Esra Ezmeci Videoları için tıklayın
Her şeyden öte insanlık tarihine, başlangıç evremize bakarsak İlkel-komünal toplumda para diye bir şey yoktu. Böyle bir misyonumuz olduğunu kabul etsek dahi ne ödeme yapabileceğimiz bir para, ne de ödeme yapabileceğimiz bir mecra göremeyiz. Ateşin icadıyla beraber kas gücümüzden ötürü odun toplamayı, avlanmayı, kabilemizi korumayı ve güven vermeyi üstlendiğimiz aşikar.
Aynı şekilde doğada yaşayan çok sayıda hayvanın petshoplarda ya da veterinerlerde satılan mamalardan haberinin olmadığı, doğa koşullarında gayet sağlıklı ayakta kalabildikleri ve bugünlere gelebildikleri aşikar. Ama mikrofonu bir petshop sahibi ya da veterinere uzatırsanız satılan paket mamalar dışında hayvanlar için her şeyin zararlı olduğunu söylerler. Bu bir satış stratejisidir, bunu doğrulayan, tarafsız hiçbir araştırma yoktur. Esra Ezmeci'nin söylemi de bu eksendedir. Örneğin Komünist bir sistemde yaşarsa "Ödeme", "Misyon" gibi tanımlardan tüm erkeklik algısı yerle bir olacaktır. Bu yönüyle bu yaklaşım erkeğin ne doğayla, ne de diğer canlılarla olan ilişkisini, varlık sebebini izah edemez. Fakat tüketim kültürüne iyi bir örnektir.
Psikolog Esra Ezmeci'nin hesabını ödedikten sonra eve döner ve kendisinden yemek ya da temizlik beklersek kuvvetle muhtemel erkekle kadının eşit olduğu, bunların beraber yapılması gerektiği karşılığını alabiliriz.
Esra Ezmeci'yi eleştiren Bir Youtube videosunda bu tarz bir durumda "siz de cinsellik talep edin" deniliyor. Tarif edilen ilişki biçimi seks işçisiyle kurulan ilişki biçiminden farklı değil. Ödeme yapıp karşılığında bir şey almak bakkalla kurulan ilişki de olabilir ama anladığımız anlamda bir ilişki olmayacaktır. Zaten evlilik programlarıyla büyüyen bir nesilden ilişkileri anlamasını da beklememek gerekir.
Biyolojik evrime göre üremek için karşı cinse bağlanan, aşık olan, sahiplenen erkek formu işler yolunda gitmediğinde aynı duygunun tesiri altında, bu ilkel dürtüyle cinayet işleyebiliyor.
Yani kadını koruyup kollayan, hesabını ödeyen erkeğin dürtüsü küçük bir bozulmada seri katile dönmesine de neden olabiliyor. Ve biz kökeni aynı dürtüye dayanan 2 ayrı davranışın birini yüceltirken diğerini topyekün reddediyoruz. Kendimizi aşmamız gerekirken, böyle sıkıntılı bir kimyaya sahipken böyle davetler, böyle misyon biçmeler işleri daha kolay, erkek cinsini daha kullanışlı hale getirmez. Gülü misyon biçtiğinizde dikenini kabul etmeme lüksü de olmuyor. Bu yönüyle bu yaklaşım risklidır.
Evet erkek doğada sağlayıcıdır. Fakat günümüzde sağlayıcılık salt olarak kas gücü ya da dayanıklılığa indirgenemez. Silahların yerini klavyenin aldığı, kadın ve erkeğin hormonsal ya da biyolojik düzlemde olmasa dahi sosyal yaşamda eşitlenmeye başladığı bir ortamda erkeğin hesap ödemesi göze hitap edebilir, estetik görünebilir, daha fazlası değildir. Sağlıklı ilişkide imkanlar paylaşılır, insanlara görev vermek, misyon biçmek bir işveren yaklaşımıdır. Böyle bir yaklaşımdan sadece patron-işçi ilişkisi üretebilirsiniz.
Alman filozof Marx şöyle diyor; "Eğer, sen insanı insan olarak ve onun dünya ile ilişkisini de insani bir ilişki olarak görürsen; sevgiyi ancak sevgiyle, güveni ancak güvenle değiştirebilirsin."
(Buraya kadar erkeğe "öder" misyonu biçmenin bir sevgili ilişkisi yaratmayacağını tarif ediyor gibi.)
Ve şöyle devam ediyor: " Eğer sen karşılıklı sevgi uyandırmadan seversen; yani senin sevgin olarak, karşılıklı-paylaşımlı bir aşkı uyandırmazsa; eğer seven insan olarak senin yaşamsal etkinliğinle sen kendini sevilen kişi durumuna dönüştüremiyorsan, başarılı bir üretici olmadığın için senin aşkın güçsüzdür ve bu senin insanlığın adına bir talihsizliktir, gerçek mutsuzluktur."
(Bu kısımda bize "öder" misyonu biçenlerden bir sevgi beklemememiz gerektiğini açıklar nitelikte. Çünkü "ödeme" gibi tanımlar ilişkilerin değil ticaretin konusudur. Hesap ödemek için birbiriyle yarışanlar samimi, sağlıklı bir ilişki yürütebilirler.)