Rıza Türmen, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Gezi Davası kararını değerlendirdi.
AİHM eski yargıcı Türmen, Osman Kavala’nın hükümlü olmasının AİHM’nin vereceği kararda etkili olmayacağını anlattı. İhlal kararının olası sonuçlarına de değinen Rıza Türmen “12 Eylül’de bile çıkarılmadığımız Avrupa Konseyi’nden şimdi çıkarılabiliriz”dedi.
Türmen, "13. Ağır Ceza Mahkemesi kararı tabii ki AİHM'deki incelemede sonuçlar doğuracak nitelikte. Nedir bu sonuçlar: Bir kere Türk hükümetinin tezi şuydu: AİHM'in 2019'da Kavala hakkında verdiği karar Gezi davasıyla ile ilgiliydi. Yani Türk hükümetini devirmek suçundan beraat ve tahliye kararı verildi. Türk hükümeti böylelikle AİHM kararını uygulamış oldu. Şimdi ki tutuklaması ise 328. madde yani casusluk nedeniyle" dedi.
Türmen şöyle devam etti:
"Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu, bu görüşe karşı çıkarak bir önceki tutuklamanın devamı olduğunu söyledi. Şimdi ortaya yeni bir durum çıkıyor. Osman Kavala'nın mahkumiyeti 312. maddeden yani hükümeti devirmek suçundan. Osman Kavala Türk hükümetine göre casusluk suçundan tutuklu. Eğer mahkumiyet 312'den ise neden 328'den tutuklandı Osman Kavala? Demek ki o tutukluluğun hukuki dayanağı yoktu. 328'ten beraat etti. Türk hükümetinin görüşünü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi çürütmüş oldu."
Kararla birlikte Osman Kavala'nın tutuklu statüsünden çıkarılarak hükümlü statüsüne girdiğini ifade eden Türmen, "Onun için artık ortada uygulanmayan bir davada kalmamıştır. Böyle bir görüş ileri sürebilir. Bu görüşün AİHM tarafından kabul edileceğini hiç sanmıyorum. AİHM açısından davaya baktığınızda Osman Kavala'nın hürriyetin mahrum edilmesi meselesi vardır. Hukuka aykırı, keyfi bir şekilde özgürlüğünden yoksun kılınması sorunu vardır" ifadesini kullandı.
Türkiye bu argmanı öne sürdüğü takdirde AİHM'in, Türkiye'nin kararı uygulamadığına hükmedeceğini belirten Türmen, "Türkiye kararı uygulamak yükümlülüğünde. Neden iktidar çevrelerinde bu durum anlaşılmıyor anlayabilmiş değilim. Türkiye bir sözleşmeye taraf olmuştur" açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın sözlerine de atıf yapan Türmen, "İnsan hakları hiçbir devletin içişi değildir. Bunu adalet bakanının da bildiğine eminim. Kaldı ki burada biz sözleşme var. Şimdi Avrupa Konseyi'ne taraf devletlerin karara uyma çağrısını Türkiye'ye karşı bir hareket olarak görmemek lazım. Onların asıl amacı AİHM'nin saygınlığının korunması" dedi.
Bakanlar komitesinin siyasi bir organ olduğunu söyleyen Türmen bu yüzden uygulanacak yaptırımların da siyasi yönde olabileceğini ifade etti. Türmen, "Sırası geldi mi başkanlık yaptırmayacak. Türkiye'deki toplantıları iptal edilecek. Bu böyle devam ederse sonunda Türkiye Avrupa Konseyi'nin 8'inci maddesi gereğince ihraç edilebilir. 12 Eylül döneminde bile ihraç edilmedi Türkiye Avrupa Konseyi'nden. Askeri dönemde uygulanmayan yaptırımın şimdi uygulanabilecek olması nereye geldiğimizi göstermek adına enteresandır" diye konuştu.