Habertürk yayınına katılarak Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Kalın'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
- Elbette ilk turda bitirmek isterdik. Sistem gereği bu mümkün olmadı. Salt oy oranı açısından baktığımızda Tayyip Erdoğan aslında bu seçimi kazandı. 50 +1 şartından ikinci tura gidiyoruz. Mevcut sistemimiz içinde, YSK, sandık görevlileriyle yürütülen süreç. Sonucu gördük. 57-58'lerde başladık, indik. Sonuç neyse başımızın üstünde dedik ve öyle oldu.
- Daha önceden 'biz kazandık', '13. Cumhurbaşkanı sayın Kılıçdaroğlu' şeklinde iki belediye başkanının açıklamaları oldu. Biz sonuç ne ise onu esas kabul ettik. Sandıklar açılalı 1 saat olmuş. Niye insanlar bırakıp gitsinler ki. Sandıkların yüzde 15'i açılmış, kim bırakır? O gece bilgi karmaşasına yol açan açıklamalar oldu. Hangi sandıkta nerede eksiklik olduğuna dair bunların gösterilmesi lazım. İtiraz hakkı zaten var. İnsanlar gidip baktılar, tekrar mutabık kaldılar, YSK bu sonuçları açıkladı.
50+1 düzenlemesi değişir mi?
- İkinci tura gidiyoruz. Bu anayasal zorunluluk, yeni sistemimiz böyle çalışıyor. Bu tecrübeden hareketle başka değerlendirmeler yapılabilir mi şeklinde konular gündeme gelir diye düşünüyorum. Ama bugünün konusu değil. Pazar günü sonucu gördükten sonra pazartesi-salı günü sayın Cumhurbaşkanımız ve ilgili arkadaşlarımızla oturduk kararlı, herkesi kucaklayacak şekilde işi yürütelim. Ulaşamadığımız yer varsa ulaşalım diye başladık.
'Sinan Oğan Bey'e teşekkür ediyorum'
- Sinan beye, Cumhurbaşkanımıza desteği için teşekkür ediyorum. ATA İttifakı dağıldı. Zafer Partisi Genel Başkanı sayın Özdağ yarın açıklama yapacağını söyledi. Yarın göreceğiz. Anlaşabildilerse saygıyla karşılarız. Seçimin sonucu ne olursa olsun 28 Mayıs'tan sonra Türk siyaseti yeni bir fay hattı üzerinden şekillenecek. Terörle aranıza ne kadar mesafe koyduğunuz meselesi olacak. Merkez sağ, muhafazakar-milliyetçi ayağa, sosyal demokrat, sol, liberal ayağı. Ekonomi, göç, mülteciler, Batı, Rusya ile ilişkiler birçok konu var. En önemli akslardan bir tanesi terörle mesafe olacak. Siyasi yelpazenin nasıl şekilleneceğiyle ilgili.
'Neden daha önce göstermediler?'
- Seçim sürecinde sayın Kılıçdaroğlu'nun HDP ile yaptığı işbirliği neticesinde bence CHP'nin hassasiyetlerinin gerisine düştüğü, HDP yöneticilerini rahatsız etmemek adına kamuoyunun tatmin edici karar alamadığını düşünüyorum. Kendisi de son 1 haftadır tavrını değiştirmeye başladı. Birinci turda niye bu vurgu yoktu. CHP son tahlilde devleti bilen parti. Devletin bekasını, varlığını, meşruiyetini hedef alan terör örgütü konusunda CHP'nin başka türlü tavır almasını tahayyül edemem.
- Bugün Cumhurbaşkanımız Sivas'ta söyledi. Mesele PKK Kadrolarının sayın Kılıçdaroğlu adaylığı konusunda yaptığı destek açıklamaları. Bunları biz çekmedik. PKK'nın kadroları, ismini bildiğimiz terörist liderler Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık açık destek açıklamaları yaptılar; Erdoğan gitmeli Kılıçdaroğlu'nu destekliyoruz diye. 1,5 aydır devam ediyor bu. Bu konudaki hassasiyetlerini neden daha önce göstermediler? Sayın Cumhurbaşkanımız 'teröre karşı net bir tavır alıyor musun, almıyor musun, bunu görmek istiyorum' diye haklı olarak soruyor. Kılıçdaroğlu 'ben teröre karşıyım' diyor. HDP'nin bu konudaki tavırları hala belirleyici olmuyor mu?
"Kıvrak zekalı gençlerin kurguladığı video"
- Bir grup kıvrak zekalı gencin kurguladığı video. Videoda bir araya getirilen unsurlar gerçek. Asıl mesele bu açıklamaları PKK kadroları yaptı mı, yapmadı mı? Sorması gereken bu. 1,5 aydır PKK kadroların ardı ardına sayın Kılıçdaroğlu'nun destek açıklamalarını biliyoruz. Bir terör örgütü sizinle ilgili lehte açıklamalar yaptı. Doğal olarak rahatsız olursunuz. Doğal olarak 'siz kimsiniz' dersiniz. 1. turda bunlarla ilgili bir şey duyduk mu biz? Sayın Kılıçdaroğlu'nun bundan rahatsız duyduğunu düşünüyorum ama bu konuda sessiz kalındı. Bunu birinci turda ifade etmesi gerekirdi ama şimdi ediyor. O zaman HDP ile konuşsun bunu. Kamuoyunda böyle bir tablo var. İnsanlar da haklı olarak 'Bunların temsilcileri nasıl oluyor da bir adayla ilgili açıklama yapıyorlar, 28 Mayıs'ta zafer halayları çekeceğiz' diyorlar.
"Meral Hanım belki de haklıydı, itiraz etmişti Kemal Bey'in adaylığına"
- İYİ Parti tabanının da bundan memnun olmadığını düşünüyorum. Benzer kaygıları paylaşan eminim başkaları da var. Bunu sadece propagandanın gücü diye izah ederseniz, Türk toplumunun çok önemli sosyolojik damarlarından birini ıskalamış olursunuz. Bir defa kendinize dönün ve kendinizi sigaya çekin. Hep mi halk kusurlu?
- Meral Hanım belki de haklıydı. İtiraz etmişti Kemal Bey'in adaylığına. PKK'nın bu kadar açık vermesi. FETÖ'nün kaset kumpası. Sayın İnce'ye yapılanlar reva mı? Adamcağız hastaneye yattı. Kendisi giderken '45 gündür bana yapılan kaset kumpas saldırılarını kenarda durup alkışlayan siyasetçiler' demişti. Herhalde bizi kast etmiyordu. Ruhen, manen yaşadığı yıpranmayı düşünebiliyor musunuz? Oradan medet umdular. Muhalefetin ekonomik vaatleri demek ki hiçbir karşılık bulmadı. Burada da Cumhur İttifakı'nın propagandası çok etkili oldu vs. PKK'nın yıllardır oynadığı oyun var. Kendi örgüt gündemini Kürtlerin talebi diye dayatır. Bazı aydınlarımız maalesef bunu gerçekmiş gibi satın alır.
"Türkiye'de parti devleti pratiği hangi döneme gidiyor?"
- Türkiye'de parti devleti pratiği hangi döneme gidiyor? Bir ilde valinin çalışmaları mı kast ediliyor, sağlık müdürü mü kast ediliyor. Şartları tutan herkesi devlet vali veya elçi olarak atayabilir. 21 yıldır Türkiye'de AK Parti iktidarı var. Halktan aldığı yetkiyle birtakım politikalar uyguluyor.
Merkezi yönetim ülkenin kazanımlarını halkına anlatıyor. 'Bana yetki verirseniz daha iyisini yapacağım' diyor. Savunma sanayinin son 10 yılda aldığı mesafeyi net okuyamadılar veya rahatsız olduğu için 'seçim malzemesi' yaptı deniyor. Hükümet icraatlarını anlatacak, bu gayet normal. Bir yerde AK Parti il başkanı valinin önünde mi gidiyor? Böyle bir şey varsa söylensin, biz bakarız ona.