Mehmet Ali Şahin, Safranbolu ilçesinde bir restoranda düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, Avusturya'nın Türkiye'ye karşı silah ambargosu uygulama kararına ilişkin Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bize ne veriyor Avusturya? Sadece insansız hava araçlarının motorunu oradan alıyormuşuz. Aynı motoru başka yerden temin ederiz. O nedenle onların kararı tamamen siyasi karardır, teröre destektir. Avrupa Birliği'nin şu anda bulunduğu nokta teröre destek noktasıdır, terör örgütlerine destek noktasıdır. Türkiye teröre teslim olmayacaktır. Arkasında kimi Avrupa Birliği ülkeleri olsa bile bu terör sorununu Türkiye alt edecektir."
Bir gazeteci, daha önce HDP'li milletvekilleriyle ilgili "tutuklanmasalar daha iyi olurdu" diye söylediğini hatırlatmasına Şahin, "HDP'li milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili 'tutuklanmasalar daha iyi olurdu.' dedim. Hala aynı fikirdeyim. Niçin? Çünkü, ben Meclis Başkanlığı yapmış biri olarak şunu düşünürüm; Gerçekten demokratik bir ülkede parlamento aritmetiği ölüm ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla ancak değişmelidir. Parlamentodaki 550 milletvekili var. Bu aritmetik zaman zaman değişebilir, azalabilir, ölüm ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla. Aksi halde ne olur.? Yargı organlarının yasama organı üzerinde çok rahatlıkla vesayet kullanmasını doğru bulmam. Yani parlamento aritmetiğinin değişmesini yargı organlarının eline vermemeliyiz." karşılığını verdi.
'HDP'Lİ VEKİLLER TAHLİYE EDİLEBİLİR'
"Diyelim ki şuanda iş başında bulunan hükumet bir kaç oyla güvenoyu almış bir hükumet olsaydı ve iktidar partisine mensup bazı milletvekilleri tutuklanmış olsaydı, parlamentoda muhalefet bir gensoru önergesi verseydi, parlamentoda kimi milletvekilleri tutuklu olduğu için azınlığa düşmüş olan bu hükumet düşerdi." diyen Şahin, şunları söyledi:
"Geçmişte parlamentoda bulunduğum dönemlerde bir-iki oyla güvenoyu almış olan hükumetler gördüm. Dolayısıyla bir milletvekili hakkında bir dava açılabilir ancak kesinleşene kadar milletvekillerinin milletvekilliklerini yapması gerekli. Mehmet Haberal kararında Anayasa Mahkemesi'nin bir görüşü var. Diyor ki, 'Milletvekilleri cezaevinde tutuklu. Ancak bu kişi cezaevindeyken milletvekili seçilmiş parlamenterlik yapamıyor.' Bir milletvekilinin parlamenterlik yapması önüne bir engel konmamalıdır, kesinleşmemişse hakkında ki hüküm. Şimdi Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkında bulundular. Muhtemelen Anayasa Mahkemesi, Mehmet Haberal kararında olduğu gibi bunlarla ilgili, bu kişiler, 'henüz milletvekilidir, dolayısıyla milletvekilliği yapmaları asıldır.' diyerek bir karar verirse tahliye edilirler."
'YAPILAN İŞLEMLERİ SON DERECE DOĞRU BULUYORUM'
"Bu kişiler teröre destek veren kişilerdir, terörün arkasındaki kişilerdir ve bu kişiler dokunulmazlığı bazı dosyalardan dolayı kaldırıldığında 'biz gidip ifade vermeyeceğiz.' dediler ve devlete açıkça meydan okudular. Tabii ki devlet, ilgili kurumlar, savcılıklar, mahkemeler kendilerine meydan okuyan bu kişileri alıp, ifadelerini almalıdır." şeklinde konuşan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Nitekim öyle yapılmıştır. O noktaya kadar yapılan işlemleri son derece doğru buluyorum. Bu tamamen yargı kararı, mahkemenin vermiş olduğu karar. Siyasi iradenin vermiş olduğu karar değil. Hukukçu ve eski Meclis Başkanı olarak parlamentoların üzerinde hiçbir vesayet olmaması, parlamentoların her türlü dış
etkiden kurtulmuş olarak görevini rahat bir şekilde yapmalarının gerekli olduğuna inandığım için o beyanda bulundum."