Olay, 8 Eylül günü saat 17.30 sıralarında, Seyhan ilçesi Yeşilyurt Mahallesi'nde meydana geldi. İş yerinden çıkan iş insanı Koray Sarısaçlı, yüzünü bez parçasıyla gizlemiş, eldivenli kişilerce otomobile bindirilerek kaçırıldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye sevk edilen Gasp Büro Amirliği ekipleri, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, otomobilin plakasının söküldüğünü ve içinde 4 kişinin bulunduğunu belirledi. Olayın öncesine ait 200'e yakın görüntüyü mercek altına alan ekipler, şüphelilerin, kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı ile bağlantılı oldukları öne sürülen Yusuf Tapan (33), Haydar Akoraler (39), Rıdvan Taş (31) ile Erol Ardıç (34) olduğunu ve aracın da bölgede birkaç tur attığını tespit etti. Polis, araştırmasında Koray Sarısaçlı'nın eski eşi Asuman S. ve kızı R.S.'ye ait 70 milyon TL değerinde çok sayıda arsa, iş yeri ve laboratuvarın satış vekaletinin farklı tarihlerde şüphelilerden Yusuf Tapan'a verildiğini tespit etti. Söz konusu iş yerlerinden birinin satış vekaletinin geçen ay yine Yusuf Tapan'a verildiği, sonrasında Koray Sarısaçlı ile eski eşi Asuman S.'nin notere giderek vekaletin iptalini sağladığı belirtildi.
Olaydan sonra kaçan şüphelilerden Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ile aracın sahibi Erdal Ergül, eş zamanlı baskınlarla yakalandı. Adreslerinde bulunmayan Rıdvan Taş ile Erol Ardıç ile yardım ettiği belirlenen Emrah Taş'ın yakalanması için çalışma başlatıldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilip serbest bırakılan Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ile aracın sahibi Erdal Ergül, savcılığın üst mahkemeye itirazıyla yeniden gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarılan Yusuf Tapan ile Haydar Akoralel 'cebir, şiddet veya hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan tutuklandı, Erdal Ergül ise serbest bırakıldı.
Ailesinin işkence gördüğünden endişelendiği Koray Sarısaçlı ise 21 Eylül gecesi evine döndü. Savcılığa ifade veren Sarısaçlı, kendisini kaçırıp para isteyen kişileri tanımadığını, yüzlerini görmediğini söyledi. İşkence gördüğünü öne süren Sarısaçlı, parasının olmadığını anlayınca kaçıranların kendisini serbest bıraktığını belirtti.
Öte yandan firari şüphelilerden Rıdvan Taş'ın, kendi aracını Erdal Ergül'e verip, olayda kullanılan aracı aldığı görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde tokalaşıp, bir süre sohbet eden ikilinin, Rıdvan Taş'ın aracının bagajından aldığı 2 çantayı Erdal Ergül'ün otomobiline yüklediği görüldü. Daha sonra araçlara binerek bölgeden ayrılan ikiliden Rıdvan Taş'ın, Alparslan Türkeş Bulvarı’nda otomobili yol kenarına çekip, ön ve arka plakaları söktüğü anlar da güvenlik kamerasına yansıdı. Bu görüntülerin ortaya çıkması üzerine Erdal Ergül, yeniden gözaltına alınıp, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Aranan şüphelilerden Emrah Taş da bir süre sonra gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Polis ekiplerinin, Rıdvan Taş ve Erol Ardıç'ın yakalanması için çalışmalarına devam ettiği bildirildi.
İlk ifadesinde kendisini kaçıranları tanımadığını söyleyen Koray Sarısaçlı, 9 Kasım'da savcılığa giderek Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'nın kurucusu Alparslan Kuytul ile vakıf çalışanlarının kendisini kaçırdığı yönünde ifade verdi. Alparslan Kuytul'un talimatlarıyla kaçırıldığını ve mal varlığına el koyulmaya çalışıldığını iddia eden Sarısaçlı, konuşmaması için ailesiyle tehdit edildiğini öne sürdü.
Koray Sarısaçlı, kaçırılmadan birkaç gün önce takip edildiğinin farkında olduğunu belirterek, "Olay günü otomobile bindirilip kaçırmaya çalıştıklarında arabanın içinde kafama sopalarla vurup, elektroşok verdiler. Beni inşaat halindeki bir yere götürüp, günlerce işkenceye devam ettiler. 13 gün boyunca Alparslan Kuytul'dan gelen emirleri uyguladılar. Kemiklerim kırık olmasına rağmen vurmaya devam ettiler. Farklı günlerde toplamda 7 milyon dolarlık senet imzalamam karşılığında beni serbest bıraktılar. Gördüğüm işkenceleri söylememem için beni video kaydına aldılar. Gözlerim kapalı işkence yapıyorlardı" dedi.
Vakfa farklı zamanlarda para verdiğini anlatan Sarısaçlı, "Derneğe çağırdıklarında gitmediğimde, 'Bugün gelmedin, 4 milyon TL para vereceksin. Yanında çalışan kişi de gelmedi. Onun için de 3 milyon vereceksin' gibi cezalar kesiyorlardı. 8 milyon laboratuvar için 4 milyon TL de çiftlik için para aldılar" diye konuştu.
Serbest bırakıldıktan sonra yaşadıklarını anlatmaması için tehdit edildiğini ve vakıftaki kişilerin hiç yanından ayrılmadığını öne süren Koray Sarısaçlı, "Kendi avukatlarımla irtibata geçmememi söylediler. Savcının odasına kadar derneğin gönderdiği avukatlar beraber geldi. Ölüm korkusundan bir şey yapamadım. İşlerin daha da karışacağını anladığım için savcılığa giderek ifademi değiştirdim" dedi.
Kaçırıldıktan sonra Alparslan Kuytul’un yanına götürüldüğünü de iddia eden Sarısaçlı, "Devir işlemleri için vekalet vermemle ilgili talimat verdi. Notere giderek vekalet verdim. Senetler ve vekalet ile ilgili savcılığı bilgilendirdik. Hukuki süreci başlattık" ifadesini kullandı.
Koray Sarısaçlı'nın avukatı Mehmet Emin Çınar ise "Müvekkilim, alıkoyulduğu süre zarfında bütün olayların azmettiricisinin Alparslan Kuytul olduğunu savcılık makamına iletti. Ortada çıkar amaçlı olarak kurulan suç örgütünün olduğunu görüyoruz. Bu suç örgütü, müvekkilimin mal varlığını, hukuka aykırı yöntemlerle ele geçirmeye çalışmıştır. Müvekkilim kaçırılıp işkenceye maruz kalmıştır" açıklamasını yaptı.