CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçen, Erdoğan’ın CHP milletvekillerinin TBMM’yi terk etmeme eylemine ilişkin grup toplantısında kullandığı “Oturmak istiyorsanız parka gidin” sözlerini eleştirdi. Anka'nın aktardığı Gökçen’in bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle:
"Anayasal sistem bir bütündür; delmeye kalkarsanız, bu bir kalkışmadır"
“Mesele yargı organları arasında bir hukuki yorum farkı olarak görülemez. Anayasa’nın 153. maddesinde açıkça belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bu düzenlemeye herhangi bir istisna getirilmiş değildir. Ne milletvekili Can Atalay bunun istisnasıdır ne de Tayyip Erdoğan. Ne norm denetimi kararları bunun istisnasıdır ne de bireysel başvuru kararları. Siz bugün Anayasa’nın bir maddesini çöpe atıyorum derseniz, bir başkası Cumhurbaşkanının yetkilerinin düzenlediği maddeyi çöpe atar, başkaları da ilk üç maddeyi çöpe atmaya kalkar. Anayasal sistem bir bütündür; delmeye kalkarsanız, bu bir kalkışmadır.
“Yargıtay, meclisin yetkisine müdahale etmeye çalışarak hesap soruyor"
TBMM, bütün partilerin uzlaşması sonucunda Milletvekili Can Atalay’ı insan hakları komisyonuna seçmişti. Can Atalay hakkında verilen hukuksuz karar, TBMM Genel Kurulunda okunmamıştı. Şimdi Yargıtay, meclisin yetkisine müdahale etmeye çalışarak ‘Sen nasıl milletvekilliğini düşürmezsin?’ diyerek hesap soruyor. Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak bu yüzden meclisi, genel kurulu terk etmiyoruz. Erdoğan bugün konuşmasında Meclis'i terk etmeme eylemimize tepki olarak ‘Oturmak istiyorsanız parka gidin’ demiş. Tayyip Erdoğan’a hatırlatalım, En son parka gittiğimizde biraz rahatsız olmuştunuz, emin misiniz?”
Ne olmuştu?
Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP'ten milletvekili seçilmişti. Atalay'ın, "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nce reddedilmişti. Milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmıştı.
Sürecin devam ettiği sırada Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı. AYM de başvuruyu kabul ederek oy çokluğuyla 25 Ekim'de Can Atalay'ın "seçilme hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. AYM'nin kısa kararı Gezi davasına bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye işçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek, tahliyesinin gerektiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını değerlendirirken, tarihe geçecek bir hükme imza attı. Yargıtay, AYM kararına rağmen Atalay’ın tahliyesini reddederken, hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.