Seçimlerin ardından Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifa etmesi CHP için bir çözüm gibi sunuldu. Dahası yerine direkt İmamoğlu'nun geçmesini belirten açıklamalar okuduk. Fakat pratikte görevde bulunan İmamoğlu da geri bildirimde bulunan kitleler açısından bir anlam ifade etmiyor. Sorun daha basit.
İmamoğlu aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemeyeceğini açıklasa da örneğin İSKİ,İGDAŞ gibi kurumlarda mağdur olmuş kitlelerin kayıtlarını kimsenin inceleyeceğini düşünmüyorum. Sandığa gitmeyen 8 milyon insana 'Vatanını seven koşsun' demek ya da yok efendim 'Türkiye'deki kumpasları Rusya kuruyor' gibi açıklamalar yapmak aynı şeyi deneyip farklı sonuçlar almayı beklemenin bir ısrarıydı. Pazara çıkılmasın demiyorum, yine çıkın ama kurumlarda sırf bir abonelik açmak ya da kapamak için işkence gören bir insana pazarda 2 kelam etmenin siyaset yapmaktan başka bir anlamı yok, samimi değil.
CHP her şeyden önce işleyen tüm kurumlarını, çalışan tüm personelini gözden geçirmelidir. Bunlar yapılmadan atılacak hiç bir adımın önemi yok. Ha İmamoğlu, ha Kılıçdaroğlu. CHP'ye bağlı kurumlarda sorun yaşayan kişilerin başvurabileceği ne üst bir kanal var, ne de 'prosedür bu' dışında alabilecekleri cevap. Halkın da bir prosedürü var.
CHP'nin her durumda 'reis' deyip arkasında duracak bir kitlesi yok. CHP sadrazam koltuğundan başını kaldırmadan farklı şeyler denese de farklı sonuçlar elde edemeyecek.