Olay, geçen yıl 28 Mart'ta saat 01.30 sıralarında Karahöyük Mahallesi Pirhasan Sokak'taki evde meydana geldi. Azzam Al Abdullah'ı, yatağında hareketsiz halde bulan amcası İsmail Al Abdullah, polis ve sağlık görevlilerine haber verdi. Eve gelen sağlık görevlilerince yapılan kontrolde Azzam Al Abdullah'ın yaşamını yitirdiği belirlendi. Yapılan incelemede Abdullah'ın vücudunda, darbeye bağlı çok sayıda morluk olduğunu tespit edildi. Polisin yaptığı incelemede de babası olaydan yaklaşık 15 gün önce sınır dışı edilen çocuğun, üvey annesi Raaşa Osman ve kardeşleriyle birlikte kaldığı ve üvey annesi tarafından sokaklarda kağıt toplattırıldığı ortaya çıktı.
ÖNCE 'SOKAKTA KAVGA ETTİ' DEDİ, SONRA SUÇUNU İTİRAF ETTİ
Polis, üvey anne Raaşa Osman'ı gözaltına aldı. Raaşa Osman, ilk olarak polise, Abdullah'ın kağıt toplamak için evden çıktığını, kavga edip geri geldiğini, bu nedenle vücudunda morluklar olduğunu söyledi. Polisin anlatımlarındaki çelişkiler üzerine sorguya aldığı üvey anne, Abdullah'ı, eve geç geldiği için hortumla dövüp, defalarca havaya kaldırıp yere attığını itiraf etti. Osman, çocuğu daha önce de dövdüğünü söyledi. Kardeşleri de üvey anneleri Raaşa Osman'ın, Azzam Al Abdullah'ı hortumla dövdükten sonra havaya kaldırıp yere attığını, baygınlık geçirince de yüzüne su döktüğünü, ağzından kan gelmesi üzerine yatağına yatırdığını anlattı. Raaşa Osman, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
KİMSEYE HABER VERMEDEN ÇOCUĞU GÖMMEYİ DÜŞÜNMÜŞ
Konya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen daha önceki duruşmalarda tanık olarak dinlenen Azzam Al Abdullah'ın amcası İsmail Al Abdullah, yeğeninin üvey annesi tarafından sürekli dövüldüğünü belirtti. İsmail Al Abdullah, şunları söyledi:
"Babası Suriye'ye gittikten sonra Azzam Al Abdullah, üvey annesi ve kardeşleriyle kaldı. Raaşa çok sinirliydi. Kendi çocuklarını bile dövüyordu. Beni telefonla arayıp, Azzam'ın öldüğünü söyleyince hemen evlerine gittim. Raaşa, bana çocuğun koronavirüsten öldüğünü ve hemen gömmemizi söyledi. Raaşa sürekli ağlıyordu. Sinirli bir hali vardı. 'Babaları Suriye'ye gitti biz burada kaldık' dedi. İçeri girdiğimde çocuğu kefenlemiş gibi battaniyeye sarmışlar. Gömeceklerdi. Gömmek için hazırlık yapmışlardı. Kimsenin haberi olsun istememiş. Biz koronavirüsten de olsa yeğenime bakmak istedik. Belki çöpten filan birşey yedi, boğazında bir şey kalıpta mı öldü, diye düşündük. Raaşa kimsenin haberi olmadan yeğenimi gömecekti."
'AYAĞIYLA ÇOCUĞUN GÖĞSÜNE BASMIŞ'
Yeğeninin vücudunda hortum izlerini fark ettikten sonra komşularının yardımıyla polis ve sağlık görevlisini aradıklarını ifade eden Abdullah, "Üzerini açtığımda vücudunda hortum izleri vardı. Ayağıyla çocuğun göğsüne basmış. Kendi çocuklarını yanından ayırmazdı. Onları sobanın yanında oturturdu. Yeğenimi ise yağmur altında dışarıda bekletirdi. Yağmur, kar demeden çöpten malzeme toplatırdı. Yeğenim gidip çalışıyor, kazandığı parayı da Raaşa'ya veriyordu. Çocuğu hiç evde oturtmaz, sürekli çalıştırırdı" dedi.
'BANA BURADA BAKACAK KİMSEM YOK TAHLİYEMİ İSTİYORUM'
Konya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, bugün görülen karar duruşmasında, tutuklu Raaşa Osman, son kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya SEGBİS yöntemiyle tercüman eşliğinde katılan Osman, çocuğu öldürmek istemediğini öne sürdü. Osman, "Kasten yapmadım. Öldürmek gibi bir niyetim yoktu. Eve geç geldiği için dövmüştüm. Bana burada bakacak kimsem yok. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
CEZADA İNDİRİMİ ALMADI
Mahkeme heyeti, Raaşa Osman'ı 'kendini savunamayacak çocuğu öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Hakkında da herhangi bir cezai indirim uygulanmayacağı belirtildi.