Altaylı yazısında, "Sonuç olarak bunu söyleyenden daha iyi gazeteci olduğum kesindir büyük olasılıkla. Gençler pek hatırlamaz ama geçmişte de muhalefet ile iktidar arasında böyle sertlikler yaşanırdı. Mesela rahmetli Özal’ı geniş bir kitle Cumhurbaşkanı olarak içine sindirememişti. Hele hele muhalefet ve özellikle de yine rahmetli Demirel. Nur içinde yatsın Süleyman Bey için Özal Cumhurbaşkanı değildi. Ondan her söz edişinde '864 rakımlı tepedeki zat' derdi." hatırlatmasını yaptı.
Altaylı, "Kastettiği Çankaya Köşkü idi. Ama Çankaya Köşkü de Cumhurbaşkanlığı ile ilişkilendirileceği için, Çankaya Köşkü bile demez, '864 rakımlı tepe' derdi. Öyle ki yıllarca herkes Çankaya’nın rakımını 864 olarak bildi. Yıllar sonra bir gazete ölçtürdü ve 1070 buldu. Ama hâlâ o günleri hatırlayanlar için 864 rakımlı tepedir Çankaya. Sokaktaki muhalifler için de Özal cumhurbaşkanı değildi. Özellikle sendikaların iktidar karşıtı gösterilerinde sistem Cumhurbaşkanlığı olmadığı ve Özal’ın da pek bir yetkisi olmadığı halde, Özal Cumhurbaşkanı değil 'Çankaya’nın şişmanı' idi." ifadesini kullandı.
Altaylı yazısında şunları kaydetti:
"Ve haliyle “işçi düşmanı” idi. Yer gök inlerdi “Çankaya’nın şişmanı işçi düşmanı” diye. Özal da genel olarak tüm bu söylemlere güler geçerdi. Bugün durum bu değil.
Kimse gülüp geçmiyor.Zaten Kılıçdaroğlu da bir Demirel değil. Aralarında nüktedanlıkta, kıvrak zekada büyük fark var. Biri siyasetçi idi. Diğeri ise hep bürokrat."