CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, 11 Şubat 2020'de partisinin grup toplantısında “FETÖ'nün siyasi ayağı” tartışmaları üzerinden 20 soru ve 20 yanıt sıralayarak, "Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır" ifadelerini kullandığı konuşmasına; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talebi üzerine erişim engeli ve yayın yasağı getirilmişti. İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, 2 Aralık’ta Erdoğan’ın avukatının yaptığı başvuruyu aynı gün kabul etmişti.
ANKA Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre Kılıçdaroğlu, avukatı Celal Çelik aracılığıyla bugün hem yasak kararı getiren mahkemeye itiraz ederek yayın yasağı kararının kaldırılmasını talep etti, hem de söz konusu yasak kararını alan hâkim İsmail Akdaş’ı HSK’ya şikâyet etti.
Avukat Celal Çelik, HSK’ya yaptığı başvuruda; “Görevinin gereklerine bile bile aykırı davranmakla Görevi Kötüye Kullanma suçunu işleyen Hâkim İsmail Akdaş hakkında disiplin ve (TCK madde 257 kapsamında) ceza soruşturması başlatılmasını” talep etti. Çelik, böylece hakim Akdaş hakkında disiplin işlemlerinin dışında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngören TCK 257 kapsamında ceza soruşturması başlatılmasını" istedi.
HSK’ya sunulan dilekçede hakim İsmail Akdaş hakkındaki değerlendirmeler şöyle:
“Hakimlik mesleği icra edilirken nesnel olmak zorunludur. Şikayet edilen hakimin böyle bir kaygısı bulunmadığı açıkça görülmektedir. Yargı etiğini hiçe sayan, hukuk kurallarını göz göre göre çiğneyen, siyasi saiklerle hareket eden hakim hakkında kanımızca derhal yaptırım uygulanmalıdır. Aşağıda ayrıntısıyla da açıklanacağı üzere, Hâkim İsmail Akdaş’ın Hâkimlik mesleğinden derhal el çektirilmesi ya da görev yeri değiştirilerek hakkında ceza ve disiplin soruşturmalarının başlatılması gerekmektedir!
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2021/7226 D. İş sayılı kararında yasama erkinin görev alanına (şikâyet edilen Hâkim tarafından) müdahalede bulunulmuş ve dolayısıyla erkler ayrılığı ilkesi ihlâl edilmiştir.
Bu kapsamda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan’ı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis çatısı altında yapmış olduğu konuşmalar, Anayasanın 83/1 maddesi uyarınca yasama sorumsuzluğu kapsamında kalmaktadır. Diğer bir söyleyişle, Sayın Genel Başkan’ın meclis çatısı altında yapmış olduğu konuşmalar Anayasal düzenleme ile güvence altına alınmıştır.
Dolayısıyla, Sayın Genel Başkan’ın Anayasal düzenleme ile güvence altına alınan TBMM çatısı altında yapmış olduğu açıklamalarla ilgili haberlere ilişkin erişimin engellenmesi kararı veren hakimin, hukuksuzluk yapmak pahasına yasama erkinin görev alanına girdiği açık bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır.
Öte yandan erişim engeli kararı verilen haberlerin konusu olan ve Sayın Genel Başkan tarafından dile getirilen eleştirilerin tamamı haklı olgulara dayalı ve dahası doğruluğu ispatlanabilir eleştirel değerlendirmelerdir. Bu eleştirel değerlendirmelerin kamu yararı kapsamında dile getirildiği de tartışma dışıdır. Hal böyle olunca, talep edenin ‘saygınlığının zedelediğinden’ bahisle karar verilmiş olması hiçbir biçimde kabul edilemez.
Ayrıca, şikâyet edilen hâkim tarafından verilen hukuksuz karar, Anayasa’nın 26. Maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesine aykırılık taşımaktadır. Zira, milletvekili ve ana muhalefet partisi genel başkanı konumunda bulunan Vekil Eden’in görevi gereği yapmış olduğu açıklamaların “İfade Özürlüğü” kapsamında bulunduğu açıktır. Dolayısıyla Vekil Eden’in “İfade Özgürlüğünün” net bir şekilde ihlali olan bu hukuksuzluğun devam etmesi elbette yaptırım olarak karşımıza çıkacaktır.
Öte yandan, şikâyet edilen hâkim tarafından verilen hukuka aykırı erişim engeli kararıyla Anayasamızın 28. Maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü de hiçe sayılmış, basının kamuoyuna haber verme özgürlüğü bütünüyle ihlâl edilmiştir.
Dolayısıyla, salt siyasi saikler doğrultusunda verdiği karar ile Anayasa’nın 26, 28, 83. Maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini açıkça ihlal eden hakim hakkında mutlak olarak disiplin ve cezai yaptırım uygulanması gerekmektedir.
Sonuç itibariyle, şikâyet edilen Hâkim tarafından, basının haber verme özgürlüğü, Sayın Genel Başkan’ın ifade özgürlüğü ihlal edilmiş, bununla birlikte yasama erkinin görev alanına müdahalede bulunulmuştur. Bile bile hukuka aykırı davranan; siyasi saiklerle hareket ettiği yönünde tam bir inanç uyandıran Hâkim İsmail AKDAŞ, Görevi Kötüye Kullanma Suçunu işlemiştir! Bundan ötürü şikâyet olunan hakim hakkında disiplin ve (TCK madde 257 kapsamında) ceza soruşturması başlatılmasını talep ederiz.”