BBC Türkçe Servisi'nin haberine göre 'Ekstazinin babası' olarak tanınan Shulgin, California'nın kuzey bölgesinde karaciğer kanseri tedavisi görüyordu. Eşi ve çalışma arkadaşı Ann Shulgin, bilim insanının ailesi, yakınları ve Budist meditasyon müziği eşliğinde öldüğünü açıkladı. Harvard Üniversitesi'nde organik kimya okuyan Alexander Shulgin, İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan donanmasında görev aldıktan sonra California Üniversitesi'nde biyokimya alanında doktora yaptı. Shulgin, Dow kimya şirketinde çalıştığı sırada, dünyanın ilk topraka çözünebilir haşere ilacını keşfetti. Daha sonra psikoaktif maddeler üzerinde çalışmalar yapan Shulgin, ilaç denemelerini kendisi ve bazı arkadaşları üzerinde yaptı. Bu 'kokteyl' denemeleri, 1960'lar boyunca devam etti.
Yaklaşık 10 yıl sonra, MDMA olarak bilinen maddeye ulaştı. Aslında bu madde 1912 yılında farmakoloji şirketi Merck tarafından patentlenmişti fakat maddenin insanlar üzerindeki etkisi hiç araştırılmamıştı. Kendisi üzerindeki denemelerini psikolog Leo Zeff ile paylaştı. Zeff, 'ekstazi' (ecstasy: esriklik) maddesini terapilerde yardımcı olarak kullandı ve yüzlerce meslektaşına aynı yöntemi önerdi. MDMA zaman içinde, gece kulüplerinde saatlerce dans etmek isteyenler arasında popüler hale geldi fakat daha sonra maddenin ölümcül olabildiği ortaya çıktı.
Frank adlı uyuşturucu destek kuruluşu, ekstazi kullanımındaki en tehlikeli yönün, kullanılan maddenin içinde tam olarak ne bulunduğunun bilinmemesi olduğunu belirtiyor: "Neye benzediğinden veya nasıl adlandırıldığından bağımsız olarak, bir hapın veya tozun içinde ne bulunduğundan ve ona nasıl tepki vereceğinizden emin olamazsınız."
2020-08-11 06:40:55 - 2021-09-05 00:13:37