Koronavirüs salgınında, Omicron varyantının da etkisiyle Türkiye’de vaka sayıları rekor seviyede seyrederken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Artan vaka sayılarının sizi ürkütmemesini Sağlık Bakanınız olarak en yüksek sesle söylüyorum, endişe etmeyiniz, hastalık eski günlerindeki gücünde değil” diye konuştu.
Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen, Çotanak Spor Kompleksi, Aksu Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Doğalgaz Dağıtım Hattı Altyapı Projesi ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde konuştu:
Müsterih olunuz, en kötü günler geride kaldı
Artan vaka sayılarının sizi ürkütmemesini Sağlık Bakanınız olarak en yüksek sesle söylüyorum; endişe etmeyiniz, hastalık eski günlerindeki gücünde değil” diyen Koca, Grip olan vatandaşlarımızın sayısını günlük olarak ilan etsek benzer manzaralarla karşılaşacağız. Gripten kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısını günlük olarak açıklasak salgından farklı olmadığını göreceğiz. Müsterih olunuz, en kötü günler geride kaldı”
Umarım bu yaklaşımı yeniden değerlendiririz
Yeni vaka sayısında art arda rekorlar kırılırken, Bakan Koca’nın ‘endişe etmeyiniz’ yönündeki açıklamalarına Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'dan tepki geldi.
Ceyhan, bugün yaptığı paylaşımda, ‘endişeye gerek yok, virus eski gücünde değil’ şeklindeki ifadelere tepki gösterdi, ‘ciddi sonuçlar doğurabilir’ dedi.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Prof. Dr. Ceyhan, şunları belirtti:
Gerçekten endişeye gerek yok mu? ‘Endişeye gerek yok, virus eski gücünde değil’ şeklinde açıklamalar ve önlemlerin kaldırılması ciddi sonuçlar doğurabilir:
1) Hukuki sorunlar: COVID 19 ölümleri önlenebilir ölümlerdir. Aşı önerdik ama yaptırmadı demek, kısıtlamaları kaldırmanın doğurduğu sonuçları ortadan kaldırmaz. Önceki yıllara ait; aşı olmadığı için hayatını kaybettiği veya sakat kaldığı iddiasıyla kişiler ve aileleri tarafından açılmış çok sayıda tazminat davası vardır. Sağlık Bakanlığı'nın ve Bilim Kurulu'nun Hukuk Kurulu'ndan görüş alması uygun olacaktır.
2) Etik problemler: Salgını kendi haline bırakmak, alınabilecek bütün önlemleri almamak her gün 200 ölüme ve yaşayanlarda çok sayıda sakatlığa yol açmaktadır. Ekonomik ve sosyal gerekçeler, sağlığın önüne konamaz. İnsanlığın birinci hakkı sağlıklı yaşamaktır. Kaldı ki, salgın ortamında önlemleri azaltmak ekonominin düzelmesine olumlu katkıda bulunmaz.
3) Ekonomik problemler: önlemleri azaltıp, salgınla hastanelerde savaşmak, önlemleri artırıp hasta sayısını azaltmaktan çok daha pahalı bir yöntemdir.
4) Tıbbi problemler: Omicron geçirenlerde uzun sürede hangi sorunların ortaya çıkacağını bilmiyoruz. Ciddi kalp damar ve sinir sistemi sorunları gelişebilir.
5) Epidemiyolojik problemler: Omicron'un son varyant olduğunun ve salgının toplumsal bağışıklık oluşturacağının garantisi mi var? Bazı ülkelerde vaka sayılarının azalmaya başlaması salgının biteceğini göstermez. Şimdiye kadar 4 dalga yaşadık. Her dalganın bir iniş kolu vardı. Pandemi bitiyor dediler, bitti mi? Yaz geliyor, bitiyor dediler, bitti mi?. İki kez aynı virusla, iki kez de yeni varyantlarla dalgalar yaşandı. Virusun bulaşını bu kadar kolaylaştırırsak, yeni varyantların gelişmesi de kolaylaşacaktır.
6) Pandeminin geleceği ile ilgili problemler: Vaka sayısının saptayamadıklarımızla birlikte çok yüksek olduğunu, ancak virusun kalıcı bağışıklık bırakmadığını biliyoruz. Pandemi devam ettikçe halka moral vermek için durumun iyi olduğunu söylemek insanların daha uzun süre hastalıkla ve ölümle birlikte yaşamasına, yakınlarının kaybına, endişeyle beklemelerine yol açmaktadır. Umarım bu yaklaşımı yeniden değerlendiririz.