Kurtulmuş: Silahların üzerine beton dökülmesi şart!

Kurtulmuş, yaptığı basın açıklamasında, ''Geçici hükümetin bu süre içerisinde memleketin meselelerine ilk gün de söylemiştik. Bir geçici hükümet tarzı ve tavrıyla değil, kalıcı bir hükümet bilinciyle yaklaştığını ve özellikle 7 Haziran ve 20 Temmuz'dan sonra ortaya çıkan siyasi tablonun getirmiş olduğu ağır yüklere rağmen özellikle terörle mücadele ve Türkiye'nin ekonomik alandaki karşılaşmakta olduğu krizler çerçevesinde büyük bir ferasetle meseleye yaklaştığını görmüş olduk. Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Sayın Başbakanımız bu geçici hükümette görev alan bütün bakan arkadaşlarımıza teşekkürlerini ve takdirlerini ifade etti. Bakan arkadaşlarımız da seçim sonuçları dolayısıyla başbakanımızı tebrik ettiler. Bu bir ilkti ve bu tecrübeyi de Türkiye, başarılı şekilde gerçekleştirmiş oldu. Bu anlamda bundan sonraki süreçlerde inşallah bir daha Türkiye'de böyle bir şey olmaz. Ama Türkiye'de bir geçici hükümetin nasıl kurulabileceği nasıl işleyeceği başarılı bir örnekle ortaya konulmuş oldu. Tarihi bir deneyimi hep beraber yaşamış olduk. Terörle mücadele konusunda denebilir ki on yıllar boyunca en etkili terörle mücadele dönemlerinden birini yaşadık. Terör örgütlerinin önemli bir kısmının özellikle Türkiye'de faaliyet gösterebilen, eylem yapma kapasitesi yüksek olan 3 terör örgütünün eş zamanlı operasyonlarına karşı hükümet hiç taviz vermeden büyük bir kararlılıkla icraatlarını sürdürdü. Bu anlamda ciddi şekilde terörle mücadelede başarı kazanılmış oldu. Bu hükümet geçici bir hükümet olmakla birlikte bu süreci başarılı şekilde yürüttü. Türkiye'yi önemli şekilde 1 Kasım seçimlerine götürerek hem seçim öncesinde hem seçim gününde hem seçim gününden sonraki süreçte Türkiye, uluslararası gözlemcilerin de hiçbir şekilde en ufak bir söz söylemediği, son derece açık ve demokratik bir seçimi geride bırakmış oldu. Hukukun sınırları içinde kalınarak terörle mücadele gerçekleştirildi. Sadece terörle silahın arasına mesafe koymak yani terör örgütünü ve onların militanını silahsızlandırmak değil, aynı zamanda terör örgütü mensuplarıyla vatandaşımızın arasına da mesafe konularak vatandaşımızın bu süreçte zarar görmemesi için elinden gelen bütün gayreti ortaya koydu güvenlik kuvvetlerimiz. 1 Kasım seçimleri geçmiş seçimlerle mukayese edildiği zaman diyebiliriz ki en olaysız seçimlerden birisi olmuştur. Hiçbir yaralama, ölüm olayı vuku bulmamış; ufak tefek sürtüşmelerin dışında Türkiye genelinde doğu ve güneydoğu başta olmak üzere ciddi şekilde başarılı ve olaysız bir seçim günü geride bırakılmıştır. Seçim sonrasında sandıkların açılması, oyların sayılması, sandıktaki oyların ilçe ve il seçim kurulları bünyesinde tutanakların birleştirilmesi konusunda da hemen hemen itirazın en az olduğu seçimlerden birisini Türkiye, 1 Kasım seçiminde yaşamıştır. Geçici Bakanlar Kurulu, göreve geldiğinde ne kadar ağır bir terör baskısıyla Türkiye'nin baskı altına alındığını hepimiz yaşadık. Suruç katliamı ve Ankara katliamıyla birlikte bu katliamı yapanlar, bu katliamı yapanların arkasında duranlar, onların arkasındaki siyasi iradeler, onların arkasındaki terör örgütüne güç veren onlara kuvvet ve imkan sağlayan eller belki şunu istiyorlardı. Türkiye bu terör ortamı içerisinde kalsın ve Türkiye seçimi dahi ertelesin. Hedefleri Türkiye'nin birliği ve bütünlüğüydü, doğru. Ama aynı zamanda hedefleri 1 Kasım seçimleriydi. Seçimlerin böylesine güzel şekilde yapılmış olması, seçim sürecinde de herkesin özgür şekilde propaganda yaparak seçim gününde de vatandaşlarımızın özgür şekilde oylarını vermesi, sonuçları itibariyle de yüksek bir temsil oranının ortaya çıkması çok açık, çok demokratik bir seçimin olması Türkiye için çok önemliydi. Bunları şimdi gururla ifade ediyoruz. Ama zaman içerisinde belki milletçe endişelendiğimiz dönemler oldu. 1 Kasım sonuçları Türkiye'de milli iradeyi ortaya koydu. Ümit ediyoruz ki YSK'nın takvimine göre ayın 17'sinde TBMM'de yemin töreni başlayacak. Ondan sonraki 5 gün içerisinde TBMM Başkanlık seçimi gerçekleştirilecek. Hemen arkasından da başbakan Türkiye'nin 64'üncü Hükümetini kurma görevini cumhurbaşkanımızdan alarak hükümeti kurma çalışmalarını başlatacaktır. Terör örgütü veya terör örgütüne müzahir güçlerin burada 2 yüzlü davranmaması gerekir. Bir elinizde silah diğer elinizde halay çekeceksiniz. Öyle şey olamaz. Silahların üzerine beton dökülmeli.  Devletin meşru güçleri dışında elinde hiç kimsenin eline silah almaması ilk şarttır. Bu sağlandıktan sonra terör örgütünün Türkiye'de hareket imkânı ortadan kaldırıldıktan sonra barış milli birlik ve kardeşlik süreci gerçekten bütün yönleri ile ortaya konulacaktır. Vatandaşlarımız ile aramıza terör örgütünü girmesine asla müsaade edilmeyecektir. Kıyamete kadar bu topraklarda barış içerisinde yaşa bileyeceğimiz bir düzeni de sağlayacaktır. Kimsenin şüphesi olmasın. IŞİD ile mücadeleye gelince Türkiye 20 Temmuz'dan sonra çok zor bir süreç yaşıyor. Üstün bir koordinasyon ile mümkün olduğu kadar etkin bir şekilde geçiriyoruz. Bu tehdit sadece Türkiye sınırlarındaki tehdit değildir. Suriye, Irak gibi yönetilemeyen iki ülkeden bahsediyoruz. Özellikle Suriye'de örgütlerin cirit attığı bir coğrafya söz konusu. Diyebiliriz ki Suriye bir örgütler konfederasyonu haline dönüşmüştür. IŞİD başta olmak üzere bir çok örgüt Türkiye'yi doğrudan doğruya tehdit altına almak istemektedirler. Türkiye IŞİD'e ve diğer bütün tehdit oluşturan bütün terör örgütlerine karşı kendi sınırlarımızda ve dışında mücadelede kararlıdır. Tehdit etmesine müsaade etmeyecektir. Bu Türkiye'nin varlık meselesidir. Türkiye üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirecektir. Bu örgütlerin Türkiye'ye  doğrudan tehdit oluşturmalarını önleyecek girişimlerde bulunacaktır" diye konuştu.