Sosyal medyada birkaç gündür, sıcak su buharına tutulan maskelerden kurtçuklar çıktığı iddia edilerek, konuyla ilgili yapılan deneylerin videoları paylaşılıyor.
İşin aslı, cerrahi maske dediğimiz "meltblown" maskelerin içinde polimer yani plastik bulunuyor. Bu mikro boydaki plastik parçaları ısıya maruz kalınca deforme oluyor. Deforme olduğu anda ise kurtçuğa benzer bir görünüme giriyor ve hareket ediyor halde oluyor. Demirören Haber Ajansı'na bu deneyi yapan dahiliye uzmanı Dr. Aytaç Karadağ, sosyal medyadaki görüntülerle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
Dr. Karadağ, su ısıtıcı üzerine koyduğu iki ayrı cerrahi maskede bu oluşumları gösterdi. Karadağ, ortaya çıkan küçük polimer parçalarını ise tek tek gösterdi. Dahiliye uzmanı Dr. Aytaç Karadağ, "Aslında bu bir biyokimyasal süreç, normalde bu cerrahi maskelerde yüksek ısıyla birlikte hidrostatik bir basınç yükleniyor. Bu basınçla birlikte de maskenin içinde polimer liflerin şeffaf olanlarını göremiyoruz ama farklı tip olanları çok rahatlıkla görebiliyoruz. Nanorobot dediğimi aslında bu kıvrıl yaşam değil, lif parçacıkları oluyor. Bu bütün maskelerde olabiliyor, özellikle Sağlık Bakanlığı'nın önerdiği 'meltblown' dediğimiz cerrahi maskelerde daha fazla oluyor. Pamuksu lifli olan maskelerde oluşmuyor ama normalde polimer liflerle birlikte olan yeni teknolojili, koruyuculuğu fazla olan maskelerde sıcak hava baloncuklarıyla birlikte hidrostatik bir yük yükleniyor ve buna bağlı olarak da bu polimer lifler açığa çıkıyor. Kesinlikle yüksek ısıda su buharıyla oluyor, bizim nefesimizle bu su buharı oluşmuyor. Normal hayatta, gündelik hayattaki kullanımımızda bu liflerin oluşması mümkün değil. Zaten bunlar normal bildiğimiz polimer lifleri. Herhangi bir ipliksi çıkıntılar, farklı renkte gözüktüğü için nano robotlara benzetiliyor, robotla alakası yok. Biyolojik bir canlıdan da bahsetmiyoruz" dedi.
"MASKENİN TAKILMAMASINI BEN CİNAYET OLARAK GÖRÜYORUM"
Dr. Karadağ, "Aslında bu tür asparagas haberler halkımız tarafından da bol miktarda teyit ediliyor veya kabul görüyor. Bu aslında maskeyi takmak istemeyen insanlar için bir bahane teşkil ediyor. Ama maskeyi takmamakla sadece kendimiz değil, çok sevdiğimiz anne, babalarımızı, yavrularımızı da riske ediyoruz. Biz maskeyi takmayarak belki taşıyıcı olabiliriz ama eve getirdiğimiz o mikro organizmalar, virüsler çok sevdiğimiz annemizin, babamızın kaybına sebebiyet verebilir. Şu anda salgının 13. ayıdayız, bu süreç içinde en ağır vakaların seyrettiği, salgının pik yaptığı evredeyiz. Bu açıdan aslında maskenin takılmamasını ben cinayet olarak görüyorum" diye konuştu.