Kate Winslet: Gerçekten çarşafların arasına karışmış haldeyken yanınızdaki oyuncuya dönüp Burada ne halt ediyoruz?” dersiniz. Sevgili anneciğim, bugün işte şu şu kişinin testisi yanaklarıma değdi.” Bu sahneleri bu şekilde düşünürseniz etik olmaz.
Dakota Johnson: Seks sahnesi çekmek şehvetli ya da memnuniyet verici bir an değildir. Gerçekten çok sıcak olur, cinsel anlamda bir sıcaklık değil bahsettiğim, çok terli ve rahatsız hissedersiniz. Dahası (‘Grinin 50 Tonu’ filminde) ellerim, ayaklarım ve gözlerim bağlıydı ve o tuhaf aletle bana vuruluyordu. Duygusal olarak çok zordu.
Mila Kunis: Seks sahnesi çekmek zordur. Partnerinizin arkadaşınız, bir kadın ya da bir erkek olması fark etmez; sonuçta 100 kadar set ekibi de sizinledir. Size ışık yapan, pozisyonunuzu değiştiren ekip elemanları… Hiç rahat bir ortam değil.
Hugh Grant: Seks sahnelerinden, gerçekten sevişmediğimiz halde çok keyif alırım. Klasik yanıt O hayır, etrafınızda o kadar çok teknik eleman varken seks sahneleri hiç seksi değildir” şeklinde oluyor. Ama ben bunu her zaman son derece tahrik edici bulurum.
Liam Hemsworth: Set ekibinin ve diğer oyuncuların önünde pantolonunuzu indirmek her zaman çok tuhaf bir durum. Sahne esnasında sorun yok, rahatsız hissetmiyorsunuz ama kestiğimizde ve ortalıkta iç çamaşırınızla kaldığınızda durum tuhaf ve rahatsız bir hale geliyor.
Lena Dunham: ‘Girls’ün ilk sezonundan sonra vücudu çıplak gösteren özel parçayı (nude patch) giymeyi bıraktım. O dizide vajinamın içini görmeyen tek erkek kalmamıştır. ‘Nude patch’ çok terletiyor ve sürekli düşüyor. Netice de erkek rol arkadaşlarım da bu durumu umursamıyor. Anne Hathaway: Yabancıların karşısında soyunmak son derece utanç verici. Ama hayattaki pek çok şey gibi, bir süre sonra siz de herkes gibi alışıyor ve hatta eğlenmeye başlıyorsunuz.
The Independent