Meral Akşener'den Can Atalay açıklaması: Hukuk devleti uygulamalarını daha fazla yıpratmayın, gereğini yapın

İYİ Parti Lideri Meral Akşener AYM'nin Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı vermesinin ardından " Alınan bu yeni karar, devletin kurumları arasındaki çatışmayı sonlandırmak için bir fırsattır. İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi bu konudaki karar merciinin kendisi olduğunu dikkate alarak bir an önce gereğini yapmalı ve bu kriz derhâl çözülmelidir. Hukuk devleti uygulamalarını daha fazla yıpratmayın!" açıklamasını yaptı.
Meral Akşener'den Can Atalay açıklaması: Hukuk devleti uygulamalarını daha fazla yıpratmayın, gereğini yapın
2023-12-22 20:17:14   Güncelleme: 2023-12-22 20:17:14    

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Anayasa Mahkemesi’nin Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edilerek tutuklanan TİP Milletvekili Can Atalay için ikinci kez hak ihlali kararı vermesine ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.

Anayasa'ya göre, AYM'nin bu kararına uyulması ve tutuklu bulunan Atalay'ın tahliye edilmesi gerekiyor.

Akşener, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin de AYM'nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararını uygulaması gerektiğini belirtti.

"Anayasa’nın uygulanmasından sorumlu kurumlarımız yine bir tarihi sınavla karşı karşıya... Anayasa Mahkemesi, Can Atalay davası ile ilgili bir kez daha hak ihlali kararı vererek; 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine de bu kararın gereğini yapmaya hükmetti.

Alınan bu yeni karar, devletin kurumları arasındaki çatışmayı sonlandırmak için bir fırsattır.

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi bu konudaki karar merciinin kendisi olduğunu dikkate alarak bir an önce gereğini yapmalı ve bu kriz derhâl çözülmelidir.

Gelin, Türk Milleti’nin vicdanının, hakkının ve hukukunun yanında durun! Ülkemizde zaten sorunlu olan hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti uygulamalarını daha fazla yıpratmayın! Anayasa’da ve mevzuatta dahi kaynağı bulunmayan bir uygulamayla, devlet organları arasında çatışmaya yol açacak olan bu krizi daha fazla derinleştirmeyin!

AYM'den ikinci hak ihlali kararı: Mahkemeye "Gereğini yapın" denildi

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu 21 Aralık'ta, Gezi davasından 18 yıl hapis cezası alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Yüksek Mahkeme’nin hakkında verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle yaptığı ikinci başvuruyu inceleyen AYM, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Bu karara İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı. AYM, Anayasa'nın 148. maddesinde güvence altına alınan "bireysel başvuru hakkı”nın ihlal edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi. 

Hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oybirliğiyle karar veren Yüksek Mahkeme, Can Atalay'a da 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetti.

Can Atalay'ın avukatları Fikret İlkiz ve Deniz Özen ise AYM'nin kısa kararın mahkemeye gönderildiğinin bildirilmesi üzerine harekete geçerek, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne mahkemeye başvurdu. Avukatlar, AYM kararın göre mahkemenin infazı durdurarak tahliye kararı verilmesini talep etti.

AYM'nin ilk ihlal kararı ve Yagıtay vurgusu

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay'ın  "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkı ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay'a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Yüksek Mahkemenin 27 Ekim tarihli gerekçeli kararında Atalay'ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilmişti. Atalay'ın durumunun, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle yargılanmasına devam edildiği ve tutuklu bulunduğu anımsatılan kararda, Atalay'ın, TBMM'de yemin edemediği ve milletvekilliği görevini fiilen yerine getiremediği aktarılmıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Atalay'ın yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine vardığı aktarılan gerekçede, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasa'nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir" tespiti yapılmıştı.

Yerel Mahkeme AYM kararını uygulamadı

AYM, ihlale ilişkin kısa kararını 25 Ekim’de İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Tahliye kararı vermeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Ekim’de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 1 Kasım’da mahkemeye bir yazı göndererek kendilerine gönderilen yazının bir "müzekkere" olduğunu söyleyip dosyanın gönderilmesiyle ilgili bir karar verilmesini istedi. Bunun üzerine İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi kararı aldı, 2 Kasım'da mahkeme dosyasıyla ilgili 28 adet kelepçeli çuvalı Yargıtay’a yolladı.

Yargıtay AYM'ye "Yetkiyi aştı" dedi, suç duyurusunda bulundu

Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise 8 Kasım'da Atalay için “hak ihlali” kararı vererek, tahliyesinin gerektiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını değerlendirirken, tarihe geçecek bir hükme imza attı. Yargıtay, AYM kararına rağmen Atalay’ın tahliyesini reddederken, hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti.

AYM üyelerinin “denetlenememenin verdiği rahatlıkla” hareket ettikleri, anayasada yeri olmamasına rağmen “yasa koyucu ve süper temyiz mahkemesi” gibi davrandıkları ifade edildi. Atalay kararında üniversitelerde başörtüsü yasağı getiren eski bir karara atıf yaptıkları ve bunun da daire tarafından “ironik” bulunduğu vurgulandı. Yargıtay, bu nedenle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı. 

TİP’ten milletvekili seçilmesinin ardından Atalay’ın tahliye talebini reddeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu kararını yerinde bulmayan ve Atalay’ın tahliyesinin gerektiğine karar veren AYM’yi tanımadı. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

Yargıtay'dan AYM'ye ağır suçlama

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Yargıtay Başkanlığı tarafından 10 Kasım'da yapılan açıklamada, "Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru incelemelerinde zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ve Danıştay uzman dairelerince geliştirilen yerleşik içtihatları ters yüz edecek, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisini tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır" denildi. Ayrıca açıklamada Anayasayı korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu davada, anayasa koyucunun iradesini yok sayarak Anayasa’nın 83’üncü maddesindeki atıf nedeniyle somut olaya uygulanması gereken 14’üncü maddesini işlevsiz bırakıldığı öne sürüldü.

Yargıtay kararı sonrası Atalay'ın avukatlarından ikinci başvuru

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararından sonra cezaevindeki Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması nedeniyle Yüksek Mahkeme’ye 1 Aralık'ta ikinci kez başvuru yapılmıştı. Avukatlar Atalay'ın; “Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı”, “adil yargılanma hakkı” ve “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının” ikinci kez ihlal edildiğinin tespitini ve bu ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep ettiği belirtilmişti.

İkinci kez hak ihlali kararı veren AYM'nin kısa kararı

Anayasa Mahkemesi; Atalay'a ilişkin verdiği hak ihlali kararının yerine getirilmemesi nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu 21 Aralık'ta görüşme kararı almıştı. Yüksek Mahkeme, "bireysel başvuru hakkı"nın ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. "Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı"nın ihlaline ise oy çokluğuyla karar verildi. Atalay'a 100 bin lira tazminat ödenmesine hükmeden AYM'nin kısa kararı, infazın durdurulması ve tahliye kararı verilmesi için yeniden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.