T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre Çolak’ın, “Elçi Baş yardımcısı” sıfatıyla 22 ülkenin Ata Dedesi olduğu kaydedilen iddianamede, 5600 yıla kadar hapsi istendi. Çolak ise, savcılığa verdiği ifadesinde, suçlamarı reddederek, “Toplantılarda benim referansım olarak Sayın Devlet Bahçeli'nin ismi okundu ancak bunda benim bir etkim yoktu. Salice Fedakar, Devlet Bahçeli ile görüştüğünü ve bana referans olmayı kabul ettiğini söyledi. Zaten kamu görevi yürüttüğüm için yeni bir göreve ihtiyacım yoktu. Başlangıçta vatana hizmet için milli duygularla girdim, alınan paraların gruptan çıkan kişilere iade edilmesi nedeni ile şüphelenmedim. Bu nedenle de gruptan ayrılmadım, suçsuzum” dedi. İddianamede, Çolak’ın bazı yazışmalarda Cumhurbaşkanı, MİT Başkanı ve Milli Savunma Bakanı'nın isimlerini kullanarak paylaşımlar yaptığı görülüyor.
İddianameyi kabul eden mahkeme, dosyayı yetkisizlik kararı vererek izmir'e gönderdi. 342 mağdur ve müştekinin bulunduğu iddianamede, şüphelilerin “derin devletin ticari ayağı oldukları” iddiasıyla bir yapı oluşturdukları ve mağdur ve müştekileri de bu yapıya alıp işlerini çözme vaadiyle harç, pasaport gibi bahanelerle para alarak dolandırdıkları anlatıldı. Dolandırılan isimler arasında da bir süre grubun içinde yer aldıktan sonra örgütü fark edip ayrılan yargı ve emniyet mensubu kişiler de bulunuyor.
İhbar MİT’ten
Kamuoyunda Atadedeler olarak bilinen ve kendilerini “derin devletin ticari ayağı” olarak tanıtan suç örgütüne yönelik iddianame tamamlandı. Ankara Başsavcılığınca, aralarında hâkim ve savcıların da bulunduğu 43 kişi hakkında iddianame hazırladı. İddianame Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, dava konusu soruşturmanın MİT tarafından İzmir Emniyetine yapılan ihbar üzerine başladığı kaydedildi. İddianameye göre, MİT’ten yapılan ihbarda, “İzmir ve civar illerinde, kendisini devlete bağlı gizli bir yapı olarak lanse eden organize bir şebekenin bulunduğu, yapılanmada hâkim, savcı, emekli ve aktif devlet memurları, MİT'ten atılan-ayrılan şahıslar ve üst düzey kalifiye kişilerin yer aldığı iddiasıyla faaliyetlerinde güven sağladığı” belirtildi.
10 bin lira harç
İhbarda, yapıda yönetici olarak yer alan hâkim/savcıların ön plana çıkartılarak yapının deşifre edilmemesi için üyeler üzerinde korku yaratıldığı ve görev alacak kişilere MİT'e bağlı olarak devlet adına gizli faaliyet yürütüleceği, yüksek miktarda maddi kazanç sağlanacağı ve çeşitli ülke isimleri ile sözde masalar kurularak şahısların buralarda görevlendirileceklerinin söylendiği belirtilerek, “Ayrıca Ankara MİT merkezinde imza töreni yapılacağı ve Cumhurbaşkanlığı külliyesinin ziyaret edileceğine ilişkin vaatlerde bulunulduğu, yapılanmaya kabul edilen kişilerin yürütülecek gizli görev kapsamında ihtiyaca göre yurt içi ve yurt dışında çalışabileceği, bu çerçevede pasaport vb... Masraflar için kullanmak üzere 10.000 TL ödenmesi gerektiği, söz konusu ödemenin Salice Fedakar adına kayıtlı banka hesabına ''protokol harç bedeli" açıklaması ile transfer edildiği, yapılanmanın içerisinde Salice Fedakar'ın ''Elçi Hanım Pınar Taşçı'' ismiyle tanındığı, zaman zaman ev, otel gibi farklı mekanlarda gizli toplantılar düzenlendiği, yapı içerisinde sözde ülke masası kurularak üyelere kod isimler verildiği, toplantılarda yapının arkasında Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, MİT başkanı bulunduğunun ifade edildiği, şikayetçi olanların sıkıntı yaşayacağı söylenerek tehditkar ifadeler kullanıldığı” ifade edildi.
WhatsApp’tan Dedeler çıktı
İhbar üzerine soruşturma açan İzmir Başsavcılığı, yapılanmada ismi geçen kamu görevlilerinin Ankara’da görevli olmaları nedeniyle dosyayı Ankara Başsavcılığına gönderdiği anlatılan iddianamede, soruşturmanın bunun üzerine Ankara’da yürütülmeye devam edildiği anlatıldı. Soruşturmanın devam ettiği sırada Ardahan’da yürütülen bir soruşturma kapsamında yakalanan bir kişinin cep telefonunun incelenmesinde WhatsApp’ta “DEDELER” isimli bir grubun bulunduğu anlatılan iddianamede, burada elde edilen yazışmaların da dosyaya eklendiği ifade edildi. İddianamede, söz konusu WhatsApp grubunda yer alan kişiler hakkında dinleme kararı alındığı belirtilerek, bu kapsamda yeni deliller elde edildiği vurgulandı.
Cumhurbaşkanı ve Bahçeli’yi referans göstermişler
İddianamede, Atadedeler örgütünün şeması da tanımlandı. Buna göre, soruşturma kapsamında yapılan dinleme çalışmalarında, örgütte üyelerle tanıştırılmayan “Yusuf Bey ve Muhammet Bey” adı ile mesaj atan kişilerin, elçi olarak tanımlanan Pınar Taşçı kod isimli şüpheli Salice Fedakar'ın üstü konumunda bulundukları imajının verildiği ifade edilerek, “Elçi'nin altında gizli Ata Dedelerin bulunduğu, bunların sadece isimlerinin olduğu, onun altında elçi yardımcılarının, sonraki kısmında "ülke ata dedeleri, baş dedeler, dedeler, masa başkanları, saha üyeleri" şeklinde bir yapılanma oluşturulduğu anlatıldı. Örgüt üyeleri ve yöneticilerin kod isimlerinin bulunduğu kaydedilen iddianamede, üyelerin örgüt yöneticilerince verilen talimatlara uyarak raporlar verdikleri, hiyerarşik yapıya riayet ederek, emir-komuta zinciri içinde hareket ettikleri ve örgüte üye kazandırmaya çalıştıkları vurgulandı. İddianamede, örgüte yatırılan paraların örgüt lideri Salice Fedakar'ın hesabında toplandığı, toplantılarda örgüt yöneticilerinin, liderin yanında oturarak kendilerini üst düzey kamu görevlisi olan Cumhurbaşkanı veya siyasi parti lideri Devlet Bahçeli'nin referansı ile örgüte katıldıkları iması verdiklerine de dikkat çekildi.
6 milyonluk hesap hareketi
İddianamede, örgüt lideri olarak gösterilen Pınar Taşçı kod adlı Salice Fedakar’ın, örgütte talimatlar veren kişi olduğu ve kendisine “elçi” denildiği ifade edilerek, "DEDELER" isimli WhatsApp grubunda “Arkadaşlar burada bir devlet işi yapıyoruz. Birbirimizle didişmenin bir anlamı yok. İtiraz edilen hususlar zaten devlet Erkan’ı ile istişare edilen ve devletin Bilgisi dahilinde olan hususlardır’ şeklinde mesajlarının olduğu ifade edildi. Fedakar için, “örgütü sanki devlet tarafından kurulmuş gibi lanse ettiği” değerlendirmesi yapılan iddianamede, şüphelinin hesap hareketlerinde örgüt üye ve yöneticileri ile birçok hesap hareketinin bulunduğu ve hesabına 6 milyon lira üzerinde para girişi olduğu” anlatıldı. İddianamede, Fedakar’ın, “örgüt kurmak ve yönetmek, nitelikli dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs" suçlarından 2 bin 226 yıldan 5600 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
“Cumhurbaşkanımızla görüşülecek”
İddianamede, bir dönem Kobani davasının görüldüğü mahkemenin başkanlığını yapan eski hâkim Bahtiyar Çolak da şüpheli olarak yer aldı. Çolak’ın örgüt yöneticisi olduğu ve Elçi Baş Yardımcısı olarak görev yaptığı ifade edilerek, örgüt yöneticisi Salice Fedakar ile de karşılıklı hesap hareketlerinin olduğu anlatıldı. İddianamede, Çolak’ın bazı yazışmaları da yer aldı. Buna göre bir yazışmada Çolak, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve yanında Hulusi Akar, Hakan Fidan, İbrahim Kalın, Fahrettin Altun, bugün Katar’a gidiyorlar. Katar emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile görüşecek ve Katar emiri Katar Atadedesi olacak. Bu görüşme ve sonrasının bizim içim çok iyi gelişmeler doğuracağı Başdedemiz Muhammed bey tarafından iletildi. Bizim ve ülkemiz için hayırlısı olsun” ifadelerini kullanıyor. Çolak, bir başka yazışmasında “Bu hafta tüm masalar olarak hareketli bir hafta geçirdik. Önceki belirtilen tarih öncesinde iki İran atadedesi gelmişti. Geçtiğimiz günlerde Katar on iki ataşesi de şu anda Türkiye’ye gelmiştir. İleri ki günlerde diğer atadedeler de gelecektir. CBaşkanımız gelen atadedelerle görüşecek ve tarih ile ilgili kendisiyle bir görüşme 15 Temmuz sonrasında yapılacaktır” diyor.
Çolak, iddianamede yer verilen ifadesinde kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek, Salice Fedakar'ı Pınar Taşçı olarak bildiğini, 2019 yılı Ocak veya Şubat ayında sosyal medya programı üzerinden tanıştıklarını kaydetti. Fedakar’ın kendisini doktor olarak tanıttığını ve ikinci görüşmelerinde istihbaratta çalıştığını söyleyerek, kendisinin de katılmak isteyip istemeyeceğini sorduğunu aktaran Çolak, “Konunun ne olduğunu sordum, ülkenin zor bir dönemden geçtiğini, düşmanlarla topyekun mücadele edildiğini, ülkenin istikbali için herkese görevler düştüğünü, Sayın Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı dahilinde kurulma sürecinde olan bir yapıya dahil olduğunu, prosedürler tamamlanarak imzalar atıldıktan sonra yurt içi ve yurt dışında istihbarat toplayacaklarını, MİT'e raporlanacağını anlattı. Ben de devlete hizmet edebileceğimi söyledim. Savcı Hidayet Kaya’nın da Pınar'ın operasyonlara katıldığını söylemesi üzerine itibar edip toplantılara katıldım. Hatta 24 Ocak Elazığ depremi nedeni ile Pınar Taşçı ve bir kaç kişi ile birlikte Elazığ'a giderek bir giyim mağazasından montlar alarak depremzedelere dağıttık. Grubun amacının ticari istihbarat olduğunu biliyordum. Referans sistemi ile kişilerin gruba alınıyordu” dedi.
Çolak ifadesinin devamında şunları anlattı:
“Gelen kişiler 15 bin lira harç parasını Pınar Taşçı kod Salice Fedakar'ın hesabına yatırıyordu. Sonrasında bu bedelin 10 bin TL’ye indirildi. Gruba referansla kimseyi getirmeyen tek kişiyim. Gruptan ayrılanlara harç iadesi yapılıyordu. Toplanan paraların nereye kullanıldığını bilmiyorum. Gruba ilk girdiğimde Dubai Masası Dedesiydim, sonra Baş Dede Elçi Yardımcısı ve son olarak da 22 ülkenin Ata Dedesi oldum. Atamaları Salice Fedakar tebliğ ediyordu. 2021 yılında Mart ayından sonra toplantıya katılmayıp kendimi biraz geri çektim. Dedeler grubunda kullandığım kod 4506’ydı. Ancak gizlenme amacım yoktu. Bir kısım ifadelerde, toplantılarda benim referansım olarak Sayın Devlet Bahçeli'nin ismi okundu ancak bunda benim bir etkim yoktu. Salice Fedakar, Devlet Bahçeli ile görüştüğünü ve bana referans olmayı kabul ettiğini söyledi. Zaten kamu görevi yürüttüğüm için yeni bir göreve ihtiyacım yoktu. Başlangıçta vatana hizmet için milli duygularla girdim, alınan paraların çıkan kişilere iade edilmesi nedeni ile şüphelenmedim. Bu nedenle de gruptan ayrılmadım, suçsuzum”