Aydınlık gazetesinin haberine göre, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Bu açıklamanın hukuki hiçbir değeri yok. Bu Biden’ın yumurtladığı bir uydurma. Ben yalnız bir hukukçu değilim. Ben Ermeni soykırımı yalanına karşı AİHM’de 3 dava kazanmış bir insanım. Bunun bir ‘soykırım’ olmadığını ben AİHM’e kabul ettirdim. Bu bütün Avrupa’da içtihat oldu. Bir mahkeme kararı yoksa, ‘soykırım’ yok. Biz bunu BM’ye de kabul ettirdik. Hatta sordular, BM Genel Sekreteri Sözcüsü “Yargı kararı olmadığı zaman, soykırım diye bir şey olmaz.” dedi.
‘Mahkeme kararı yoksa soykırım da yok'
Biz kazandığımız davalarda öyle kararlar çıkarttık ki bu içtihat oldu. 1915 olayları, Yahudi soykırımıyla aynı sınıflamaya girmez. Çünkü hakkında bir mahkeme kararı yok. Dolayısıyla mahkeme kararı yoksa soykırım da yok.
Hukuken bu işin esasını ortaya koymak lazım. Üzülerek belirtiyorum, biz BM Genel Sekreterine bu işin özünü öğretebilmişiz-ki bu işin özü AİHM kararıdır- Ancak çok üzülerek söylüyorum, Dışişleri Bakanlığımıza, İbrahim Kalın Bey’e, Ömer Çelik Bey’e, Fahrettin Altun’a kavratamamışız. Bu bir hukuk tartışması, bir tarih tartışması değil. Hala bu ülkenin yönetim kademelerinde olan arkadaşlarımız bunun bir hukuk meselesi olduğunu anlamış değiller. Devamlı tarihçilere havale etmek, tarih tartışmasında mevzilenmek yanlış. Bu işi anlamak mı istemiyorlar, ABD’nin karşısında duramıyorlar mı, onu anlamış değilim.
AİHM’in yerleşmiş üç kararından sonra yinelenen bir tek şey var, AİHM kararına göre; mahkeme kararı yoksa, soykırım yok.
Bu Türk hukuku değil, uluslararası hukuk. Bakın bunu bir tek devlet adamımız anlamış, Sayın TBMM Başkanı Şentop’a teşekkür ederim. Sayın Meclis Başkanı iki konuşmasında Perinçek-İsviçre davasına gönderme yaptı. Bir anayasa hukukçusu olduğu için olayı anlıyor. Ama Türk Dışişleri Bakanlığını ayıplıyorum. Mesele bana gönderme yapılması değil, benim buna ihtiyacım yok. Ama Doğu Perinçek’ten bahsetmeyip AİHM kararına gönderme yapsınlar. Bunu kim yapıyor? BM Genel Sekreteri… O kurumun sözcüsü ne diyor; Biden ne açıklarsa açıklasın, ‘soykırım’ yoktur. Ben Dışişleri Bakanlığından bunu beklerdim. Bunu söyleyemeyen bir Dışişleri Bakanlığı Türkiye’yi savunamaz. Bunları Türkiye’ye anlatmak zorundayım. Bu kafayla hiçbir sorunumuzu çözemezler.
‘Bu kararın hukuki değeri yok, siyasi değeri büyük'
Biden Türkiye’ye karşı bir hücum borusu öttürüyor. Biden kim ya? Biden yargıç mı? Biden hakim mi? Biden boks maçında karar verebiliyor mu? Bu kararın hukuki değeri yok, siyasi değeri büyük.
Uluslararası bir hukuk var, bunu kabul etmek zorundayız ve biz orada her şeyi kazanmışız. Ancak bu beyefendiler, hiçbir kazancın farkında değiller veya farkında olmak istemiyorlar. Bu çok ayıp bir şey, böyle devlet yönetilmez. Bunları mazur görmeye çalışmayalım. TBMM Başkanı bunları görüyor ve söylüyor. Ama nasıl olur da koskoca Dışişleri Bakanlığı veya hükümetin başında olan insanlar bunları görmüyor?
Biden kalkıp ‘Ben Türkiye’ye karşı hücum borusunu öttürüyorum’ diyor.
'ABD Türkiye'yi bölmek istiyor'
ABD Türkiye’yi Türkiye’yi parçalamaya kalktı. AK Parti Genel Başkan Yardımcı ‘ABD bizi bölmek istiyor, 3’te 1’i toprağımızı almak istiyor’ dedi. İşte bu gerçekleri görerek Türk milleti bir tavır alır. Dedeağaç’a ABD helikopterlerini Doğu Perinçek mi getirdi? Bütün bu silahları buraya yığan Amerika. Bugün en büyük tehlike ‘ABD ile gerilmeyelim’ anlayışıdır. Bütün namlular Türkiye’ye dönük.