz ve onların sorunlarını dillendireceksiniz. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için yaşanan derin yoksulluğu anlatmak, çocuğuna et, süt veremeyen bir annenin dramını anlatmak için Et ve Balık Kurumu'nun önüne gidip derin yoksulluğun Türkiye'yi nereye getirdiğini orada anlatacaksınız. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için elektriği kesilen, suyu kesilen, doğalgazı kesilen milyonlarca insanın sesi olacaksınız. Elektriğinizi keseceksiniz, bir hafta elektriksiz yaşayacaksınız. Bunu biz yaptık yani şimdi biz sağcı mı olduk. Bu hareketler CHP'yi geniş kesimlerin tanımasına yol açtı. CHP'ye geniş kesimlerin saygı duymasına yol açtı. 6 yaşındaki kız evladımız sistematik tecavüze uğrarken ve bu kız çocuğumuzun dosyası sümen altı edilirken milletvekilleriyle birlikte Adalet Bakanlığı’nın kapısına dayanıp adaleti savunacaksınız ve o yüzden davayı açmak zorunda kaldılar.

"Bay Kemal'in yol arkadaşı olacaksan, arkadan hançerlemeyeceksin" 

Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için Şanlıurfa'da sabahım köründe sabah 6'da işsizler kahvesine gideceksiniz. İşsizler kahvesindekileri dinleyeceksiniz. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için güvencesiz tarım işçilerinin sesi soluğu olacaksınız. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için Çubuk'ta linç girişiminde bulunulurken moralinizi bozmayacaksınız, aslanlar gibi dik duracaksınız. Linç edenlerden değil, ettirenlerden hesap soracaksınız. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak başka bir şeydir. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için başka partilerin CHP'yi dizayn etmesine izin vermeyeceksiniz. Kimlerin neyi beklediğini çok iyi biliyorum, CHP'yi nasıl karıştırdıklarını da çok iyi biliyorum. Ama unuttukları bir şey var; bu örgüt 100 yıllık bir örgüttür ve bu örgüt çimentodur, Türkiye'nin çimentosudur. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için paramiliter gruplardan korkmayacaksınız. SADAT'ın kapısına dayanacaksınız. Meydan okuyacaksınız meydan, meydan okudum. İki oğlu ve eşi öldürülen Emine Şenyaşar'ın dosyası sürekli sümen altında tutulurken Şanlıurfa'ya gideceksiniz Emine Şenyaşar'a sahip çıkacaksınız. Hakkı, hukuku ve adaleti savunacaksınız ve o onun dosyasını açtılar, açmak zorunda kaldılar. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için vefalı olacaksın, Bay Kemal'in yol arkadaşı olacaksan Bay Kemal'i arkadan hançerlemeyeceksin. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zordur. Hangi badireleri atlattığımızı ne çabuk unuttuk. Hangi mücadeleleri verdiğimizi ne çabuk unuttuk. Üzerimize giydirilmek istenilen kefeni nasıl yırttık? Nasıl mücadele ettik, nasıl unuturuz biz bunları? 13 Haziran 2023 yine grup toplantısı: Ben bir genel başkan olarak partimin sadece bugününü ve yakın geleceğini değil, uzun hedefli yapısını da düşünüyorum ve düşünmek zorundayım dedim. 

"Gemiyi, limana sağlam götüreceğim" 

Gemiyi limana sağlam götürmek, kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Benim CHP kültüründen aldığım derslerden biri budur. Kurultaydan 20-25 gün sonra tüzük kurultayı yapacağız. Değişim, yenilenme nasıl olur, sadece Türkiye değil, bütün dünya bunu öğrenecek. Cinsiyet kotası getireceğiz, yüzde 50! Varsanız, getireceğiz! Yığılma üyeliklere son vereceğiz. Milletvekilliği 3 dönemde sınırlanacak. Belediye meclis üyeliklerine ve ilk meclis üyeliklerine kontenjan getireceğiz. Aktif-pasif üye uygulamasını getireceğiz. Her yerde ön seçim olacak.

Genel sekreterlik makamını güçlendireceğiz. Bilim yönetim kültür platformunu yeniden inşa edeceğiz. Buraya bilgisi, birikimi ile gelen önce kendisini ispat edecek.

Seçimlerde en başarılı olan, oyunu en çok artıran 5 ilin başkan, parti meclisi üyesi olacak.  

Yeniyi, güçlü bir şekilde inşa edeceğiz. Köklü bir değişime beraber imza atmış olacağız. Hukuksal normu örgütümüz belirleyecek. İnşallah bir sonraki kurultayda sizlerin arasında oturup, seçilen yeni genel başkanımı alkışlayacağım. 

Aldığım her görevi, bütün aksaklıklarına, eksikliklere rağmen, yerine getirmeye çalıştım. 36 saat ayakkabı çıkarmamak nedir bilirim. Bizim mücadelemiz hak mücadelesi. Benim kişisel mücadelem yok, gelirim bana yetiyor zaten. Tek isteğim, halkımın gönlünde taht kurmaktır. Bu genel başkan çalıştı desinler istiyorum. Bu ülkede dönüşümü sağlayacak olan bizleriz. Tarihi bir sorumluluk bizim sırtımızda. 

Yerel seçimler var. Daha Manisa'yı, Balıkesir'i, Bursa'ya alacağız. Kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yok. Biz Atatürk'ün izinden gideceksek kitabımızda umutsuzluk yok, mücadele var."