Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelik sözleri nedeniyle CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nu hedef alarak, Sözde milletvekili ama terörist müsveddesi Mehmetçiğime nasıl hakaretler ediyor. Gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var demişti.
Erdoğan'ın sözlerinin ardından CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında hazırlanan fezleke geçtiğimiz gün Adalet Bakanlığı'na gönderilmişti.
Kılıçdaroğlu bugün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımla Erdoğan'a şöyle seslendi:
Erdoğan, Milletvekilimiz Sezgin Tanrıkulu için Gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var.” demişsin. Devlet olarak” derken, kastın nedir?
Tehdit mi ediyorsun? Bu işleri hala SADAT’la mı görüyorsun? Siyasi ve ahlaki meşruiyetinin olmadığının farkındasın, buna göre davranıyorsun. Ancak bulunduğun makam adaleti emreder. Unutma, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir.
SADAT’la yol yürüyen Saray devleti ise Adalet mülkün temelidir.” sözünden mal-mülk anlayanların, AYM kararlarını dahi tanımayıp, yargıya talimat verenlerin oluşturduğu bir kötülük organizasyonudur. Hangisini temsil edeceğine karar ver.
Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatıldı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, katıldığı bir canlı yayında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik sözlerinin ardından CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada, şunlar kaydedilmişti:
Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu hakkında, 08/09/2023 tarihinde TV100 isimli kanalda yayınlanan Özgür İfade Programının canlı yayınına telefonla bağlanarak yapmış olduğu yorumlarından dolayı 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesinde düzenlenmiş olan 'Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama' ve '5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesinde düzenlenmiş olan 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama' suçlarından soruşturma başlatılmıştır.
MSB'den tepki: Ordumuza iftira atmaya çalışıyor
Milli Savunma Bakanlığı'ndan (MSB) yapılan açıklamada ise Tanrıkulu'nun sözlerine şu tepki gösterilmişti:
Asil milletimizin bağrından çıkan kahraman TSK, ülkemizin huzur ve güvenliği ile bölgemizin, dünyanın ve tüm insanlığın barış ve istikrarına katkı sağlamak için tüm terör örgütlerine karşı büyük bir özveri ve fedakarlıkla mücadele etmektedir. Mehmetçiğin tüm faaliyetleri uluslararası hukuka uygun, tüm dünyanın gözü önünde ve şeffaf bir şekilde icra edilmektedir. Buna rağmen terör örgütlerinin insanlık dışı saldırılarına tepki koyamayanlar terör örgütünün farklı konulardaki alçakça yalanlarını sahiplenerek kahraman ordumuza iftira atmaya çalışmaktadırlar. Bu iftiraları atanlar, bunlara alet olanlar en hafif tabiriyle gaflet ve dalalet içindedirler.
Tanrıkulu'nun TSK ile ilgili sözlerine CHP'den ilk açıklama
Tanrıkulu'nun sözlerine ilişkin partisinden ilk açıklama da CHP Sözcüsü Faik Öztrak'tan gelmişti. X hesabından açıklama yapan Öztrak, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir ifadelerini kullanmıştı.
Sezgin Tanrıkulu ne dedi?
Tanrıkulu, TV100'de telefonla bağlandığı canlı yayında şunları söylemişti:
TSK'nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül'de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz'da darbe girişimi yapan, köyleri yakan... Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen... Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı. AİHM kararı orada, 15 tane köylü, kim attı? Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski Uludere oldu... Sizler de eleştirel yaklaşamadığınız için Türkiye bu noktaya geldi.
Sözleri gündem olan Tanrıkulu, X hesabından yaptığı açıklamada ise, Dünkü açıklamalarımdan sonra bazı dijital platformlarda hakkımda ağır eleştirinin ötesine varan açıklamalar yapan / yazan herkesle tek tek hukuk önünde hesaplaşacağım. Günü geldiğinde aman 'Özür dilerim, ben yanlış yaptım, affedin' vb sözlerle lütfen karşıma gelmeyin demişti.