CNN TÜRKte ekrana gelen, Enver Ayseverin hazırladığı Aykırı Sorular programına konuk olan Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, geçmişten bugüne kadar gazetenin yayın çizgisini, yeniliklerini ve ülke gündemine dair önemli konularda konuşuldu.
ERDOĞANIN FOTOĞRAFI
Programın sunucusu Enver Ayseverin Albayraka sorduğu bir soru oldukça dikkat çekti.. Programın ilerleyen dakikalarında Aysever Albayraka: Gazetenin girişinde Erdoğan fotoğrafı var mı diye sordu Albayrak herkesin merak ettiği bu soruyu şu şekilde cevapladı: "Birine Enver Örenin birine Turgut Özalın Türkiye Gazetesi okurken çekilen fotoğrafı, Tayyip Beyin de öyle. Reklam olarak bakmayalım bu iki insan da Türkiyede bir döneme imza atmışlar ve büyük değişimlere imza atmışlar. Dolayısıyla o fotoğrafı oraya asmaktan bir şey hissetmiyorum.."
Enver Ayseverin Sayın Enver Ören Türkiye Gazetesinin sahibi, yıllardır aynı yayın çizgisinde ve demokrasi vurgusu yapıyorsunuz. Kenan Evren, Enver Örene şunu söylüyor:Tarikatçıdır. Daha da ileri giderek Tarikatlarla ilgisi vardır, buna dikkat edin diyor. Aradan yıllar geçiyor; Enver Ören ve Kenan Evren kanka oluyor.Kenan Evrenin en büyük hayaliniEnver Ören gerçekleştirmek için okul yapımında katkısunuyor. Daha sonra Evren Paşadan özel derken, size miras olarak Ali Baran bir tür bekçi olarak geliyor. Bu demokrasitamam da, o zamanlar nedir? sorusu üzerine yanıt veren Albayrak şöyle konuştu: Kenan Evren, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmuş. Ayrıca bahsettiğiniz şey bir eğitim kurumuna katkı sağlamak. Bunun neresi ayıp? Burada önemli olan o dönemlerde gazetenin yayın çizgisinde veya demokrasi vurgusuna diyorsunuz ki, tarikatçıdır.
Cem evleri ibadethane değildir
Nuh Albayrak, Ayseverin cem evleri ibadethane midir? sorusu üzerine ise Benim için ibadethane değildir. Ama aleviler için ibadethanedir. Yasal bir statü getirilmesi ise beni rahatsız etmez dedi.
Hrant Dinkin öldürülmesi olayına da değinen AlbayrakDinkin öldürüldüğü dönemde Türkiye GazetesindeHepimiz Hrantız Hepimiz Ermeniyiz manşetini yazabilirmiydik açıkçası hiç düşünmedim. Belki de böyle bir manşet atamazdık. Ama şunu açık yüreklilikle belirtmeliyim ki,başından beri konuyu sürekli gündem de tutmaya çalışıyorum. Ayrıca Türkiyede derin devlet ve demokratikleşmesine yönelik konuştuğumda hep iki örnek veririm. Birincisi Hrant Dink cinayeti diğeri ise Muhsin Yazıcıoğlu kazası. Bunların farkı şu; geçmişte faili meçhuller ve karanlık cinayetler olmuştu. Toplum olarak bunları aydınlatmaya ve temizlemeye çalışıyoruz. Temizlemeye çalıştığımız bu dönemde aynı şeyleri yaşıyoruz, endişeleniyorum diye belirtti.