Bozdağ, yargıya “düşmanlık dili” kullanıldığını belirterek, “Buradan bir kez daha eleştiri yapan yapacak olanlara sesleniyorum, lütfen temiz bir dille konuşun. Lütfen hukuki değerlendirmelerde eleştiri yapın. Lütfen kararları eleştirin. Hâkim ve savcılarımıza şahsileşen bir dille saldırı içerisinde olmayın. Gelen oradan yapıştırıyor giden oradan yapıştırıyor. O zaman biz nasıl adaleti ayakta tutacağız. Hiç kimse Türk yargısını kendi şamaroğlanı gibi göremez, görmeye cüret de edemez. Böyle bir şey olmasına izin vermeyeceğiz. Hiç kimse Türk yargısının Anayasa’dan aldığı yetkileri Anayasa kanun ve hukuka uygun vicdani kanaatlerine göre kullanmasına engel olamaz. Olması da mümkün değildir” diye konuştu.
"Yargıyla ilgili güven duygusu hepimizin üzerinde hassasiyetle durması gereken ana konulardan biridir. Onun için basınla ilişkiler konusuna bir bahis açmakta fayda görüyorum" diyen Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Basın sözcülüklerimiz var hm komisyonlarımız hem başsavcılıklarımız yargıyla ilgili basında yer alan konularla alakalı zaman zaman açıklamalar yapıyorlar. Ben de adalet bakanı, kurul başkanı olarak bu müessesenin çok doğru kullanılması ve kullanmaktan da çekinilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü siz doğru bilgiyi açıklamadığınız zaman, yargıya dönük astı astarı olmayan haberler medyada yer alıyor, siz doğruyu açıklayana kadar yalan dünyayı adeta üç kere turluyor. Sonra sizin açıkladığınız doğru o yalana mağlup oluyor. O nedenle cumhuriyet başsavcılarımızın, hâkimlerimizin, komisyon başkanlarımızın bu hususlarda hassasiyet göstermesinde fayda var. Bu konuları elbette inceleyecek bir konu medyada yer adlı. Hemen gördük fark ettik hemen bunun doğrusunu açıklamak lazım. Kamuoyunu bilgilendirmek, net olmak yargıya güç katar yargıya güveni artırır. Basın sözcülüğü müessesini aktif kullanmakta fayda vardır."
Bu hususta hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyleyen Bozdağ, "bu konuda biraz daha cesur olmak" gerektiğini ifade etti.
Bozdağ sözlerinin devamında "Yeni dönemde inşallah önemli çalışmaları da Türkiye'mizin gündemine getirmeye çalışıyoruz" dedi. Bozdağ şöyle devam etti:
"Cezasızlık algısına yol açan kimi ceza muhakemesi uygulamaları ve infazla ilgili hususları yeniden ele alıyoruz. infaz sistemimizi esasında yeni bir anlayışla ele alan, infazda bir yandan cezasızlık algısını ortadan kaldırırken diğer yandan infazın ıslah edici fonksiyonunu öne çıkaran, denetimli serbestlik müessesesini sadece serbestliğin denetimli olduğu bir müessese olmaktan çıkarıp daha aktif bir hale getirmek ve onun da ıslah ve rehabilitasyon fonksiyonunu güçlendirmek için önemli adımlar atacağız. Arkadaşlarımıza bu konularda hazırlık talimatı verdik. Yeni dönemde uzlaştırma müessesinin, kamu davasının açılması müessesinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesini, şahsi davanın yeniden sistemimize kazandırılması hususunu, içtimaya dahil mevcut düzenlemelerin eski ve yeni uygulamalar birlikte değerlendirilmek suretiyle yeniden ele alınması, gerekiyorsa bütün bu alanların yeniden tanzim edilmesi hususları başta olmak üzere; Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza İnfaz Kanunumuzun 2005 'ten bu yana geçen o 7 yıllık uygulamasını ve bu uygulamada aksayan yönleri köklü bir biçimde masaya yatıracak, ve cesur adımlar atacağız. 'Burayı biz yaptık değiştirsek şöyle olur' yok. Yanlışsa değiştireceğiz, doğru gitmiyorsa neşter atacağız netice alamadıksa netice alacak bir düzene geçeceğiz. Hukuk müesseselerini getirirken bizim temel amacımız toplumun adaletten olan beklentisine daha sağlıklı cevap vermek. Bunlarda sağlıklı cevap verme imkanı arzu ettiğimiz düzeyde gerçekleşmiyorsa o zaman durup bakmayacağız.
Belki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını sistemimizden tamamen çıkarabiliriz. Belki kamu davasının açılmasının ertelenmesini çıkarabiliriz. Belki de başka bir şey yapabiliriz. bütün bunları uzmanlarla Türkiye'mizin birikimiyle beraber ele alacağız.
İnfaz sistemimizde cezasızlık algısını ortadan kaldırmak maksadıyla cezası az olan suçlarda yeni bir infaz uygulamasını gündeme getirmeyi ve Türkiye'ye kazandırmayı düşünüyoruz. Bizde neredeyse düşük cezalarda infaz yok. Ama bu yeni düzenleme henüz netleşmedi, çalışmalarımız sürüyor. Dünya örneklerine de bakıyoruz. Cezası az olanların belki bir kısmında deliksiz infaz, tam infaz, yani infaz sistemimizi cezasızlık algısını ortadan kaldıracak hem de daha nitelikli suçların işlenmesin önleyerek şekilde yeniden dizayn etme ihtiyacı çok net ortaya çıkıyor.
Özellikle kadına karşı şiddet ve pek çok başka suçların işlenmesine baktığımızda, vaktinde tedbir alınmış olsa hukuk müesseseleri buna izin vermiş olsa belki daha büyüklerinin işlenmesi engel olunabilir mi diye sormadan edemiyoruz. O nedenle bu cezasızlık algısını ortadan kaldırmak için değişik suç tiplerinde ceza miktarlarına bakmak suretiyle bir kısmında tam infaz,, bir kısmında belli bir süre infaz, ama yargılama sistemini de değiştirerek, kısa sürede bitecek şekilde oraya da yeni bir usulü de ortaya koyma konusunda kararlıyız. Amacımız sistemimizi ıslah etmek."