1966 yılında kaybolduğu sırada 38 yaşında olan Louise Pietrewicz'ın kemiklerine eski sevgilisinin Long Island'da bulunan evinin bodrum katında ulaşıldı.
Bulunan kemik kalıntıları, Pietrewicz'ın erkek kardeşi ve kaybolduğu sırada 11 yaşında olan kızından alınan DNA ile eşleştirildi.
Kadının kayboluşundaki gizemin ortadan kalkmasında günlük gazete The Suffolk Times'ın geçen Ekim ayında yayımladığı yazı dizisi etkili oldu.
Kaybolduğu dönemde yaşadığı kasabanın gizemli bir ortadan kayboluş olarak nitelendirdiği öykünün üzerine giden gazete tanıklarla tekrar konuştu.
Pietrewicz ile ilgili yazı dizisinin ve bir belgeselin yayımlanmasıyla yerel yetkililer cinayet şüphesiyle davayı tekrar ele aldı. Böylece o dönemde ortaya çıkarılamayan bazı ayrıntılarla kadının kalıntılarına ulaşıldı.
Pietrewicz, Long Island'da Polonya kökenli Amerikalı çiftçilerin yaşadığı bir kasabadaki aile çiftliğinde 11 yaşındaki kızı ile beraber yaşıyordu.
Uzun zamandır fiziksel şiddet gördüğü 16 yıllık kocasını sonunda terk etmişti. Kocasından kaçan Pietrewicz kızıyla beraber ailesinin çiftliğine gelmişti.
Pietrewicz'ın ortadan kaybolmadan kısa bir süre önce kızı ve kendisi için Florida'ya iki kişilik bilet aldığı tespit edilmişti.
5 Ekim 1966'da son defa görülmeden önce banka hesabında yer alan bütün parayı yani 1.770 doları çekmiş ve hesabını kapatmıştı.
Pietrewicz, o dönemde kasabada polis memuru olarak çalışan William Boken ile gizli bir romantik ilişki yaşıyordu.
Pietrewicz ve Boken arasındaki ilişki hem eşleri hem de kasaba tarafından biliniyordu.
Boken'ın o dönemde eşine fiziksel şiddet uyguladığı biliniyordu.
Pietrewicz'ın kız kardeşi en son olarak kendisini Boken'ın arabasında gördüğünü söyledi.
Pietrewicz ortadan kaybolduktan sonra Boken işinden üç gün hastalık izni aldı ve sonra istifa etti.
Pietrewicz'ın çantası ise bir otobanda bulundu. Ancak Pietrewicz'ın kayboluşu bir cinayet davası olarak ele alınmadı.
Kimileri Pietrewicz'ın kocası Albin Pietrewicz'dan şüphe etti. Ancak adam polis memurlarına karısının sadakatsizliği yüzünden aşağılandığını ve yaşayıp yaşamadığı ya da nerede olduğuyla ilgilenmediğini söyledi.
Polis memuru Boken ise Aralık 1967'de eşine fiziksel şiddet uyguladığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
Bu tarihten sonra eşi ve iki çocuğuyla irtibatını kesen Boken, daha sonra resmi olarak akli dengesi bozuk ilan edildi ve 1982 yılında hayatını kaybetti.
Ancak o dönemde şimdi hayatta olmayan bir detektif dışında kimse Boken'dan cinayet zanlısı olarak şüphe etmedi.
The Suffolk Times'ın yazı dizisiyle Pietrewicz'ın kayboluşunun tekrar gündeme gelmesi, Boken'ın eski eşi Judith'in ortaya çıkmasını sağladı.
Judith yetkililere dayak yediği bir sırada eşinin kendisine "Seni de o o. ile beraber bodruma gömerim" tehdidini savurduğunu söyledi.
Bunun üzerine Boken'ın Southold'daki evinin bodrum katını arayan polisler kemik kalıntılarına ulaştı.
Yapılan DNA testinin sonucunda kemiklerin Pietrewicz'a ait olduğu bu hafta açıklandı.
Suffolk City detektiflerinin başında bulunan Gerard Gigante yaptığı basın toplantısında "bazı görgü tanıklarının zamanında tehdit altında hissettikleri için vermedikleri bilgileri hayatlarının sonraki dönemlerinde açığa çıkarabildiklerini" söyledi.
Pietrewicz'ın kemiklerinin bulunmasına en çok kızı Sandy Blampied sevindi.
Annesinin kendisini terk ettiğine hiçbir zaman inanmadığını söyleyen Blampied, hayatta olsaydı annesinin ona bir şekilde ulaşacağını ifade ediyor.
Blampied, annesini polis memuru Boken'ın öldürdüğünü düşünüyor:
"Onu en son gördüğüm gün öldürdüğünü düşünüyorum. Okula gitmeden önce anneme sarıldım ve onu öptüm, eminim o gün annemi öldürdü."
BBC