Kısırkaya hayvan toplama kampı yeniden protesto edilecek!

Hayvan özgürlüğü aktivistleri, kent ve ekoloji hareketleri tarafından yapılan çağrıda Kısırkaya toplama kampına karşı 14 Ocak Persembe saat 13:00'da İBB önündeyiz denildi.
Kısırkaya hayvan toplama kampı yeniden protesto edilecek!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Hayvan hakları savunucuları, kent ve ekoloji hareketleri, Mimarlar Odası İstanbul Anakent Şubesi’nde düzenledikleri ortak basın toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kısırkaya’da inşa ettiği hayvan barınağı ile ilgili hukuksuzluğu teşhir etti. Yaşam savunucuları, 14 Ocak Perşembe günü saat 13:00’da İBB’yi protesto edeceklerini duyurdu.

 

Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, Dört Ayaklı Şehir, Hayvan Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneği (HAGİD), İstanbul Kent Savunması, Kuzey Ormanları Savunması, Sarıyer Kent Dayanışması ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği, bugün düzenledikleri basın toplantısında Kısırkaya’da İBB tarafından inşa edilen hayvan barınağının idarî yargı kararına rağmen hâla faaliyet gösterdiğini ve ilçe belediyeleri ile imzalanması planlanan protokolün, usulsüz hayvan toplamalarını ve hayvan hakları ihlâllerini arttıracağını açıkladı.

height=392

 

“KISIRKAYA TECRİT MERKEZİ YASADIŞI BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR”

 

Basın toplantısında konuşan Dört Ayaklı Şehir’den Mine Yıldırım “Kamuoyunda hayvanlar için ‘beş yıldızlı otel’ konforuna sahip olduğu söylenerek reklamı yapılan tesis, fiilî olarak binlerce hayvanın hapsedilmesine sebep olacak. Kısırkaya toplama kampı, İBB’nin şimdiye dek İstanbul genelinde sürdürdüğü yok etme politikalarının merkezîleştirileceği, hayvan katlinin sistematik hâle geleceği bir yapı olacaktır” açıklamasında bulundu.

 

Yıldırım, “İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde açmış olduğumuz davada, söz konusu inşaatın iptaline ilişkin karar verildi. Bu iptal kararına rağmen, Kısırkaya tecrit merkezi, yasadışı bir şekilde çalışmaya devam ediyor” dedi.

 

“KISIRKAYA VE BENZERİ PROJELER İSTANBUL’UN HEM DOĞASI HEM DE SOKAK HAYVANLARI İÇİN SAKINCALIDIR”

 

Kuzey Ormanları Savunması’ndan Behzat Diriker ise “Bizler Kısırkaya toplama kampına ve İBB’nin şehrin tamamında yürüttüğü katliamlara karşı mücadele ederken, Kadir Topbaş, yüzölçümü Kısırkaya’nınkine yakın bir tecrit merkezinin de Anadolu yakasında inşasına başlayacaklarını açıklamıştır. Amaç, İstanbul’un bir sorunu olarak nitelendirilen sokak hayvanı varlığını kökten bitirmektir. Pendik’te inşaat için düşünülen arazi, yaklaşık 40 bin m2’si 2B olarak bilinen ve orman işgalcilerine peşkeş çekilişinin önü “orman vasfını kaybetmiş arazi” tanımı ile açılan toplam 722 bin m2’lik bir alana yayılmaktadır. Ayrıca tasis edilen arazi, İstanbul’un içme suyunun en az üçte birini karşılayan Ömerli İçme Suyu Havzası’nın koruma kuşağında bulunmaktadır. Kısırkaya ve benzeri projeler İstanbul’un hem doğası hem de sokak hayvanları için sakıncalıdır.” diye konuştu.

height=369

 

 

KISIRKAYA HAYVAN BAKIMEVİ İLÇE BELEDİYELERİNİN KULLANIMINA AÇILIYOR

 

Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Burak Özgüner ise, “İdarî yargı kararına uyulmamasının yanı sıra, geçtiğimiz günlerde İBB Meclisi'ne sunulan komisyon raporunda, Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü Kısırkaya Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı II. Etabı'nın ilçe belediyelerince kullanımına dair "Ortak Hizmet Protokolü" imzalanması gündeme gelmiştir. İdari yargı kararı ile pek çok yönden mevzuata aykırı bulunan, kamu yararını görmezden gelen ve hakkında iptal kararı verilen bu tesis şimdi de ilçe belediyelerin kullanımına açılmak istenmekte” açıklamasında bulundu.

 

Özgüner “Buradan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sesleniyoruz: Her türlü hukuksuzluk ve usulsüzlüğe rağmen, sebep olduğunuz soykırıma son verin. İlçe belediyelerine sesleniyoruz: Hayvanları korumak iddiası ile 12 senedir yürürlükte olan bir yasayı bile uygulamaktan acizken, hayvanlara doğru düzgün hizmet sunmak yerine onları ortadan kaldırmaya yönelik her türlü girişiminize son verin, İBB’nin protokolünü imzalamayın” diyerek açıklamasına devam etti.

 

İBB PROTESTO EDİLECEK

 

Yaşam savunucuları, Kısırkaya toplama kampı ve benzerlerinin yanı sıra, ilçe belediyeleri ile imzalanmak istenen ortak protokole karşı çıkmak için 14 Ocak Perşembe günü saat 13:00’da Saraçhane’deki İBB Başkanlık binası önünde olacağını duyurdu.

 

 

BASIN TOPLANTISINDA OKUNAN BASIN AÇIKLAMASI METNİ:

 

BASINA VE KAMUOYUNA,                            

08.01.2016

 

Yaşama dair bütün güzellikleri yağmalayan, bütün canlıları bir tüketim nesnesi olarak gören ve bunları yaparken, hiçbir utanma belirtisi göstermeden, yaşamı en iyi şekilde koruduğunu iddia eden; doğaya, hayvana, insana düşman bir yönetim anlayışı ile bezenmiş bu devletten yaşamı korumaya çalışıyoruz. 

 

İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı Kısırkaya köyünde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, 72 hektarlık bir arazi üzerine “Kısırkaya Geçici Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı” adı altında, toplama kamplarından farksız bir hayvan tecrit merkezi inşa edildi. Bu tesiste, binlerce hayvan, binlerce senedir yaşadıkları sokaklardan toplanarak bir merkezde alıkonacak, doğalarına aykırı bir şekilde birlikte yaşamaya mecbur bırakılacaklar.

 

Kamuoyunda hayvanlar için 5 yıldızlı bir otel konforuna sahip olduğu söylenerek reklamı yapılan tesis, fiili olarak binlerce hayvanın hapsedilmesine sebep olacak. Bu sözde “iyi koşullar”ı diline dolamakta olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ve İBB’nin en üst düzey yöneticilerinin ve bu kurumların, hayvanların yaşam haklarının ihlâli konusunda sicili son derece kabarıktır. Kısırkaya toplama kampı  İBB’nin şimdiye dek İstanbul genelinde küçük barınaklarda hayvanlar üzerinde sürdürdüğü yok etme politikalarının merkezîleştirileceği, hayvan katlinin sistematik hale geleceği bir yapı olacaktır. Bunun yanında, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik öngören ve yakın zamanda yeniden TBMM Genel Kurulu'nda görüşüleceği duyumunu aldığımız tasarıda yer alan, toplanan hayvanların “okul, hastane, ibadethane, çocuk oyun alanı gibi toplumun yoğun olarak kullandığı yerler”in yakınına bırakılamayacağı ifadesi, hayvanların kentte yaşatılmak istenmediğini vurgulayan en iyi örneklerden biridir. Üstelik bir yasa tasarısında belli bir alanı, “gibi” kelimesiyle muğlak şekilde tarif etmek, uygulamada keyfiliğin önünü açmaktadır. 

 

Tesisin, başta Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’ne  ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın barınak kriterlerine dair yayınladığı genelgeler olmak üzere birçok mevzuat hükmü çiğnenerek inşa edildiği görülecektir. Konu sadece mevzuat ihlali değildir, resme tepeden baktığımızda inşaatın yapılabilmesi için doğal alanlar ile ilgili bir dizi yasal düzenlemeye gidildiğini görebiliriz. Orman ve Mera Kanunları ve bu kanunların uygulama yönetmelikleri üzerinde gidilen değişikliklerle doğal alanlar sermayenin tahribatına açılarak rant alanları haline getirilmiştir. 

 

4342 sayılı Mera Kanunu’na 10 Eylül 2014 tarihindeki değişiklikle “Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen yerlerin, ilgili müdürlüğün talebi, komisyonun ve defterdarlığın uygun görüşü üzerine, valilikçe tahsis amacı değiştirilebilir” bendi eklenmiştir (Madde 14/ı bendi). Bu tarihteki torba yasa değişikliğiyle Mera Kanunu da meraların kentsel dönüşüm projeleri kapsamında kullanılabilmesinin önünü açmıştır. Kısırkaya toplama kampının arazisi de statüsü değiştirilen bir meradır. Arazinin bir kilometre ilerisinde ise İstanbul’un Kuzey Ormanları’nı yok etmekte olan üçüncü köprünün yol güzergâhı bulunmaktadır. Kısırkaya toplama kampını hayvanların sistemli bir tecrit ve imha tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı bir merkez olarak görüyoruz. Tesisin arazi tahsis amacında olası bir değişiklik yapılması halindeyse, tüm bölgenin imara açılacağı ve rant politikalarıyla tahrip edilerek İstanbul’un ekosistemine onarılmaz zararlar verileceği korkusunu taşımaktayız.

 

Söz konusu arazinin, geçici hayvan bakımevi ile ilgili olarak, mevzuatta açıkça belirtilen koşulları sağlamadığı ve söz konusu arazi tahsisinin, birçok yönden mevzuata aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile, İBB'den geçici hayvan bakımevi inşaatının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedik ancak İBB bu başvuruyu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın arazi tahsisiyle ilgili verdiği izin doğrultusunda, arazinin mevzuata uygun olduğu iddiası ile reddetti. Bunun üzerine, konu idarî yargıya taşındı, İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nde açmış olduğumuz davada söz konusu inşaatın iptaline ilişkin karar verildi. İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu iptal kararına rağmen, Kısırkaya tecrit merkezi, yasadışı bir şekilde çalışmaya devam ediyor.

 

Mahkeme kararını uygulamayan ve gerekli izinleri almaksızın inşaata başlayan, tüm itiraz ve başvurulara rağmen inşaatını tamamlayarak ve halen yasadışı projesine devam ederek görevini kötüye kullanan ve imar kirliliğine yol açan İBB hakkında, gereken araştırmaları yapmadan, kanun ve mevzuata aykırı biçimde kurulan Kısırkaya Geçici Hayvan Bakımevi için mevzuata aykırı arazi tahsisinde bulunan Orman ve Su İşleri Bakanlığı hakkında 7 Ocak 2016 tarihinde suç duyurusunda bulunduk. Her ne kadar bu ülkede yargının bağımsız olmadığını, mahkemelerin verdiği kararlara keyfi olarak uyulmadığını bilsek de, suç duyurusunun sonucunu bekliyoruz, yasal olarak kullanabileceğimiz her yöntemi kullanacağımızı buradan tekrar belirtiyoruz. 

 

İdari yargı kararına uyulmamasının yanı sıra, geçtiğimiz günlerde İBB Meclisi'ne sunulan komisyon raporunda, Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü Kısırkaya Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı II. Etabı'nın ilçe belediyelerince kullanımına dair "Ortak Hizmet Protokolü" imzalanması, İBB Meclisi Hukuk Komisyonu ve Sağlık Komisyonu müşterek raporu ile gündeme geldi. İdari yargı kararı ile pek çok yönden mevzuata aykırı bulunan, kamu yararını görmezden gelen ve kapatma kararı verilen bu tesis şimdi de ilçe belediyelerin kullanımına açılmak istenmekte.

 

İstanbul'da ilçe belediyeleri ile imzalanacak olan bu protokolle, İstanbul'un her yerinden, ilçe belediyeleri tarafından toplanacak olan hayvanlar Kısırkaya'ya getirilecek, burada tedavileri yapıldıktan sonra, yine ilçe belediyeleri tarafından, alındıkları yerlere bırakılacaklardır. Bu her ne kadar kulağa iyi bir uygulama olabilecekmiş gibi gelse de, Türkiye'de toplama esnasında, hayvan sağlığı ile yakından uzaktan ilişkisi olmayan işçilerin uyguladıkları anestezikler yüzünden sayısız hayvanın öldüğünü, hayvanların alındıkları sokaklara değil ormanlara atıldıklarını biliyoruz. Kısırkaya gibi ulaşımın imkansıza yakın olduğu, şehrin çok uzağındaki bu bölgeye, saatlerce kapalı araçların içinde taşınacak olan bu hayvanların, yaşayacakları eziyetlerden ve yaşanacak ölümlerden kimi sorumlu tutacağız? Tarihinde sayısız katliama sebep olan devletin bu kurumlarına güvenmek ve şeffaflık çerçevesinde hayvanların haklarını koruyacaklarına inanmak, aptallıktan başka bir şey değildir.

 

Bizler Kısırkaya Toplama Kampı’na ve İBB’nin şehrin tamamında yürüttüğü katliamlara karşı mücadele ederken, Kadir Topbaş, yüzölçümü Kısırkaya’nınkine yakın bir itlaf ve tecrit merkezinin de Anadolu yakasında inşasına başlayacaklarını açıklamıştır. Amaç, İstanbul’un bir sorunu olarak nitelendirilen sokak hayvanı varlığını kökten bitirmektir. Bu tesis, yaklaşık 40 bin m2’si 2B olarak bilinen ve orman işgalcilerine peşkeş çekilişinin önü “orman vasfını kaybetmiş arazi” tanımıyla açılan, toplam 722 bin m2’lik bir alana yayılmaktadır.

 

Anadolu yakasında, Pendik'teki, üzerinde henüz inşaata başlanmamış arazi, yürürlükte bulunan Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği'nin 22. maddesinde belirtilen arazi seçim kriterlerine, Kısırkaya'da olduğu gibi yine uygun değildir. Söz konusu arazi ile ilgili imar planlarına, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi tarafından, itiraz edilmiş ancak bu itiraz İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yasal süresi dahilinde cevaplandırılmayarak zımnen reddedilmiş sayılmıştır. Söz  konusu arazi ile ilgili, arazinin mevzuata aykırılığı nedeni ile İBB'ye yapılan tüm başvurular sonuçsuz kalmış, arazinin tahsisi, niteliği ile ilgili olarak da bilgi edinme talepleri İBB tarafından yok sayılmıştır.

 

Pendik toplama kampı için düşünülen arazi, İstanbul'un içme suyunun en az üçte birini karşılayan Ömerli İçme Suyu Havzası'nın koruma kuşağında bulunmaktadır. Yağmur suyu toplama işlevi de olan bu alan; ekolojik bütünlüğü ve orman vasfının geliştirilerek sürdürülmesi gereken İstanbul'un nadir rezerv alanlarından biridir. İstanbul'un doğası ve yaşamı için bu denli önemli bir alanda devasa bir hayvan toplama merkezinin kurulması, İstanbul'un ekolojik dengesine karşı girişilen kötü niyetli bir kasıttan başka bir şey değildir. Kısacası, Pendik toplama kampı,  Kısırkaya örneğinde olduğu gibi, İstanbul’un hem doğası hem de sokak hayvanları için sakıncalıdır.

 

Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesi uyarınca kamu görevlileri, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde dürüstlüğü ve beyana güveni esas alırlar. Bahsi geçen arazinin kriterleri, en başta ulusal mevzuatımıza aykırılık teşkil etmektedir; arazi seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar yerine getirilmemiş, mevzuata göre seçimi mümkün olmayan bir tesisin inşasına yakında başlanacaktır. 

 

İBB Başkanı Kadir Topbaş, basında yer bulan demeçlerinde, söz konusu tesisin 15.000 köpeği barındıracağını duyurmuş, ancak İBB'ye yapılan başvurularda, Topbaş'ın beyanlarından farklı cevaplar, başvuru sahibi vatandaşlara verilmektedir.Yine aynı yönetmeliğin 9. maddesi gereği kamu görevlileri, dürüstlük ve yasallık ilkeleri çerçevesinde davranmakla yükümlüdür. Ancak Kadir Topbaş, çok büyük bütçeli bir proje olan söz konusu tesisin daha en başında, tesisin arazi seçiminde bile yasallık ilkesinden uzaklaşmıştır. Böylesine büyük projeli bir tesisin inşaatından, sivil toplum örgütlerinin de haberinin olmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu projenin hazırlığı, inşaatı ve işleyişine dair, sadece bir ya da birkaç sivil toplum örgütünün değil birçok sivil toplum örgütünün haberdar edilmesi gerekir. Ancak görülmektedir ki, STK'lara bilinçli olarak haber verilmemiş ya da usulen birkaç STK haberdar edilmiştir. Bu tavır, Türkiye'nin de imzacısı olduğu Paris İlkeleri'ne ve Karar Alma Sürecine Sivil Katılım İçin İyi Uygulama İlkesi'ne de aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca, söz konusu arazi ile ilgili olarak, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan başvurular yok sayılmış, hâlihazırda yasa dışı olan bu idarî işlem ve arazi hakkında kanunî yollara başvurmamız da engellenmektedir. Bu tutum, Kadir Topbaş'ın ve yöneticisi olduğu İBB’nin taraflı olduğunu göstermektedir. Taraflı bir tutum sergileyen Kadir Topbaş, tutum ve davranışları ile ilgili yönetmeliğin 10. maddesinde de geçen kamu yönetimine duyulması gereken güveni de sarsmıştır.

 

Buradan da duyuruyoruz; en kısa zamanda, kamu görevlileri etik davranış ilkelerini yok sayan, ilgili yönetmeliğe aykırı davranan ve mevzuata aykırı bir yapılaşmanın mimarı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş hakkında Kamu Görevlileri Etik Kurulu'na başvuracağız.

 

Mahkeme kararına rağmen, gerekli izinleri almamakta direnen ve halen Kısırkaya'da faaliyetini sürdüren İBB'yi de Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na şikayet edeceğimizi duyuruyoruz. Ayrıca İBB'nin yaptığı usulsüz toplamalar konusunda Kamu Denetçiliği Kurumu'na da başvuracağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.

 

İBB'nin Kısırkaya'da ve Anadolu yakasında usulsüz ve hukuksuz bir şekilde devam etmeye çalıştığı bu katliam projelerini teşhir etmeye, hayvanlarla birlikte doğayı da yok eden bu zihniyet terk edilene dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Kısırkaya toplama kampı ve benzerlerine bir kez daha karşı çıkmak için 14 Ocak Perşembe günü saat 13:00'da Saraçhane'deki İBB Başkanlık binası önünde olacağımızı duyuruyoruz.

 

Buradan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne sesleniyoruz: Her türlü hukuksuzluk ve usulsüzlüğe rağmen, sebep olduğunuz soykırıma son verin. Bir suç mahalli olarak karşımıza çıkan Kısırkaya toplama kampını "deniz manzaralı bakımevi", "hayvanlara beş yıldızlı hizmet" gibi aldatmaca başlıklarla sunarak yarattığınız algı bizlerin nezdinde hiçbir zaman zaten oluşmamıştı. Hayvanları kendi kirli ve kanlı ticaretlerinize, ihalelerinize alet etmeye son verin. Bu suça ilçe belediyelerini de ortak ederek yürüttüğünüz soykırım projesini sonlandırın; beş yıldızlı bakımeviniz dâhilindeki her türlü donanımı merkezî yerlere taşıyın, niyetiniz varsa şeffaf bir şekilde sokak hayvanlarına yasa zorunluluğu olan bakım-tedavi hizmetlerini sunun.

 

Şu anda İBB tarafından, Kısırkaya toplama kampının ortak kullanıma açılması için kendilerine protokol örneği gönderilen ve protokolü imzalamak üzere olan ilçe belediyelerine sesleniyoruz: Hayvanları korumak iddiası ile 11 senedir yürürlükte olan bir yasayı bile uygulamaktan acizken, hayvanlara doğru düzgün hizmet sunmak yerine onları ortadan kaldırmaya yönelik her türlü girişiminize son verin, İBB'nin sokak hayvanlarına yönelik uyguladığı soykırıma ortak olmayın.

 

Her türlü itiraza, başvuruya, mahkeme kararına rağmen, İBB'ye orman arazilerini peşkeş çeken Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bu bakanlığın taşra teşkilâtlarına sesleniyoruz: Yaptığınız idarî işlem, en başta kendi yazıp yürürlüğe koyduğunuz yönetmeliğe ve birçok mevzuat hükmüne ters düşüyor. Kısırkaya ve benzeri tecrit projeleri ile orman arazilerinin talanına, ekolojik tahribata ve zaten ihalelerle üzerinden para kazandığınız yaban hayvanlarının yaşam alanlarının tecavüz edilmesine ortak olmayın, bu talan ve işgal projelerine son verin.

 

İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin verdiği karara rağmen Kısırkaya toplama kampı üzerindeki tesisler için kılını kıpırdatmayan İstanbul 3. No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na sesleniyoruz: Görevinizi yapın; mahkeme kararının da işaret ettiği gibi Kurulunuzdan hiçbir izin almaksızın, birçok mevzuat hükmünü çiğneyerek inşa edilen tesislerin kaldırılması için adım atın, bu hukuksuzluğu, kendinizi bağlayan mevzuat hükümlerini görmezden gelmeye devam etmeyin.

 

Kamu Görevlileri Etik Kurulu'na sesleniyoruz: Kamu görevlileri etik ilkeleri ve kurumunuzu ilgilendiren yönetmeliğe alenen muhalefet eden İBB Başkanı Kadir Topbaş için harekete geçin. Göz göre göre hukuksuzluğa, adaletsizliğe, eşitsizliğe sebep olan, kamuyu zarar uğratan kamu görevlilerine artık yaptırım uygulayın.

 

Bu hukuksuzluğa direnen, her türlü ilke kararını görmezden gelen, sessiz kalarak bu soykırımı destekleyen tüm devlet kuruluşlarına, bürokratlara sesleniyoruz: Hukuku imtiyazlı bir şekilde uygulamayı bırakın, İstanbul 6. İdare Mahkemesi kararını uygulayın, bu soykırım merkezini kapatın!

 

Kısırkaya gibi projeleri destekleyen, hayvanlara bedava hizmet verilecek diye tamamen ya da kısmen onaylayan hayvanseverlere ve hayvan koruma gönüllülerine sesleniyoruz: Bu oyuna gelmeyin; özellikle gündemde olan ilçe belediyeleri ile imzalanacak olan protokollerin hemen akabinde daha da sistematik ve merkezî bir hâle gelecek soykırımın boyutlarını arttırmayın, iyi niyetinizin kullanılmasına izin vermeyin. Kısırkaya gibi bir rant projesi olmadan da hayvanlara çok iyi koşullarda bakım-tedavi hizmetleri sağlanabileceğini unutmayın, istenildiği takdirde tabii... Beş yıldızlı otelmiş gibi sunulan, dışı şekere içi zehre bulanmış merkezlerin ücra köşelerde kurulmasına ön ayak olmayın; bu merkezlerde hayvanların kilometrelerce ötedeki ilçelerden son derece can acıyan koşullarda toplanıp taşındığını, bugüne dek bu yolla çok ciddi bir soykırım yapıldığını ve bu hayvanların gözden ırak bir şekilde ortadan kaldırılacağını unutmayın.

 

Mahallemizdeki komşularımıza sesleniyoruz: Yüzyıllardır sokak hayvanları ile birlikte yaşam kültürümüzü unutmayın; sokağınızdaki, mahallenizdeki hayvanların bilinmeze gönderilmesine izin vermeyin. Yerel yönetim eliyle sokak hayvanlarına yapılan her müdahalenin, yaşam alanlarımıza, bir arada var olma kültürümüze, en temel aidiyet ve adalet hislerimize saldırı olduğunu unutmayın. Mahalle sakinlerimiz olan sokak hayvanları toplatıldığında mutlaka hangi belediye tarafından, nereye, ne amaçla götürüldüklerini sorun. Onları kimsesiz bırakmayın, mahallenize geri getirilmeleri için talepte bulunun.

ÇAĞRICILAR:

BAĞIMSIZ HAYVAN ÖZGÜRLÜĞÜ AKTİVİSTLERİ  
DÖRT AYAKLI ŞEHİR 
HAYVAN HAKLARINI KORUMA VE GELİŞTİRME DERNEĞİ (HAGİD)
İSTANBUL KENT SAVUNMASI  
KUZEY ORMANLARI SAVUNMASI  
SARIYER KENT DAYANIŞMASI  
YERYÜZÜNE ÖZGÜRLÜK DERNEĞİ