Altaylı, bugünkü yazısında şunları kaydetti:
"Bankları ve ağaçları kaldırarak bombalı saldırıları engelleyemezsiniz. Hatta muhtemelen tam aksine arkasına sığınacak bir şey kalmadığı için, bombanın parçalarının yayılmasını engelleyecek bir siper olmadığı için banksız ve ağaçsız bir ortamda bombanın vereceği zarar daha fazla olacaktır. Bombayı engellemenin yolu ağaçları kaldırmak değil, sınırlara sahip çıkmaktır.
Bombacı terörist kadın anlatıp duruyor. Kendisi de, kendisine eylemde yardımcı olan kişiler de, hepsi ama hepsi Suriye sınırından Türkiye’ye kaçak yollarla girmiş kişiler. Hem de defalarca. Hiçbir kayıt kuyut olmadan onlarca kez sınırı delip geçmişler, hiçbir kayıt kuyut olmadan gelip İstanbul’a yerleşmişler. Hiçbir kayıt kuyut olmadan işe girmişler, çalışmışlar. Sonra da canları çekince bir bomba patlatmışlar.
Ve kim bilir daha ne bombacılar şimdi “Ensar ve Muhacir” denilerek aramızda dolaşıyor, çalışıyor. Biz yıllardır bu tehlikeye dikkat çekerken kimse ne dediğimizi anlamadı. Bazı aptallar bizi ırkçılıkla suçladılar. Gördünüz mü neyi kastettiğimizi. Bu ülkede sınır güvenliği yoksa o ülkede güvenlik yoktur. Bir ülke tanımadığı bilmediği kayıt altına almadığı milyonlarca insanı, şehirlerine yığdıysa, yığılanların sayısını, kimliğini, geçmişini bilmiyorsa o ülkede güvenlik olmaması bir yana o ülkede büyük tehlike vardır. Eğer ülkenizin güvenli bir yer olmasını istiyorsanız yapılması gereken saksıları kaldırmak değil, saksıyı çalıştırmaktır."