'Ey elçiler istediğimizi hapse atarız size ne?'

'Ey elçiler istediğimizi hapse atarız size ne?' 2021-10-22 22:28:42 - 2021-10-22 22:33:12    
Geçmişte AK Parti’de milletvekilliği yapan Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısı yapan büyükelçiler üzerinden devam eden tartışmayla ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı.

Ocaktan, bugünkü köşe yazısında ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçiliklerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını talep ettiğini hatırlattı.

Yazısında iktidar cephesinden gelen tepkileri paylaşan Ocaktan, “Ve son olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Dışişleri Bakanımıza söyledim, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz’ diyerek bir bakıma ‘bunları istenmeyen adam ilan edeceğiz’ anlamına gelen bir değerlendirmede bulundu. Doğrusu bu çok iddialı bir tavır, büyükelçiler gerçekten gönderilecek mi bekleyip göreceğiz” dedi.

“Hemen belirtelim, hiçbir ülke ve temsilcileri Türkiye’ye ayar veremez, yargıya talimat, hatta telkinde bulunamaz. Ayrıca bu büyükelçilerin çıkışının, daha çok iktidarın gücünü tahkim etmeye yaradığını da unutmamak gerekiyor” diyen Ocaktan, özetle şunları yazdı:

Evet kimsenin yargıya telkinde bulunmasını kabul edemeyiz ama iktidarın da yargının siyasallaşmasına bugüne kadar neden sessiz kaldığını, mesela Kavala davasının neden bir hukuk skandalına dönüştüğünü izah etmesi gerekmiyor mu?

Herkes biliyor ve anketler de gösteriyor ki Türkiye’de yargıya güven her geçen gün daha da azalmaktadır. Anayasal bağlayıcılığı olmasına rağmen alt mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımadığı, AİHM kararlarının yok sayıldığı bir ülkede hukukun üstünlüğünden ve bir hukuk devletinin varlığından söz edilemez.

Dış dünyanın bize ders vermesinden gerçekten rahatsızlık duyuyorsak, önce kendi insanımıza bile güven vermeyen hukuk sistemimizi hepimizin gurur duyacağı bir seviyeye taşımak durumundayız. İşte o zaman başımız dik bir şekilde dünyaya meydan okuyabiliriz. Ama eğer yargının siyasallaştığı, özgürlüklerin askıya alındığı bir ülke olarak hali pürmelalimize bakmadan “İstediğimizi hapse atarız, istediğimizi çıkarırız, size ne…” demek istiyorsak o başka…

mehmet ocaktan