Adnan Oktar ve 167 kişi, 19 Temmuz’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne götürüldü. Oktar ise Edirne’de tek kişilik hücreye nakledildi. Akşam’dan Devrim Tosunoğlu’nun haberine göre, Oktar’a 353 soruldu, inkar ettiği sorulara “Külliyen yalan, külliyen iftira” dediği sorgusu 164 sayfa sürdü. Sorgu bir buçuk günde tamamlandı.
Oktar’a ilk sorulan sorular arasında pasaportunun olup olmadığı oldu. Oktar, “Hiçbir zaman yurt dışına çıkmadım. İstanbul felsefe anabilim dalını üç yıl okudum. Burada koministlerin baskısı yüzünden okuyamadım” dedi.
Oktar’ın cevapları şu şekilde: “Herhangi şirketim yoktur. Sadece yazarlık yapıyorum. Aylık olarak 3 bin ila 3 bin 500 lira para kazanıyorum. Bir muhasebecim yok. Muhafaza ettiğim bir kasa veya finansal kurum yoktur. Kazandığım tüm parayı cebime koyuyorum. Hiçbir bankada hesabım yoktur. Annem hayatta, bazen annemden harçlık alırım. Suç örgütü değiliz, iyi niyetli arkadaş grubuyla yaşıyoruz ve mehdi değilim. Örgütte kıyılan imam nikahını da kabul etmiyorum. Benimle tanışıp ayrılan 8 binin üzerinde insan vardır. İslamda baskı yoktur isteyen gelir isteyen gelmez. Yurt dışında faaliyet olarak yazmış olduğum kitapların dağıtılması vardır. Benim bir talimatım yok. Sevenlerimin gönüllü faaliyetleridir. Bu işlere kitap çalışmalarımdan dolayı vaktim yok. Vaktim olsa da benim ilgileneceğim bir husus değil. Bunlar müstakil hayır faaliyetleridir.”