Madenin çevreye verdiği zarara ilişkin mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun da konuyla bağdaşmayan şekilde hazırlandığını söyleyen Altaş, "Bu rapor ne yazık ki davacıların lehine gelmişti. Raporda madenin ilçe için ekonomik ve karlı bir yatırım olduğu, istihdam sağladığına yer veriyor ama bu bilirkişinin yapacağı bir iş değil. Bilirkişinin ekolojik olarak bir değerlendirme yapması gerekiyordu ama rapor ekonomik, karlılık ve istihdam üzerinden değerlendirip bu anlamda faydalı bir proje diyor. Buna da itiraz ettik" diye konuştu.
Altaş, sorumluların hesap vermesi gerektiğini, ancak siyanür sızıntısına dair bu kadar somut delil olmasına rağmen savcılığın, ‘kovuşturmaya yer yok’ kararına anlam veremediklerini ifade etti. Altaş, reddi hakim talebinde de bulunduklarını ifade ederek sorumlulara ceza verilmediğine, madenin çevreye verdiği zararın görmezden gelindiğine dikkat çekti.
Madenin zamana yayarak açtığı küçük kuyularla büyüdüğünü ve böylece ÇED raporundan da kaçabildiğini söyleyen Altaş, "Fırat Havzası ve Munzur Dağı’nın tamamen ele geçirilmeye çalışıldığı bir proje ile karşı karşıyayız" diyerek aynı zamanda ÇED raporunda da halkın katıldığı toplantının protesto edildiğini bunun ise kayıtlara "bilgilendirilmek istemediler" şeklinde geçirildiğini söyledi.
Siyanür sızdı, geçici olarak kapatıldı, tekrardan açıldı.
Erzincan-İliç'teki altın madeninde neler oluyor?
ÇED Olumlu Raporu’nun iptali davasında neler yaşandı, neden reddi hakim talep edildi?
Avukat Ümit Altaş, Candan Yıldız'a yorumladı.