MHP, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenledi. CHA'nın haberine göre, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, güneydoğu'da sıkıyönetim ilan edilmesi gerektiğini söyledi.
Özdağ basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin, “Daha önceki toplantılarınızda iki büyük eylemden söz ediyordunuz. Bunlardan biri dün akşam mıydı bir daha olacak mı?” sorusuna Özdağ, şu cevabı verdi:
“PKK ve IŞİD terör örgütleri hala büyük eylem arayışları içinde. Bunlardan birini gerçekleştirdiler. Ama IŞİD’in de Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırmak için fırsat aradığını biliyoruz. IŞİD’in yayın organlarından birinde TSK’yı hedefleyen bir yazı ve resmin çıktığını biliyoruz. Ondan dolayı bu şaşırtıcı olmaz. Olması gereken teröre karşı istihbarat faaliyetlerinin taktik istihbarat düzeyine indirilecek ölçüde başarılı hale getirilmesi. Stratejik istihbaratı rahatlıkla açık kaynaklardan ben yapıyorum siz de yaparsınız. Operasyonel istihbaratı yapmak biraz daha zordur. Biraz daha teknik bilgi gerektirir. Ama taktik istihbarat esas polisin istihbarat servisinin jandarma istihbaratın yapması gereken budur. Olayın hangi gün ve nerede olacağını bulmak ve kimin tarafından zamanında gerçekleşeceğini tespit etmek ve olayı engellemek.” cevabını verdi.
Başka bir gazetecinin, “Sıkı yönetim kararı alınması gerektiğini söylediniz buna tüm büyükşehirler dahil mi?” sorusuna Özdağ şöyle konuştu:
“Hayır bu Güneydoğu Anadolu ile ilgili. Büyükşehirlerde başka önlemler de halihazırda yeterlidir. Bakın Fransa olağanüstü hali uzattı. Bir tek saldırıdan sonra olağanüstü hal ilan etmişti. Herhalde Türkiye ölçeğinde olanlar Fransa’da olsa bırakın olağanüstü hal ilan etmeyi savaş durumuna geçerlerdi. Fransızlar acaba olağanüstü hal düşkünü bir halk mı ki, veya olağanüstü düşkünü bir devletle mi karşı karşıyayız. Hayır. Bazen ülkeler kendilerini savunmak için bunu da hukuk içinde yapmak amacıyla anayasal müesseseler olan olağanüstü hallere veya sıkıyönetimlere başvurabilirler. AKP hükümeti ne yazık ki olağanüstü hali ve sıkıyönetimi sanki bir kompleks haline getirmiş durumda. siyasal kompleks haline getirmiş durumda. Sahada görev yapan herkes bu işin sıkıyönetimsiz veya en azındır olağanüstü hal olmadan çözülemeyeceğini söylüyor. Şimdi Cizre’de ev arıyorsunuz ve ev arama için savcıdan arama kağıdı geliyor. Kaç ev arıyorsunuz 14 bin 700. Şaka mı yapıyorsunuz? Böyle mücadele edemezsiniz. Bu bir mücadele konsepti de değil. Hükümet hala asayişi sağlama anlayışı ile mücadele ediyor. Henüz terörle mücadele konseptini benimsemiş değil ve ısrarla da benimsememekte siyasal nedenlerden dolayı adım atmıyor. Ama bunun bedelini kanı ve canıyla sahadaki jandarma özel harekatçı, polis özel harekatçı, komando veya özel kuvvet mensubu subay ödüyor.”
“Güvenlik güçlerine istihbarat ulaştığını söylediniz. Polisin haberi vardı dediniz olaydan ve önleyemedi dediniz biraz daha açar mısınız? Neden önleyemedi?” sorusuna Özdağ, “Ankara katliamında da vardı. Bu önleyici hizmetin veya son istihbaratın taktik istihbaratın nerede, kim tarafından, nasıl yapılacağı bilgisi büyük ihtimalle var. O bilginin olmamasından kaynaklanıyor.” dedi.
“Saldırı Türkiye’nin Suriye’deki savaşa çekilmek istendiğini ifade ettiniz. bu konuyu açar mısınız?” sorusuna Özdağ, “Bunu net bir şekilde ifade etmiyorum. ama sizde kendi kendinize sormuşsunuzdur bu soruyu. Türkiye’nin bütün dikkatini Suriye’ye verdiği ve PYD’ye verdiği bir dönemde Diyarbakır doğumlu veya Ankara doğumlu bir PKK’lı değil de Suriye doğumlu bir PYD’li gelip Ankara’da bu bombalamayı yaparsa bunun üzerinde neden sorusununu sorularak değerlendirme yapılması gerekir. ben bu değerlendirmenin soğuk kanlı bir şekilde yapılması gerekildiğini düşünüyorum. bunu düzenleyenlerin bu saldırıyı düzenleyenlerin kurmak istedikleri oyuna değilde Türkiye’nin kendi oyunun kurarak buna gereken cevabı en etkili şekilde vermesi gerektiğine inanıyorum.” cevabını verdi.