İSTANBUL'DA IŞİD OPERASYONU: 14 GÖZALTI

Irak ve Şam İslam Devleti (kısaca IŞİD; Arapça: الدولة الاسلامية في العراق والشام, ed-Devlet'ül İslâmiyye fi'l Irak ve'ş Şamkatılması) ya da 2014'ten beri kullandığı resmî isimle İslam Devleti (kısaca İD; Arapça: الدولة الإسلامية ed-Devlet'ül İslâmiyye), ağırlıklı olarak Irak ve Suriye'de aktivite gösteren, bu bölgede hilâfet devleti kurmak amacıyla güvenlik güçlerine ve sivillere karşı eylemler yapan yasa dışı, silahlı ve ele geçirdiği topraklardaki meşruluğu hiçbir ülke tarafından devlet olarak tanınmayan Selefi cihatçı örgüttür.gereçaşağı yukarırastgelesonrasında Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler ile aralarında ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Kanada'nın da bulunduğu birçok ülke ve kuruluş tarafından terör örgütü olarak tanınmaktadır.

Eski adının Arapçadaki akroniminin (داعش, Arapça telaffuzu: Da'iş)güvenlik okunuşunun Romanizasyonu olan DAEŞgüvenlikaktivite veya DEAŞetkinlik adlarıyla da bilinir (kısaltma değil, kısaltmanın okunuşu olmasından ufak harfle yazılması gerekse de, büyük harfle yazılışı da kullanılmaktadır).güvenlik

Petrol kaynaklarına yakınlığı sebebiyle dünyanın en zengin yasa dışı silahlı örgütleri arasında sayılmaktadır.denetimiberaber Irak Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan ve 2004 yılında el-Kaide'ye bağlılığını ilan eden örgüt bir müddet sonra Irak el-Kaidesi adını aldı. Şubat 2014'te, sekiz aylık uzun bir güç mücadelesinden sonra, el-Kaide IŞİD ile tüm bağlarını kestiğini duyurdu.

Örgüt genellikle Sünnî topluluklar olmak suretiyle Mücahidîn Şûra Konseyi, el-Kaide, Ceyş el-Fatihin, Cund es-Sahaba, Katbiyan Ensar el-Tevhid vel Sünne, Ceyş el-Tayife el-Mansure gibi farklı isyancı gruplardan oluşur ve onların desteğini alır.

Irak Savaşı'nın yoğun olarak yaşandığı dönemlerde, Irak'ın Anbar, Nineve, Diyala, Babil, Kerkük ve Selahaddin, Musul illerinde çok büyük aktivite gösterdi. Bakuba'yı başşehir ilan etti.

IŞİD, binlerce sivil Iraklı, Irak hükûmet üyeleri ve onların uluslararası müttefiklerinin ölümlerinden sorumlu tutulmaktadır.[kaynak belirtilmeli] Irak Savaşı'nın son evrelerine doğru örgüt gerilemeye başladıysa da, ABD'nin Irak'tan çekilmesiyle 2012'de gücünü yeniden yenilediği ve üye sayısını iki katından fazla arttırdığı öne sürülür.[kaynak belirtilmeli]

2013 yılında el-Cezire'ye sızdırılan bir mektup ve ses kaydıyla el-Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri, bu grubun Suriye kanadını tasfiye ettiğini belirttiysa da IŞİD emiri Ebu Bekir el-Bağdadi, bu tasfiye kararını reddettiğini ve grubun Suriye'deki operasyonlarına devam edeceğini belirtti.[kaynak belirtilmeli] Nisan 2013 ile beraber IŞİD, Suriye'nin kuzeyinde çabucak askerî güç kazanmaya başladı ve bu bölgedeki en güçlü örgütlerden biri oldu. Suriye'de etkin olduğu bölgelerde şeriat kanunlarını icraya başladı ve rakip gördükleri askerleri, yabancı gazetecileri, yardım kuruluşlarına üye insanları sürgüne gönderdi ya da hapsetti.[kaynak belirtilmeli]

Suriye İnsan Hakları Gözleme örgütünün raporuna göre Ağustos 2014'te örgütün Suriye'deki savaşçı sayısının 50.000, Irak'ta ise 30.000 olduğu bildirildi. CIA ise Eylül 2014'te örgütün Suriye ve Irak'ta toplam 20.000 ile 31.500 arasında savaşçıya sahip olduğunu belirtti.içine alan
İçindekiler

    1 Tarihçe
        1.1 Kökenleri
            1.1.1 Tevhit ve Cihat Cemaati
            1.1.2 Hedef ve taktikler
            1.1.3 Irak el-Kaidesi dönemi
        1.2 Mücahit Şura Meclisi dönemi
        1.3 Irak İslam Devleti dönemi
            1.3.1 2007 olayları
            1.3.2 2009-2010 olayları
            1.3.3 2012 olayları
            1.3.4 2013 olayları
            1.3.5 Reyhanlı saldırısı
            1.3.6 Mısır protestolarına destek
            1.3.7 Suriye'deki varlığı
        1.4 Irak ve Şam İslam Devleti dönemi
            1.4.1 2014 olayları
            1.4.2 2015 Olayları
                1.4.2.1 Suruç saldırısı
                1.4.2.2 Ankara saldırısı
            1.4.3 Paris saldırıları
            1.4.4 2016 Olayları
                1.4.4.1 Fırat Kalkanı Operasyonu
                1.4.4.2 Haseke İsyanı (2022)
    2 Finansal gücü
    3 Ekipmanları
    4 Terör örgütü olarak tanınması
    5 Önemli üyeleri
    6 Ayrıca bakınız
    7 Kaynakça
    8 Konuy ile ilgili yayınlar

Tarihçe
Kökenleri

Örgütün kökenlerinin 1980'lerde Afganistan'da Sovyet destekli rejime ve Sovyet askerî müdahalesine karşı ABD tarafından bir araya getirilip Pakistan'da eğitim ve silah desteği verilen çeşitli radikal İslamcı örgütlere dek uzandığı, önce El Kaide'nin, sonrasında da benzer biçimde bu kez Suriye'de IŞİD'in bu yolla türediği iddia edilmektedir. Bu iddialar önce ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton tarafından çok sayıda kez,rapor edertekrar sonra da eski ABD başkanı Donald Trump tarafından dile getirilmiştir.aynısı
Tevhit ve Cihat Cemaati

Tevhit ve Cihat Cemaati, Ebu Musab ez-Zerkavi tarafından kuruldu. Yerli ve yabancı İslamcılardan oluşuyordu. Ürdünlü bir Selefî olan ez-Zerkavi, Sovyet-Afgan Savaşı'na katılmak için Afganistan'a seyahat etmiş, ama Sovyetlerin askerlerini çekmesiyle o da ülnete geri dönmüştü. Daha sonra yeniden Afganistan'a geri dönen ez-Zerkavi, Herat yakınlarında İslami militan bir kamp kurarak eğitim vermeye başladı. Başlangıçta gerçek anlamda Müslüman olmadığını düşündüğü Ürdün'ü yıkma amaçlı çıktığı yolda diğer ülkelere de yayılan tüm bir ağını bu kanaat ve en uygun üzerine kurdu. İçinde bulunduğu şebekenin 1999 yılında milenyum saldırılarının da sorumlusu olduğu iddia edilmekte. 2002 yılında Ürdün'de, Amerikalı diplomat Laurence Foley'in öldürülmesinin sorumluluğunu da örgütü üstlendi.

ABD'nin Afganistan'ı işgaliyle ez-Zerkavi Irak'a gitti. Burada yara aldığı ayağı için tıbbi destek aldı. Irak'ın kuzeydoğusunda etkin Selefi silahlı bir grup olan Ensaru'l İslam ile geniş bir ilişki ağı kurdu. Bu örgütün Irak istihbaratı ile beraber çalıştığı, Saddam Hüseyin'in bu grubu Kürdistan'ın bağımsızlığı için savaşan seküler Kürt gruplara karşı kullandığı da iddia edilmektedir. Ocak 2003'te örgütün kurucusu Fatih Krekar Saddam Hüseyin rejimiyle herhangi bir bağlantıları olmadığını belirtti. İstihbarat birimlerinin rapor ederına göre ez-Zerkavi ve Saddam arasında herhangi bir bağlantı bulunmadığı, Saddam'ın Ensaru'l İslam'ı rejime bir tehdit olarak gördüğü ve bu yüzden örgüt içine istihbaratın sızmış olabileceği öne sürüldü. ABD senatosunun 2006 yılında hazırladığı Irak raporunda "savaş sonrası edinilen bilgiye göre Saddam Hüseyin ez-Zerkavi'yi yakalamaya çalıştı, ama bunda başarısız oldu" denildi.

ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra Cema'at el-Tevhid vel-Cihad al-Ansar ve diğer yabancı örgüt üyelerini de içine katarak ağın daha da genişletti ve Irak işgaline katılan güçlere karşı mücadeleye girişti. Irak'a savaşmak için giden birçok savaşçı bir biçimde ez-Zerkavi grubunun içinde kendini buldu.
Hedef ve taktikler
22 Ağustos 2003'te Bağdat'ta meydana gelen patlamadan sonra Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nden bir görüntü

Cema'at el-Tevhid vel-Cihad grubunun amacı Irak'taki birlik güçlerinin geri çekilmesini sağlamak, Irak hükûmetini düşürmek, işgal kuvvetleriyle beraber çalışanları öldürmek, Şia nüfusu marjinalize edip askerî gücünü kırmak ve tamamıyla şeriat kanunlarıyla yönetilen bir İslâm devleti kurmak.

Cema'at el-Tevhid vel-Cihad'ı Irak'taki diğer isyancı gruplardan ayıran en önemli özellik taktikleriydi. ABD ve birlik güçlerine karşı alışılagelmiş silahlarla ve gerilla taktikleriyle saldırmak yerine daha fazla bomba yüklü araçlar kullanılarak yapılan intihar bombası eylemlerini yaptılar.

Grubun ruhânî önder kabul ettiği ve genel başkan yardımcılığı da yapmış olan Filistinli imam Ebu Enes eş-Şâmî taktiklerinin ve tekniklerinin Kur'an ve sünnet kaynaklı olduğunu yine bu kaynaklardan verdiği örneklerle açıklamıştır. İslam peygamberi Muhammed'in "Her kim Allah yolunda bir Gayrimüslimi öldürürse Allah ona Cehennem'i yasak eder" sözünü ve Enfâl Suresi 12. ayette geçen "İşte o anda Rabbin meleklere şu şekilde vahyediyordu: Ben sizinle birlikteim, müminlere sebat verin. Kâfirlerin yüreğine korku salacağım, hemen boyunlarının üstüne vurun, parmaklarına parmaklarına vurun."tamamıyla aynısı vahiyleri temel prensiplerden biri edindi.
Irak el-Kaidesi dönemi

Ekim 2004'te "Tanzim Kaide el-Cihad fi Bilad er-Rafideyn" veya daha fazla bilinen "Irak el-Kaidesi" adını aldı. Temmuz 2005'te Ebu Musab ez-Zerkavi, Eymen ez-Zevahiri'ye yazdığı mektupta Irak Savaşı'nı genişletmek için ABD'nin Irak'tan menfaatilması, halifeliğin kurulması, çatışmaların Irak'ın seküler bölgelerine yayılması ve Arap-İsrail çatışmasında etkin rol alınmasını da içine alan dört aşamalı bir plândan bahseder. Irak'ın dışındaki bağlantılı gruplar da bu planın uygulanmasında rol aldı, örnek olarak 2005'te Mısır'da meydana gelen ve çoğu turist olan 88 kişinin öldüğü patlama gibi.
Mücahit Şura Meclisi dönemi

Ocak 2006'da birkaç ufak grupla birleşerek "Mücahit Şura Meclisi" adını aldı. Sivillere karşı acımasız şiddet programlarından ve radikal İslami doktrinlerinden kaynaklı Iraklı Sünni milliyetçilerin ve seküler grupların bu şemsiye organizasyona katılması zayıf kaldı. Bu nedenlerden dolayı bu çaba başarısızlıkla sonuçlandı.
Irak İslam Devleti dönemi

Irak el-Kaidesi saldırılarını ve eylemlerini Ekim 2006'ya kadar Mücahit Şura Meclisi'ne atfetti. Ebu Eyüp el-Mısri'nin Irak İslam Devleti'ni ilan etmesiyle bu son bulmuş oldu. Bu tarihten itibaren örgüt eylemlerini Irak İslam Devleti'ne atfetmeye başladı. Amerikan istihbaratına göre Irak İslam Devleti'nin ülkeyi Sünni bir halife devletine dönüştürme hedefi vardı.

Nisan 2013'te adı "Irak ve Şam İslam Devleti" (ya da Irak ve Levant İslam Devleti, kısaca ILİD) olarak değiştirildi. Temmuz 2014'ten bu yana Ebu Bekir el-Bağdadi'nin sözcüsü Adnani'nin Hilafeti ilan etmesi ile ismi "İslam Devleti" olarak kaldı.örnek olarak
2007 olayları

2006-2007 Mayıs'ı arasında örgüt Bağdat yakınlarındaki Dora'nın denetiminü ele geçirdi. Pek çok Hristiyan aile cizye ödememek için bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. ABD'nin de yoğun çabalarıyla Ekim 2007'de örgüt Dora'dan menfaatildı ve Süryanî kiliseleri tekrar açıldı. Sadece 2007 yılında örgüt aşağı yukarı 2.000 sivil öldürerek Irak'ta büyük bir katliam gerçekleştirdi ve 9 Mart 2007'de Irak içişleri Bakanı örgüt lideri Ebu Ömer el-Bağdâdî'nin Bağdat'ta yakalandığını belirtti ama sonrasında yakalanan kişinin o olmadığı söylendi.

19 Nisan 2007'de örgüt bölgesel yönetim kurduğunu ve ilk İslami yönetimin temellerinin atıldığını duyurdu. Kurulan emirliğin Ebu Ömer el-Bağdâdî ve 10 Bakanı tarafından yönetileceği ilan edildi.

Kurulan emirlikte görev alan isimler: Ebu Ömer el-Bağdâdî (Emir), Abu Abdullah al-Hussainî al-Quraishi al-Bağdâdî (Emir yardımcısı), Abu Abdul Rahman al-Falahî (Başbakan), Abu Ayyub al-Masrî (Savaş Bakanı), Abu Uthman al-Tamîmî (Şeriat kanunları), Abu Bakr al-Jabourî (Halkla İlişkiler), Abu Abdul Jabar al-Janabî (Millî Güvenlik bakanı), Abu Muhammad al-Mashadani (Bilgi dairesi), Abu Abdul Qadir al-Eissâwî (Şehit ve mahkûmlardan sorumlu bakan), Abu Ahmed al-Janabî (Petrol bakanı), Mustafa al-A'arajî (Tarım ve balıkçılık bakanı), Abu Abdullah al-Zabadî (Sağlık bakanı), Mohammed Khalil al-Badrîa (Eğitim bakanı) biçiminde oldu.

3 Mayıs'ta Irak hükûmet kaynakları Ebu Ömer el-Bağdâdî ve Ebu Ayyub el-Masrî'nin öldürüldüğünü belirtti, ama herhangi bir kanıt ortaya konmadı. Örgüt, bunun üzerine yayınladığı bir açıklamayla bu haberi yalanladı. Daha sonra Taji yakınlarında Irak devlet güçleri ile örgüt arasında çatışma yaşandığı ve örgütün halkla ilişkiler bakanı al-Jabourî'nin öldürüldüğü ortaya çıktı.

Örgüt 12 Mayıs'ta Babil yakınlarında bir Iraklı asker ve dört Amerikalı askerin ölümüyle sonuçlanan, Amerikalı üç askerin de canlı ele geçirildiği saldırıyı üstlendi. Askerlerden biri 11 gün sonra Fırat nehri yakınlarında ölü bulundu. Diğer iki ABD askerininse örgüt tarafından yayınlanan bir videoda infaz edildiği görüntüleri ortaya çıktı. ABD bu askerleri bulmak için 4.000'den çok asker ile arama yapmıştı. Askerlerin cesetleri bir yıl sonra bulundu.

ABD el-Kaide'yi Irak'tan silmek için 18 Haçünkün'da örgütün başşehri Bakuba'da bir operasyon başlattı.

25 Haçünkün'da örgüt, Bağdat'ta Mansur otelinde al-Anbar örgüt liderleriyle bir araya gelen resmî yetkililere karşı bir intihar saldırısı gerçekleştirdi. Saldırıda altısı Sünnî şeyhi olmak suretiyle 13 kişi öldü. Örgüt, saldırıyı Iraklı bir asker tarafından tecavüz edilen Sünnî bir kadının intikamını almak için gerçekleştirdiğini belirtti.

Temmuz ayında Ebu Ömer el-Bağdâdî, yayınladığı ses kaydıyla İran'a ültimatom verdi. Ses kaydında "İran'a ve onun yöneticilerine Irak Şia hükümetine destek olmayı bırakmaları için iki ay süre veriyoruz" dendi. Ayrıca Arap ülkelerini İran'la iş yapmamaları konusu ile ilgili uyardı. İran'ın anti-Sünnî gözüken Irak Hükûmeti'ni destek verdiği, hatta Sünnî örgütlerle çarpışan Şia grupları eğittiği iddia edildi.

ABD'nin Bakuba'ya başlattığı operasyon neticesinde örgütün birçok kadrosu diğer bölgelere kaçmak zorunda kaldı.
2009-2010 olayları

25 Ekim 2009'da Bağdat'ta yapılan bombalı saldırıda 155 kişi öldü, 721 kişi yaralandı. 8 Aralık 2009'da yine Bağdat'ta yapılan bombalı saldırıda 127 kişi öldü, 448 kişi yaralandı. Her iki saldırıyı da örgüt üstlendi ve örgüt 25 Ocak 2010'da Bağdat'ta meydana gelen ve 41 kişinin ölümüne neden olan saldırıları ve 4 Nisan 2010'da yine Bağdat'ta meydana gelen ve 42 kişinin ölümü, 224 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırıları da üstlendi.

17 Haçünkün 2010'da Irak Merkez Bankası'na yapılan saldırıda 18 kişi öldü, 55 kişi yaralandı. 31 Ekim 2010'da Bağdat kilise saldırısını da grup üstlendi.
2012 olayları

23 Temmuz 2012'de Irak'ın farklı bölgelerinde aşağı yukarı 32 saldırı gerçekleşti ve neticesinde 116 kişi öldü, 299 kişi yaralandı. IŞİD saldırıları üstlendi.
2013 olayları

Nisan 2013'te örgüt lideri Ebu Bekr el-Bağdâdî, yayınladığı bir ses kaydında El Nusra Cephesi'nin Irak İslâm Devleti tarafından kurulduğunu, finanse edildiğini ve desteklendiğini belirtti. El-Bağdâdî bu iki grubun resmî olarak Irak ve Şam İslâm Devleti adı altında birleştiğini duyurdu. Bunun üzerine El Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammad al-Jawlânî, böyle bir birleşmenin söz konusu olmadığını ve kendileriyle bu konunun istişare edilmediğini yaptığı açıklamayla duyurdu. Haçünkün 2013'te el-Kaide lideri Aymen el Zevâhirî, yazılı bir açıklamayla her iki lidere hitap ederek birleşmenin karşısında olduğunu ve iki grup arasındaki tansiyonu düşürmek ve problemu çözüme ulaştırmak için bir elçi belirleme ettiğini duyurdu. Aynı ay içerisinde Ebu Bekr el-Bağdâdî, sesli bir mesaj yayınlayarak Zevâhirî'nin emrine karşı çıktığını ve birleşmenin gerçekleşeceğini ilan etti.

Gazeteci Sarah Birke göre El Nusra Cephesi ile Irak ve Şam İslâm Devleti örgütleri arasında çok büyük farklılıklar var. IŞİD, Beşar Esad güçleriyle savaşmak yerine daha fazla kendi denetimine geçirdiği bölgelerde kendi kanunlarıyla bir devlet kurma eğiliminde. IŞİD, İslami bir devlet kurup şeriatı tatbik etme yolunda çok daha çok acımasız teknikler kullanmakta. El Nusra Cephesi ise çok fazla yabancı savaşçıya sahip olsa dahi Suriyeli mülteciler tarafından gerçek Suriyeli bir örgüt olarak görülürken IŞİD, "yabancı işgalciler" olarak görülmektedir.

Temmuz 2013'te Özgür Suriye Ordusu komutanlarından Ebu Bassir El-Ceblâvî, IŞİD tarafından Lazkiye'de konvoyu durdurulup öldürüldü.

30 Eylül 2013'te bâzı İnternet sitelerinde yayınlanan açıklamalarda IŞİD, Reyhanlı'daki saldırıyı üstlendiğini ve ileride de devam edeceğini duyurdu. Yine Temmuz 2013'te grup, Irak'taki Ebu Gureyb Hapishanesi'ne bir operasyon düzenleyerek burada yatmakta olan birden fazla örgüt üyesi mahkûmu serbest bıraktı. Raporlara göre grubun üst düzey kadroları da dahil olmak suretiyle 500'den çok mahkûm kaçtı. Grup, yaptığı açıklamada operasyonu üstlendi. Operasyonun bir yıl öncesinden Ebu Bekir el-Bağdadi tarafından "Duvarları yıkmak" kod adıyla düzenlendiği ve planlandığı açıklandı.

Ağustos 2013'te örgüt, Halep'in kuzeyindeki Menagh Hava Üssü'ne saldırdı.

Eylül 2013'te Ahrar el Şam komutanı Ebu Übeyde el Binnişi, Malezya'lı İslami bir derneğe üye elemanların korunması olayına karıştığı için kaçırılıp öldürüldü. Örgüt üyelerinin Malezya bayrağı ile ABD bayrağını karıştırdığı açıklandı.

Eylül 2013'te örgüt, Halep'e bağlı A'zâz'ı Özgür Suriye Ordusu güçlerinden aldı. A'zâz'da görev yapan bir Alman hekimi kaçırmaya çalıştılar.

Ekim 2013'te Türk istihbaratının örgütün Türkiye'de büyük kentlerde intihar saldırısı yapacağına dair edindiği bilgilerden kaynaklı yüksek alarmda olduğu rapor edildi.

Ekim 2013'te Suriye İnsan Hakları Örgütü, "IŞİD Kuzey Suriye'deki en güçlü gruptur ve size bunun haricinden bir şey söyleyen yalan söylüyordur" biçiminde bir açıklamalarda bulundu.

Aralık 2013'te Halep'in Maskana kasabasında IŞİD ve diğer bir İslami örgüt olan Ahrar el-Şam arasında çatışmaların yaşandığı rapor edildi.
Reyhanlı saldırısı
Ana madde: 2013 Reyhanlı bombalı saldırıları

11 Mayıs 2013'te Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde iki bomba yüklü araç patladı. Saldırıda 51 kişi öldü, 140 kişi yaralandı. 12 Mayıs 2013'te Suriye istihbaratıyla bağlantıları olduğu iddia edilen 9 Türkiye vatandaşı gözaltına alındı. Saldırının Suriye rejimi destekli olduğu iddia edildi.
Mısır protestolarına destek

2011 Arap Baharı hareketiyle Mısır'da 2013 Mısır askerî darbesi'ne karşı protestolara el-Kaide bağlantılı örgütler arasından ilk destek IŞİD'den geldi. Bir web sitesinde yayınlanan mesajda protestoculara seslenen IŞİD; Mısır'da cihat marketi ve şehadet kapılarının açıldığını ve imkânı olan hernet bu savaşa katılımı gerektiği bildirildi. Ayrıca Mısırlıların sekülerizm, demokrasi ve milliyetçilik gibi cehalet yollarını reddetmeleri gerektiği mesajı iletildi.
Suriye'deki varlığı

Raporlarda IŞİD'in Suriye'de devam edegelen iç savaşın yönünü Nisan 2013'ten itibaren değiştirdiği yazıldı. Örgüt, şeriat kanunlarını da tatbik ettiği Kuzey Suriye'de güçlü bir varlık göstermekte. Uluslararası Af Örgütü'nün rapor ederına göre örgütün gizli işkence merkezleri bu bölgelerde bulunuyor. Örgüt, güçlü olduğu bölgelerdeki Suriye halkını sigara içme, zina, örgüt kanunlarına karşı gelme ya da düşman birliklerine mensup olma gibi suçlamalarla alıkoyuyor, hapsedip işkence ediyor veya öldürüyor. Yine rapor edera göre düzinelerce yabancı gazeteci ve gönüllüler esir tutuldu. Örgüt 2013 yılının Aralık ayından Fırat Kalkanı Harekâtı'nın başladığı 2016 yılının Eylül ayına kadar Atmeh, al-Bab, Azaz ve Jarablus sınır şehirlerini denetimi altında tutarak Türkiye'den Suriye'ye ve Suriye'den Türkiye'ye çıkışları sağlamaktadır.

Ayrıca Suriye'de savaşan bâzı diğer isyancı gruplar IŞİD'in karşısında yer aldı.
Irak ve Şam İslam Devleti dönemi
2014 olayları
Ayrıca bakınız: 2014 Türkiye Musul Başkonsolosluğu saldırısı ve 2014 Kuzey Irak Taarruzu

Territorial control of the ISIS.svgOcak 2014'te Anbar'daki çatışmalarda örgüt Felluce'yi ve Ramâdî'nin bir kısmını denetimi altında aldı. 3 Ocak 2014'te IŞİD Felluce'de bağımsız bir İslâm devleti ilan etti.

Halep'te ise İslami Cephe ve Özgür Suriye Ordusu, IŞİD'e karşı beraber bir saldırı başlattı. 25 Ocak 2014'te IŞİD, Lübnan'da Hizbullah'a karşı savaşmak üzere yeni bir milis kanat kurulduğunu belirtti. 29 Ocak 2014'te ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye sınırına yakın bir yerdeki IŞİD konvoyunu vurduğu açıklandı.

18 Şubat 2014'te Irak Süleymanbeg'de polis merkezine düzenlenen IŞİD saldırısında üç kişi ölmüş, 11 kişi de yaralanmıştır.güvenilir

1 Mart 2014'te örgüt, hakim olduğu Türkiye sınırındaki A'zâz kasabasını Özgür Suriye Ordusu güçleriyle yapılan yoğun çatışmalar sonucunda terk etti.

17 Mart 2014'te Halep'in Sarin kasabasında YPG'yle çıkan çatışmalar sonucu bölgeyi kontrol altına aldı. Bölgede Süleyman Şah Türbesi de bulunuyor. Bu bölge Türk toprağı sayılıyor ve IŞİD, bir video yayınlayarak Türk Ordusu'na bölgeden çekilmesi için üç gün süre tanıdı.

20 Mart 2014'te Niğde'nin Ulukışla ilçesinde uygulama yapan güvenlik güçlerine ateş açılması sonucu ilk saptamalere göre iki asker ve bir polis öldü, saldırıyı yapanların IŞİD üyesi olduğu bildirildi. Saldırganlar yakalandı.

27 Nisan 2014'te Irak ordusuna ait helikopterler, Suriye sınırları içindeki sekiz araçlık bir IŞİD konvoyuna saldırdı. Bu Irak ordusunun Körfez Savaşı'ndan sonraki ilk yurtdışı operasyonu oldu.

10 Haçünkün 2014'te IŞİD, Irak'ın ikinci büyük şehri Musul'da ve Musul'un başşehri olduğu Ninova vilayetinde denetimi tamamıyla ele geçirdi.hamleyi

11 Haçünkün 2014'te IŞİD, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nu ele geçirdi. Başkonsolos ile beraber 49 kişinin alıkonduğu bildirildi.genellikle

Musul’da IŞİD’in Başkonsolosluk ve elektrik santrali baskınlarında toplam 80 Türk vatandaşı rehin alındı. Türkiye, Birleşmiş Milletler ve NATO nezdinde girişimde bulunurken Güvenlik Zirvesi Çankaya Köşkü’nde toplandı.tamamiyle

11 Haçünkün 2014'te Musul Valisi, IŞİD’in Musul’daki Merkez Bankası şubesini yağmaladığını doğruladı. Örgütün buradan 420.000.000 dolar aldığı söyleniyor. IŞİD, kendisini ait twitter hesabından merkez bankası şubesindeki para ve altına el koyduğunu doğruladı. Bu, IŞİD’i Dünya'nın en zengin örgütlerden biri haline getirmektedir.denetimi Bu durum bunun yanı sıra, IŞİD’in artık uluslararası kamuoyu tarafından illegal kabul edilen örgütlerin hepsinden daha çok paraya hükmettiği anlamına gelmektedir.birlikte

2 Ağustos 2014'te Irak ve Şam İslam Devleti'nin Yezîdî soykırımı başladı. 7 Ağustos 2014'te ABD başkanı Barack Obama IŞİD'e karşı hava saldırısı emri verdi. Pentagon, uçakların Erbil'i savunan Kürt güçlere saldıran IŞİD topçusunu hedef aldığını duyurdu.çoğu

20 Eylül 2014'te, 11 Haçünkün'da kaçırılan 49 Türk vatandaşı MİT ve mahalli aşiretlerin de katıldığı bir operasyonla kurtarılarak Türkiye'ye getirildi.çözüme ulaştırmak
2015 Olayları

IŞİD Suriye'de Kobani şehir merkezinden püskürtüldü.

IŞİD 2015 Ocak ayında Fransa'nın başşehri Paris'te Yemen El Kaide'si tarafından yapılan Charlie Hebdo saldırısını kutladı.başkanteknikmenfaatihamleyeniden
Suruç saldırısı
Ana madde: 2015 Suruç saldırısı

20 Temmuz 2015'te Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde bombalı intihar saldırısı düzenlendi. Saldırıda 34 kişi öldü, 100'den çok kişi yaralandı.kaynaklıötürüyalnızca Saldırı, aralarında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP)'nin gençlik kolu Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin de bulunduğu 300 kişinin Amara Kültür Merkezi bahçesinde Irak ve Şam İslam Devleti'nin Kobani Kuşatması sonrası, Kobani'nin tekrar inşa çalışmaları konusu ile ilgili basın açıklaması yaptığı sırada meydana geldi.en uygunnet Canlı bombanın IŞİD ile ilişkisi olan Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi.diğerbiçim
Ankara saldırısı
Ana madde: 2015 Ankara saldırısı

10 Ekim 2015'te Ankara'nın Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül intihar saldırısı düzenlendi.kentmahalli Başbakan Ahmet Davutoğlu, saldırıdan iki gün sonra yaptığı açıklamada birinci öncelik olarak IŞİD/DEAŞ’i araştırdıklarını dile getirdi.şehri Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, canlı bombalardan birinin Suruç bombacısının ağabeyi Yunus Emre Alagöz olduğunu, diğerinin de fotoğrafla teşhisi yapıldığını ve açık kimliğinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiğini, bombacılara yardım ettikleri düşünülen toplam 20 şüpheliden 11'inin tutuklandığını belirtti.tüm
Paris saldırıları
Ana madde: 2015 Paris saldırıları

13 Kasım 2015 tarihinde Paris'in farklı bölgelerinde yapılan bombalı ve silahlı saldırılarda 128 sivil hayatını kaybetmiş, 300'den çok kişi yaralanmıştır. Fransa, Koalisyon Güçleri arasında IŞİD'e karşı yapılan hava saldırılarında en büyük desteği veren ülkelerden biriydi.ufak Ayrıca birlik güçlerine ilk katılanlardan olan Fransa IŞİD'e karşı savaşan Kürt kuvvetlere askerî ve insani yardım sağladı. Fransız Özel Birlikleri peşmergelere eğitim verdi.biçimi
2016 Olayları
Fırat Kalkanı Operasyonu

    Ana madde: Fırat Kalkanı Operasyonu

24 Ağustos 2016, saat 04.00'te Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığından, "Türk Silahlı Kuvvetleri, birlik hava kuvvetleri tarafından Suriye'nin Halep şehrine bağlı Cerablus bölgesine terör örgütü IŞİD'ten temizlenmesi amacıyla askeri harekat başlatılmıştır." açıklaması yapıldı. Bu açıklama sonrası TSK Cerablus'u ağır bombardıman ateşine tutarken, Türk Hava Kuvvetleri 11 adet hedefi bombaladı. Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, 294 tane topçu atışı yapıldı ve 81 hedef etkisiz hale getirildi.  veyaBirkaç saat sonra Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı tanklar Fırat'ı geçerek yüzlerce Özgür Suriye Ordusu mensubu Türkmenlerle ve Araplarla bir araya geldi. Amerika Birleşik Devletleri'de operasyonlara havadan destek vereceğini açıklamıştır. ÖSO Keklice ve Kıvırcık köylerini ele geçirdi. Operasyon sırasında Arap birlikler kırmızı, Türkmen birlikler ise Turkuaz kol bandı takarak taraflarını belli etmektedirler. Harekât süresince 2 bin 647'si ölü olmak suretiyle 3 bin 60 IŞİD üyesi etkisiz hale getirildi, 243 yerleşim merkezi ve 2015 kilometrekare alan kurtarıldı.dolayı
Haseke İsyanı (2022)
Ana madde: Haseke Çatışması (2022)

Haseke İsyanı, 20 Ocak 2022 tarihinde, IŞİD tarafından Suriye'nin kuzeyindeki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi denetimi altındaki Haseke kentinin Ghuwayran bölgesindeki es-Sina'a hapishanesindeki IŞİD'li tutuklu savaşçıları kurtarmayı amaçlayan, geniş çaplı saldırı ve hapishane isyanıdır. Saldırı, SİHG tarafından IŞİD'in 2019'da Suriye'deki son kilit bölgesini kaybetmesinden bu yana gerçekleştirdiği en büyük saldırı olarak tanımlandı.

Bir haftadan fazla süre boyunca IŞİD ve SDG, es-Sina'a hapishanesinde ve hapishane çevresinde savaştı savaş çevredeki çoğu mahalleye sıçradı. Koalisyon'un hava saldırıları ve özel kuvvetlerin sayesinde SDG ve Asayiş tarafından hapishaneler kontrol altına alındı. SDG kuvvetleri onlarca kişi kayıp verirken IŞİD 100'ü aşkın kayıp verdi ve gerçek kaçanların sayısı bilinmemekle beraber 1000'in üzerinde mahkumu tekrar tutukladı.şu şekildekenti

3 Şub 2022 tarihinde Amerikan Başkanı Joe Biden; IŞİD lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi'nin Amerikan Silahlı Kuvvetleri tarafından öldürüldüğünü belirtti. çünkü
Finansal gücü
Ayrıca bakınız: Irak ve Şam İslam Devleti'nin petrol üretimi

RAND araştırma şirketi tarafından Irak el-Kaidesi ve Irak İslâm Devleti'ne ait ele geçirilen 200'den çok belge, harcama raporu ve aynısı doküman analiz edilerek bir araştırma yapıldı. Araştırma sonuçlarına göre 2005 ile 2010 arası örgüte dışarıdan yapılan bağış oranı yalnızca %5 idi. Geri kalan operasyonel bütçe açığı Irak içinde karşılandı. Örgüte bağlı birimlerin kaçırma, alıkoyma, rehin alma ve diğer etkinliklerden elde ettikleri gelirin %20'sini grup merkezine göndermek zorunda olduğu belirlendi. Yüksek rütbeli komutanlar bu gelirleri yeni saldırılar gerçekleştirilebilmesi için mahalli ya da bölgesel birimlere aktarır. Kayıtlar Irak İslâm Devleti'nin nakit para açısından Musul'daki üyelerine bağımlı olduğunu gösterir.[kaynak belirtilmeli]

2014'ün ortalarında, Irak istihbarat birimlerinin bir IŞİD ajanından edindiği bilgiye göre örgütün 2.000.000.000 dolarlık finansal gücü var. Bu servetin büyük çoğunluğunun Musul Merkez Bankası'ndan çalınan 429 milyon dolar olduğu belirtilir.şehirya dasebebiproblemneden

IŞİD rutin olarak rehin alma eylemleri gerçekleştirir. Bunların çoğunluğunu tır şoförleri oluşturur. Banka soygunu diğer bir gelir kaynağıdır. Örgütün Körfez ülkelerinden yüksek miktarlarda bağış topladığı da iddia edilir.
Ekipmanları

IŞİD FIM-92 Stinger tipi alçak irtifadaki düşman uçak ve helikopterlerine karşı kullanılan füze sistemlerini ele geçirip kullanmaya başladı. Bunun yanı sıra M198 tipi havantopu, araçlara monte edilebilen DŞK ağır makinalı tüfeklere ve en az bir adet Scud füzesine sahiptir.kanaat

Örgüt Haçünkün 2014'te Musul Havalimanı'nı ele geçirdiği zaman, Sikorsky UH-60 Black Hawk askeri taşıma ve saldırı helikopterleri ve kargo uçaklarını ele geçirdi. Fakat uzmanlar IŞİD'in bu araçları kullanabilme gücünün henüz olmadığını bildirdi.

IŞİD Temmuz 2014'te Musul Üniversitesi'ne ait nükleer gereçleri ele geçirdi. Irak'ın BM Büyükelçisi tarafından Ban Ki-Moon'a yazılan mektupta, IŞİD'in bu gereçleri nükleer silah yapımında kullanabileceği bilgisi iletildi. Uzmanlar nükleer tehdidin çok ufak olduğu yönünde görüş bildirdi.
Terör örgütü olarak tanınması

Irak ve Şam İslam Devleti'ni "terörist organizasyon" olarak ilan eden organizasyonlar listesi:
Organizasyon     Tarih
Birleşmiş Milletler Birleşmiş Milletler     18 Ekim 2004 (El-Kaide olarak) - 30 Mayıs 2013 (IŞİD olarak)
Avrupa Birliği Avrupa Birliği     2004

Irak ve Şam İslam Devleti'ni "terörist organizasyon" olarak ilan eden ülkeler listesi:
Ülke     Tarih
Amerika Birleşik Devletleri Amerika Birleşik Devletleri     17 Aralık 2004belirleme
Kanada Kanada     20 Ağustos 2012tayin
Türkiye Türkiye     10 Ekim 2013hekimihekim
Suudi Arabistan Suudi Arabistan     7 Mart 2014[88]
Birleşik Krallık Birleşik Krallık     20 Haçünkün 2014[89]
Endonezya Endonezya     1 Ağustos 2014[90]
Birleşik Arap Emirlikleri Birleşik Arap Emirlikleri     20 Ağustos 2014[91]
Malezya Malezya     24 Eylül 2014[92]
Mısır Mısır     30 Kasım 2014[93][94]
Hindistan Hindistan     16 Aralık 2014[95][96]
Rusya Rusya     29 Aralık 2014[97]
Avustralya Avustralya     2 Mart 2005[98]
Kırgızistan Kırgızistan     25 Mart 2015[99]
Suriye Suriye     11 Haçünkün 2014[100]
Ürdün Ürdün     6 Şubat 2015[101]
Pakistan Pakistan     29 Ağustos 2015[102]
Rusya Rusya     27 Şubat 2015[103]
Önemli üyeleri
Örgütün bayrağını taşıyan bir kişi.

Liderler

    Ebu Bekir el-Bağdadi (2012-2019)[104][105]
    Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi (2019-2022)

Diğer personel

    Gulmurad Halimov (Savaş Bakanı, 2017'de öldürüldü)
    Ebu Muhammed el-Adnani (sözcü, 2016'da öldürüldü)herhangi bir[106][107][108]

Ayrıca bakınız

    2014 Irak ve Suriye saldırıları
    Şubat 2016 Humus saldırısı
    IŞİD'e yönelik operasyonlar
    IŞİD'in denetimindeki yerler


Türkiye-IŞİD çatışması, Türkiye'nin 2013 yılından bu yana IŞİD ile girdiği çatışmaları kapsamaktadır.
İçindekiler

    1 Arka plan
    2 Çatışmalar
    3 İlgili film
    4 Ayrıca bakınız
    5 Kaynakça

Arka plan

IŞİD'in Türkiye'de gerçekleştirdiği ilk önemli eylem Reyhanlı Saldırısı olmuş, IŞİD sorumluluk üstlenmiş ve Türkiye'yi tehdit etmiştir.

Bakanlar Kurulu’nun 30.9.2013 tarih ve 5428 sayılı kararı ile DAEŞ terör örgütü ilan edilmiş ve bu karar 10 Ekim 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.kaynaklı

Şubat 2014'te Türkiye, IŞİD'i Suriye hava sahasına girerek vurmuştur. IŞİD, Musul'u ele geçirdiğinde de Türk konsolosluk çalışanlarını rehin almış ve 2014 Türkiye Musul Başkonsolosluğu saldırısı sonrası Türkiye ile uzun süre pazarlıklar sonucu Türk rehineleri serbest bırakmış,ötürü

Türkiye'nin IŞİD karşıtı birliğe 2014 yılında katılmaya soğuk baktığı ve dolayısıyla da bazı Batılı ülkelerce eleştirildiği iddia edilmiştir.[kaynak belirtilmeli] Bazı kesimler Türkiye'nin IŞİD militanlarının sınırlardan girip çıkmasına göz yumduğunu iddia etmişlerdir.[kaynak belirtilmeli] Kobani Kuşatması'nda da Türkiye'nin YPG'ye yardım etmeye arzusiz davrandığı ileri sürülerek Türkiye'nin IŞİD'i destek verdiği iddialarında bulunulmuştur.[kaynak belirtilmeli]

Buna karşılık, bu iddiaların tamamıyla asılsız ve temelsiz olduğu ileri sürülmüş,diğer gerek hükümet sözcüleri gerekse ABD yönetiminin temsilcileri ve IŞİD-karşıtı birliğin sahadaki sözcüleri tarafından bu iddialar hiçbir kanıttan yoksun, "saçma sapan ve gerçekten gülünç" olarak nitelenmiştir.yalnız Diğerlerinin yanı sıra, Kobani'ye desteğe Türkiye'nin soğuk baktığı iddiasına cevap olarak Başbakan Davutoğlu, "Kobani'ye odaklanmak, Suriye'de teröre karşı; IŞİD'e karşı savaşla mücadelenin sembolü haline geldiği için önemli. Bu Suriye'de, bilhassa Kobani'de olanlara büyük önem verdiğimizin göstergesi." demiştir.biçimi Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kobani'ye yardım konusu ile ilgili "Hedef 2000 kadar Peşmergenin gelmesiydi. İlk etapta 500 göndereceklerdi ama daha sonra PYD bu sayının 155'e inmesini… Hatta onlar 155'i de istemediler." biçiminde konuşmuştur.çünkü Ardından, Irak'tan 32 araçla yola çıkıp Türkiye üzerinden Kobani'ye destek için gelen 155 peşmerge sınırda PYD yöneticilerinin buna soğuk bakması sonucu 43 saat bekletildikten sonra, yalnız yanlarında getirdikleri bazı silahları Kobani'ye sokmamaları kaydıyla geçişlerine 31 Ekim 2014 günü izin verilmiştir.arzu

21-22 Şubat 2015 tarihlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye sınırını geçerek Süleyman Şah Türbesi'nin yerini değiştirmiştir. IŞİD ile herhangi bir çatışmaya girilmemiştir.fakat

5 Haçünkün ve 20 Temmuz 2015 tarihleriyle sırayla Diyarbakır ve Suruç'ta meydana gelen saldırıları IŞİD'in gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.[23]
Çatışmalar

IŞİD ile ilk sıcak temas 23 Temmuz 2015 tarihinde yaşanmıştır. Sınırın Suriye tarafından açılan ateş sonucu bir astsubay şehit olmuş ve iki asker yaralanmıştır.birlik Türk askerleri anında karşılık vermiş ve IŞİD militanları etkisiz hale getirilmişlerdir.[24] Ertesi gün Türk savaş uçakları IŞİD mevzilerini bombalamaya başlamışlardır.[25]

ABD, IŞİD'e karşı mücadele için İncirlik Üssünün kullanılmasını talep etmiştir. Türkiye, Suriye sınırında 'IŞİD'den arındırılmış bölge' sözü karşılığında İncirlik Üssünü Amerikan savaş uçaklarına açmayı kabul etmiştir.[26] 12 Ağustos'ta Amerika savaş uçakları IŞİD'i İncirlik Üssünden kalkan uçaklarla vurmaya başlamıştır. Türk savaş uçakları da Ağustos sonu itibarıyla hava saldırılarında ABD'ye destek vermiştir.[27]
İlgili film

    Dağ II

Ayrıca bakınız

    Reyhanlı Saldırısı
    2014 Türkiye Musul Başkonsolosluğu saldırısı
    2015 Suruç saldırısı
    2015 Ankara saldırısı
    IŞİD'in Türkiye'ye roket saldırıları
    2016 SultanAhmet saldırısı
    Mart 2016 İstanbul saldırısı
    Atatürk Havalimanı saldırısı
    2017 Reina saldırısı
    Fethi Şahin ve Sefter Taş'ın yakılması

Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi,zaman (Arapça: أبو إبراهيم الهاشمي القرشي)konusu ile ilgili (d. Ekim 1976 - ö. 3 Şubat 2022) eski Irak ve Şam İslam Devleti lideri ve Irak ve Şam İslam Devleti'ne göre Ebu Bekir el-Bağdadi'nin sonrasında gelen ikinci İslam halifesi.sonrasında 2020 yılının Ocak ayında gerçek adı Emir Muhammed Abdurrahman el-Mevli es-Selbi (Arapça: أمير محمد عبد الرحمن المولى الصلبي) olarak açıklanmıştır.

Ebu Bekir el-Bağdadi'nin ölümü sonrası IŞİD meclisi tarafından lider olarak seçildi ve göreve getirildiği 31 Ekim 2019'da IŞİD'e yakın medyalarda açıklandı. Amerika Birleşik Devletleri, Kureyşi'nin öldürülmesi ya da yakalanması için 5 milyon dolar ödül koydu.beraber

ABD Başkanı Joe Biden tarafından açıklanan bilgi ile, 3 Şubat 2022'de ABD Özel Kuvvetleri tarafından düzenlenen harekatta öldürüldüğü açıklandı.tekrar
İçindekiler

    1 Yaşamı
        1.1 IŞİD lideri oluşu
        1.2 Biatlar
    2 Kaynakça

Yaşamı

Kureyşi, Emir Muhammed Abdurrahman el-Mevli es-Selbi adıyla Telafer, Irak'ta Irak Türkmenibununla birlikte bir ailede doğdu. Musul Üniversitesinde şeriat hukuku üstüne eğitim aldı.hususta Üniversiteden mezun olduktan sonra Irak ordusunda subay olarak görev yapmaya başladı. Irak Savaşı sırasında Saddam'ın devrilmesiyle beraber El-Kaide'ye katıldı. El-Kaide'de dini bir vekil ve genel şeriat hukukçusu olarak görev aldı. 2004 yılında Amerika Birleşik Devletleri kuvvetleri tarafından yakalandı ve Bucca Kampı'na gdolayıldü. Burada Ebu Bekir el-Bağdadi ile tanıştı.dolayı Tahminlere göre, Bucca Kampı'ndan çıktıktan sonra El-Kaide'ye tekrar katıldı.

2014 yılında Irak ve Şam İslam Devleti ile El-Kaide ayrışınca El-Kaide'ye biatı reddetti IŞİD'e bağlılığını bildirdi. Yine 2014 yılında IŞİD'in Musul'u ele geçirmesinde önemli rol oynadı. Aynı yıl ağustos ayında yapılan Yezidi katliamlarına katılan IŞİD komutanlarından birisiydi. Bu gelişmelerin sonrasında Ebu Bekir el-Bağdadi'nin vekili konumuna yükseldi.ya da

IŞİD'e göre Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi Batı dünyasına karşı yürütülen savaşta deneyimli ve bununla birlikte dini eğitim almış bir komutandır.bütün IŞİD militanları onu "bilgin, emekçi, ibadetçi, Cihad'ın önde gelen figürü, savaş emiri" olarak tanımlamıştır.sebebideneyimli
IŞİD lideri oluşu

Ebu Bekir el-Bağdadi'nin ölümü ile beraber Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi IŞİD meclisinde Suriye ve Irak'ta bütün toprakların kaybedilmesine rağmen "halife" unvanıyla seçildi.sebebideneyimli Bağdadi'nin ölümü sonrası meclisin bu kadar hızlı lider seçmesi sebebiyle Ebu Bekir el-Bağdadi'nin Haşimi'yi kendisinden sonraki halife olarak atadığı, halefi olarak seçtiği düşünülmektedir.deneyimlizaman içinde Haşimi'nin lider oluşu IŞİD destekçilerinin Bağdadi'nin ölümünü reddettiği ve bu hususta spekülasyon oluşturduğu birkaç günün sonrasında gerçekleşti.yanısıra

IŞİD'in son günlerde yaşadığı toprak kayıpları sonrası IŞİD lideri olan Haşimi'nin yıpranmış ve uyuyan hücrelere sahip bir örgütün lideri olacağı bekleniyordu.[16] Bu yüzden "kül halifeliğinin hükümdarı" olarak anıldı. Bunun ötesinde bazı analistler Bağdadi'nin ölümüyle beraber IŞİD'in dağılacağını düşünüyordu.sebebi Buna karşın bazı analistlerse operasyonel açıdan Bağdadi'nin ölümünün IŞİD üstünde çok ciddi etkileri olmayacağını düşünüyorlardı.[17]
Biatlar

Haşimi IŞİD'in lideri olduktan sonra 2 Kasım'da Sina ve Bangladeş vilayetleri; 3 Kasım'da Somali vilayeti; 4 Kasım'da Pakistan ve Yemen vilayetleri; 5 Kasım'da Havran ve Horasan vilayetleri; 6 Kasım'da Tunus vilayeti; 7 Kasım'da Kuzey Afrika, Humus, Rakka, Al Khair, Doğu Asya ve Orta Afrika vilayetleri; 8 Kasım'da Batı Asya vilayeti; 9 Kasım'da Batı Afrika, Mali, Burkina Faso ve El-Baraka vilayetleri; 12 Kasım'da Halep vilayeti; 14 Kasım'da Bağdat vilayeti; 15 Kasım'da Libya vilayeti; 16 Kasım'da Dicle vilayeti; 17 Kasım'da Diyala vilayeti; 18 Kasım'da Salah al-Din vilayeti; 19 Kasım'da Kerkük vilayeti; 22 Kasım'da Endonezya vilayeti, 29 Kasım'da Azerbaycan vilayeti Haşimi'ye biat ettiğini bildirdi. Bu biatların örgüt içinden gelen çatlak seslerin bastırılması konusu ile ilgili önemli olduğu düşünülmektedir.[18]

Irak ve Şam İslam Devleti'ne karşı yapılan askerî müdahaleler, IŞİD'in gücünü kırmak için dünya çapında yapılan dış müdahaleleri kapsamaktadır.
İçindekiler

    1 Arka plan
    2 Operasyonlar
        2.1 Afganistan
        2.2 Filipinler
        2.3 Irak
        2.4 Libya
        2.5 Lübnan
        2.6 Mısır
        2.7 Nijerya
        2.8 Suriye
        2.9 Yemen
    3 Ülkeye göre müdahale tablosu
    4 Maliyet
    5 Uluslararası Tepkiler
    6 Ayrıca bakınız
    7 Kaynakça

Arka plan

11 Eylül'de birlik güçleri, Cidde'de yapılan toplantıda anlaşmaya vararak IŞİD'e karşı saldırı kararı almışlardır.ötürü Türkiye ise anlaşmayı bazı nedenlerden kaynaklı imzalamamıştır.şehri 15 Eylül 2014'te Irak ve Şam İslam Devleti örgütüne karşı oluşturulan ve 40'a yakın ülkenin desteklediği birliğin temsilcileri, örgüte karşı izlenecek stratejileri görüşmek üzere 21 Eylül 2014'te Fransa'nın başşehri Paris'te toplanmışlardır.çünkü

Koalisyon güçlerinden Amerika Birleşik Devletleri ilk olarak Erbil yakınlarında IŞİD hedeflerini vurmuştur. Saldırı, 20 Ağustos 2014'te TSİ 13:45'te Basra'da bulunan Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne ait üsten havalanan iki F-18 savaş uçağı Mahmur yakınlarında bulunan topçu mevzilerine iki adet 250'şer kiloluk lazer güdümlü füze ile gerçekleşmiştir. Operasyonda 45 militan ölürken, 60 militan yaralanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama operasyon için:"IŞİD konvoyunun Erbile'e ilerleyişini durdurmak için orduya yetki verdim." demiştir. Amerika Birleşik Devletleri ve Koalisyon güçleri IŞİD'in etkili olduğu Irak'a iki ay içinde 190 hava saldırısı düzenlemiştir. 24 Ağustos 2016 04.00' Türk askeri Suriye topraklarına girerek Cerablus şehrindeki IŞİD'i vurmaya başlamıştır. Fırat Kalkanı Harekatı Cerablus şehri kısa bir sürede IŞİD militanlarından temizlenmiş ve Türk Askeri korumasına alınmıştır.
Operasyonlar
Afganistan
Ana madde: Afganistan Savaşı (2015-günümüz)

IŞİD'in Afganistan'da yapılanma kurduğu ve bilhassa doğu kırsalında bazı bölgeleri elinde tuttuğuna dair haberler gelmiştir. Taliban, IŞİD'in ülkeden ayrılmasını istemiştir.şehir Taliban ile IŞİD arasında çatışmalar çıkmıştır.neden Bazı Taliban militanlarının IŞİD'e katıldığı belirtilmiştir.[15] ABD, Afganistan'da IŞİD hedeflerini de vurmaktadır.[16][16]
Filipinler
Ana madde: Moro İsyanı

Moro İslami Kurtuluş Cephesi, IŞİD'e bağlılığını ilan etmiştir. IŞİD adı altında adam kaçırma eylemlerine girişmiştir.[17]
Irak
Ana madde: Irak Savaşı (2014-günümüz)

IŞİD birliklerini, ABD'nin başını çektiği birlik 2014 yılı Haçünkün ayından beri bombalamaktadır. Irak Ordusu hem ABD hem de İran tarafından destek tekrar yapılandırılmıştır. Ayrıca Peşmerge de ABD'den hava desteği görmektedir.[18]
Libya
Ana madde: İkinci Libya İç Savaşı

Orta Libya'nın kıyı kesiminde birçok önemli yerleşim birimini ele geçiren IŞİD'e karşı Mısır hava saldırıları gerçekleştirmiştir.[19]
Lübnan
Ana madde: Suriye İç Savaşı'nın Lübnan'da yayılması

IŞİD, Doğu Lübnan'da Lübnan Ordusu ve Hizbullah ile çatışmaktadır.[20]
Mısır
Ana madde: Sina Ayaklanması

Sina Yarımadasında, IŞİD'e bağlılık ilan eden Ensar Beyt el-Makdis ile Mısır Ordusu arasındaki çatışmalar sürmektedir.[21]
Nijerya
Ana madde: Boko Haram Ayaklanması

Nijerya'nın kuzey doğusunda birçok önemli yerleşim birimini ele geçiren Boko Haram, IŞİD'e bağlılığını ilan etmiştir.[22] Boko Haram'a karşı Nijerya, Nijer, Kamerun ve Çad birlik oluşturmuşlardır.[23][24]
Suriye
Ana madde: Suriye İç Savaşı

Suriye'de IŞİD'e karşı ABD, Birleşik Krallık, Avustralya, Fransa ve Türkiye başta olmak suretiyle 10'dan fazla ülke hava saldırılarına girişmiştir. Rusya da 30 Eylül 2015'ten itibaren hava saldırıları başlatmıştır.[25]
Yemen
Ana madde: Yemen İç Savaşı

IŞİD'in bombalı saldırılar gerçekleştirdiği belirtilmiştir.[26

Türkiye'de IŞİD, İse-posta Saymaz tarafından kaleme alınan kitap 2017 yılının Ekim ayında yayınlanmıştır.e-posta Türkiye'deki IŞİD yapılanmasını ve eylemlerini irdeleyen ve inceleyen[2] kitap; IŞİD'in kanlı eylemleri ile mağdur ettiği kişilere ithaf edilmiştir.[3]

Kitapta; IŞİD'in Suriye sınırından cihatçı militanları geçirip nasıl örgütlediği, kanlı eylemleri nasıl tertiplediği, militanları safına nasıl çektiği ve Selefilik'i nasıl yaydıkları sorularına yanıtlar verilmektedir.[4]

Halis Bayancuk, bilinen takma adıyla Ebu Hanzala (d. 1984, Diyarbakır), İslami köktendinci. Çeşitli zamanlarda El-Kaide ve IŞİD soruşturmalarında göz altına alınmasıyla gündeme gelmiştir.[1] El-Kaide'ye üye olduğu gerekçesi ile yargılandığı davada "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan dolayı hapis cezasına çarptırılmıştır. Türk güvenlik birimlerince IŞİD'in üst düzey yöneticilerinden biri olduğu iddia edilmektedir.

İçindekiler

1 Erken yaşamı ve eğitimi
2 IŞİD üyeliği iddiaları
3 Tutuklanmaları
4 Özel yaşamı
5 Eserleri
6 Kaynakça

Erken yaşamı ve eğitimi

Aslen Bingöl Zazalarındandır. Babası Hizbullah'tan hüküm giymiş[2] ve 2016'da tahliye olmuş Hacı Bayancuk'tur.[3] Diyarbakır'da doğmuş ve lise eğitimini Diyarbakır İmam Hatip Lisesi'nde tamamlamıştır. Doğu'da medreselerde başladığı dini eğitiminin ardından Mısır'a giderek El-Ezher Üniversitesi'ne kaydolmuştur.[kaynak belirtilmeli] Ancak üniversitede eğitim almayarak çeşitli hocalardan dersler almıştır. Mısır'da yaklaşık 5 yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye dönmüştür. Türkiye'de 2006 yılında İstanbul, Bağcılar ve Bayrampaşa'da sohbetlere başlayarak Selefi anlayışa sahip insanları etrafında toplamaya başladı ve bir yandan da sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşabilmek için tevhiddersleri.tv sitesini kurdu ve Tevhid Dergisi'ni çıkardı.[4] Ebu Hanzala Hoca isimli resmi YouTube sayfası bulunmaktadır.

IŞİD üyeliği iddiaları

Kendisi sosyal medyada paylaştığı videosunda IŞİD hakkında, "IŞİD bizim Müslüman kardeşimizdir. Onlara yönelik her bir saldırıyı bize yapılmış sayarız. Ben inanıyorum ki o savaş akide savaşıdır. Ben o kardeşlerimin yanındayım." demiştir.[5] Fakat daha sonra IŞİD hakkında yapmış olduğu eleştirilerden dolayı örgüt tarafından tekfir edilmiş (kafir ilan edilmiş) ve ölüm tehditleri almıştır. Ayrıca örgüt üyelerinin sohbetlerine gelmemesini istemiştir.[6] IŞİD'in İstanbul lideri olduğu iddia edilen Ebu Ubeyde kod adlı İlyas Aydın ile ilişki içinde olduğu ve IŞİD'in yerel örgütlenmesiyle ise kendi faaliyetleri ile irtibat kurduğu iddia edilmiştir.[4] IŞİD'e üye kazandırmak için gizli mescit açtığı ve piknik organizasyonları düzenlediği iddia edilmiştir.[7] öte yandan 2017'nin Haziran ayında tutuklandıktan sonra verdiği ifadesinde, "...DEAŞ'ı desteklemem, eleman temin etmem veya böyle bir faaliyete yardımcı olmam düşünülemez." demiştir.[8] Halis Bayancuk son dönemde verdiği röportajlarda kendisine isnat edilen suçlamaları reddetmiştir.[9] Avukatı vermiş olduğu demeçlerde Halis Bayancuk hakkında hazırlanan dosyalardaki iddiaların mesnetsiz ve çelişkili olduğunu belirtti.[10][11] Öte yandan Türk yargı ve emniyet birimlerince, ayrıca yabancı kaynaklarca, IŞİD ve El-Kaide üyesi olmakla suçlanmakta ve bu suçlardan hüküm giymektedir.[12][13]

Tutuklanmaları

İlk defa 2008 yılında lideri olduğu grubun sinagoga eylem düzenleyeceği iddiasıyla 35 kişi ile beraber gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Bir yıl yattıktan sonra 15 Mayıs 2009'da tahliye edildi. 12 Nisan 2011'de ikinci kez tutuklandı ve yaklaşık iki yıl hapis yattıktan sonra 24 Ocak 2013’te delil kifayetsizliği sebebiyle tekrar tahliye edildi. 14 Ocak 2014'te El-Kaide operasyonunda üçüncü kez tutuklandı.[14] Ancak sonrasında Irak ve Şam İslam Devleti'nin Türkiye lideri olduğu iddia edildi.[15] 9 Ekim 2014 tekrar serbest bırakıldı. Ardından Star Gazetesi kendisiyle bir röportaj gerçekleştirdi ve bu röportajda kendisine Gülen Cemaati'nin komplo kurduğunu iddia etti.[16]

23 Temmuz 2015'te dördüncü kez IŞİD operasyonu kapsamında gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. 24 Mart 2016'da tekrar tahliye edildi. Beşinci kez 26 Ağustos 2016'da gözaltına alındı ve ardından serbest bırakıldı. 8 Mart 2017'de Ankara'da konuşmacı olarak katılacağı panelin valilik tarafından iptal edilmesinden ötürü valilik çalışanlarına "müşrik" deyip tehdit savurduğu için altıncı kez gözaltına alındı. Beş gün sonra serbest bırakıldı. 30 Mayıs 2017'de IŞİD'in üst düzey yöneticisi olduğu iddiasıyla yedinci kez göz altına alındı, 7 Haziran 2017'de tutuklandı.[17] Müebbet hapis cezasıyla yargılanmasına başlandı.[8] 9 Nisan 2020 tarihinde görülen ilk duruşmada hakkında tahliye kararı verildi, ancak cezaevinden çıkmadan hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve yeniden tutuklandı.[18]

Özel yaşamı

Halis Bayancuk evli ve bir çocuk babasıdır.

Eserleri

Tevhid Kur'an'ı Kerim Meali
El-Esmau'l Husna (iki cilt)
Vahyin Rehberliğinde En'âm Suresi Tefsiri
Hüküm ve Hikmetleriyle Ramazan ve Oruç
Kalp Katılığının Zararları
Güncel İtikad Meseleleri
Akaid Dersleri
Laileheillallah
Tüm Rasullerin Ortak Müjdesi
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlukları
Müslümanların Emirlerine Karşı Sorumlulukları
Müslümanların Birbirlerine Karşı Sorumlulukları
4 Asıl
İhtilaf Fıkhı
Gençlerle Hasbihal
Tasavvuf
Ramazan Mektubu

Haseke Çatışması veya bilinen adıyla Haseke İsyanı, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt Yönetimi'nin kontrolü altındaki Haseke şehrinin Ghuwayran bölgesindeki es-Sina'a hapishanesinden IŞİD'in tutuklu savaşçılarını kurtarmayı amaçlayan, devam eden geniş çaplı bir IŞİD saldırısı ve hapishane isyanıdır.[6][7] Saldırı, SİHG tarafından IŞİD'in 2019'da Suriye'deki son kilit bölgesini kaybetmesinden bu yana gerçekleştirdiği en büyük saldırı olarak tanımlandı.

İçindekiler

1 Kronoloji

1.1 20 Ocak
1.2 21 Ocak
1.3 22 Ocak
1.4 23 Ocak
1.5 24 Ocak

Kronoloji
20 Ocak

Saldırının ilk dalgası, 20 Ocak gecesi geç saatlerde, IŞİD güçlerinin hapishaneyi hedef alan bir bombalı araç saldırısı başlatması ve IŞİD savaşçılarının hapishaneye ağır silahlarla ateş açmaya başlamasıyla gerçekleşti. Hapishane yönünden gelen yangınlar şehrin dört bir yanından görülebiliyordu.

Saldırı, mahkumların cephanelikten silah almayı başardığı ve ardından cezaevi personeline tam kapsamlı bir saldırı başlattığı bir hapishane isyanını tetikledi. Hapishane daha sonra silahlı mahkumlar tarafından işgal edildi ve birkaç mahkum kaçmayı başardı.

21 Ocak

Çatışmalar ertesi gün devam etti ve IŞİD savaşçıları Haseke şehrinin ez-Zuhour bölgesine yayıldı ve Ghuwayran hapishanesinin kontrolünü sağlamlaştırdı. Şehirde savaşan Kürt güçlerini desteklemek amacıyla Uluslararası Koalisyon güçleri bölgeye askeri uçaklar gönderdi.[8]

SDG ayrıca cezaevinden firar eden 89 mahkumun izini sürdüklerini ve tutukladıklarını açıkladı.[9] Çatışmalar nedeniyle Haseke kentinin çeşitli yerlerinde elektriğin kesildiği de bildirildi.[9] Çatışmalar sırasında ABD savaş uçaklarının IŞİD'in kentteki binalarına 2 hava saldırısı düzenlediği bildirildi.[10]

SİHG, IŞİD ile Kürt güçleri arasında cezaevi ve çevresindeki alanların kontrolü konusunda çatışmaların devam ettiğini bildirdi.[8]

21 Ocak akşamı ve gecesi, Koalisyon jetleri Haseke'nin üzerinde işaret fişeği ateşlerken, IŞİD kontrolündeki Ghuwayran hapishanesi ve işgal altındaki Ghuwayran ve Al-Zuhour mahalleleri çevresinde şiddetli çatışmaların meydana geldiği bildirildi. Hapishaneyi kontrol eden IŞİD militanlarının da çok sayıda rehine aldığı bildirildi. Koalisyon jetleri, hapishanenin yanındaki 'İktisat Fakültesi' binasını işgal eden bir grup IŞİD militanını da hedef aldı.[11]

22 Ocak

Çatışma gece boyunca devam etti ve Koalisyon helikopterlerinin çatışmanın üzerindeki bölgelerin etrafında dönmesiyle sabahın erken saatlerine kadar devam etti; Bir gecede çıkan çatışmalarda 5 Kürt savaşçı ve 6 IŞİD savaşçısı daha öldürüldü. SDG ayrıca kaçan 41 mahkumun daha izini sürdüklerini ve tutukladıklarını ve toplamın 130'a ulaştığını iddia etmişti, ancak 3.500'e kadar IŞİD mahkumunu barındıran gözaltı merkezinden kaç IŞİD mahkumunun kaçtığı hala bilinmiyor.[12]

Gün boyunca, Ghuwayran hapishanesinin çevresindeki alanlarda şiddetli çatışmalar meydana geldi ve Koalisyon güçleri IŞİD'in elindeki mevzilere ve binalara hava saldırıları düzenledi. Bölgeye bir Amerikan Apache saldırı helikopteri gönderildi ve yakındaki bir mezarlıkta mevzi kuran bir grup IŞİD savaşçısını hedef almaya başladı.[13] Günün ilerleyen saatlerinde Koalisyon kara kuvvetleri de IŞİD'in işgal ettiği bölgelerin geri alınmasına yardımcı olmak amacıyla Haseke'ye doğru yola çıktı. Devam eden çatışmalarda 11 IŞİD üyesi daha öldürüldü ve firar eden 6 mahkum daha tutuklandı.[14]

Ayrıca SDG güçleri hoparlör aracılığıyla kuşatma altındaki IŞİD savaşçılarının teslim olmasını talep etti, bu talep reddedildi.[10]

Gün içinde devam eden çatışmaların ardından, devam eden çatışmalarda 5 IŞİD militanı, 6 Kürt savaşçı ve 2 sivil daha hayatını kaybetti. Ayrıca, IŞİD'e bağlı Amaq Haber Ajansı, hapishanedeki rehineleri ve öldürülen birkaç cezaevi personelinin cesetlerini gösteren görüntüleri yayınladı.[15] ABD Dışişleri Bakanlığı, tarafından yapılan bir basın açıklamasında, Haseke'deki çatışmalara "hızlı yanıt" verdiği için SDG'yi övdü.[16]

23 Ocak

Sabahın erken saatlerinde, hapishane ve çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanırken, SDG ve Koalisyon güçleri civar mahallelerde hala savaşan IŞİD unsurlarını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Çatışmalarda 16 IŞİD savaşçısı ve 5 Kürt savaşçı daha öldü.[17]

Günün ilerleyen saatlerinde, Kürt güçleri ve Koalisyon güçleri hapishanenin çevresinin kontrolünü yeniden ele geçirdiler ve hapishaneye girmeyi başardılar ve bina içinde Kürt askerleri ile IŞİD savaşçıları arasında birkaç çatışma çıktı. Hapishanenin çevresindeki bölgelerde de çatışmalar devam etti. Çatışmada 7 IŞİD militanı ve 6 Kürt savaşçı öldürüldü.[18]

SDG, 150-200 civarında IŞİD mensubunun hapishanede ve çevresinde hala aktif olarak savaştığını ve henüz rehineleri serbest bırakmadıklarını tahmin ediyor. Ayrıca IŞİD hücrelerinin takviye kuvvet göndermesini önlemek için tüm şehri etkileyen bir haftalık sokağa çıkma yasağı ilan edildi.[19][20]

24 Ocak

Sabah saatlerinde Koalisyon uçakları, hapishanedeki IŞİD mevzilerine yönelik saldırılarına yeniden başladı ve silahlı IŞİD güçlerinin işgali altında bulunan bölgeleri vurdu. SDG daha sonra teslim olmayı reddeden silahlı IŞİD savaşçılarının elindeki hapishanenin geri kalan kısımlarını bastı ve çok sayıda rehineyi serbest bıraktı. Çatışmalar, çok sayıda IŞİD savaşçısının hala teslim olmayı reddettiği hapishanenin dışındaki alanlarda da devam etti.

Ayrıca, Sina hapishanesinde tutulan IŞİD savaşçılarına karşı ilerleme kaydeden SDG, düzinelerce IŞİD savaşçısı ve mahkumunun Kürt ve Koalisyon güçlerine teslim olduğu bildirildi.

Günün ilerleyen saatlerinde SDG güçleri ile silahlı tutsaklardan sorumlu IŞİD Emiri arasında IŞİD'in cezaevinde tuttuğu rehinelerin durumuyla ilgili görüşmeler yapıldı. İki taraf, yaralı IŞİD savaşçılarının bir sahra kliniğinde tedavi edilmesi karşılığında bazı rehinelerin serbest bırakılması konusunda anlaştı. 5 IŞİD savaşçısı tedavi göremeden yaralarından öldü. Ayrıca bir grup yabancı IŞİD savaşçısının teslim olmayı reddettiği ve cezaevinin bir bölgesinde Kürt güçleriyle savaşmaya devam ettiği bildirildi.[21]

Menbic taarruzu, 31 Mayıs 2016'da Suriye Demokratik Güçleri tarafından IŞİD'i Menbic kasabasından çıkarmak amacıyla başlatılan operasyondur.
Arka plan

Menbic kasabası çoğunlukla Sünni Araplardan oluşmaktadır. Ayrıca Kürt ve Çerkes nüfus da vardır.[18]

20 Temmuz 2012'de Suriyeli muhalifler, Menbic'i rejim güçlerinden almıştır. Ocak 2014'te Menbic kasabası IŞİD'in eline geçmiş ve örgütün Kuzey Suriye'deki en önemli noktalarından biri haline gelmiştir.

Aralık 2015'te Tişrin Barajı ele geçirilerek, Menbic taarruzu için önemli bir adım atılmıştır.[19]

PKK'nın Suriye'deki kolu olan YPG'nin[20][21][22] Fırat Nehri'nin batısına geçmesi konusu ile ilgili Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmazlık bundan dolayı, Menbic operasyonu bir süre ertelenmiştir, Mayıs sonunda hazırlıklar sonuçlanmıştır.[23]

Mayıs ayının son günlerinde IŞİD hedeflerine saldırılarını arttıran ABD, 30 Mayıs'ta savaş uçakları ile Menbic'i 25 kez havadan vurarak Menbic'deki saldırının önünü açmıştır.[24]
Çatışmalar

31 Mayıs'ta SDG'ne bağlı kuvvetlerin saldırı başlattığı belirtilmiştir. SDG, üç köyü ve Garra dağını hızlıca ele geçirmiştir. Böylece Menbic'e 15 km yaklaşmıştır.[25]

1 ve 2 Haçünkün'da Necem kalesi ele geçirilmiş ve ilerlemesine devam eden SDG, Menbic'in 12 km güneyine gelmiştir.[26]

5 Haçünkün'da SDG'ye bağlı güçlerin Menbic'in 5 km yakınına kadar geldiği belirtilmiştir.[27] Menbic'in kuşatılma tehlinetin ortaya çıkması üzerine IŞİD'in Azez Cephesi'nden Menbic'e militan kaydırdığı belirtilmiştir.[28] Carablus ile Menbic arasındaki karayolu kesilmiş, böylelikle Menbic'in tek destek yönü olarak batı yönü kalmıştır.[29]

6 Haçünkün'da IŞİD militanlarının, aileleri ile beraber Menbic'i terk etmeye başladığı belirtilmiştir.[30]

9 Haçünkün'da Menbic'i Halep'e bağlayan anayol muhaliflerin eline geçerek Menbic büyük ölçüde kuşatılmıştır.[31][daha iyi kaynak gerekli] IŞİD'in Menbic emirinin ailesi ile beraber el-Bab'a kaçarken öldürüldüğü belirtilmiştir.[32] IŞİD üyelerinin Menbic kasabasındaki merkezlerini tahliye etmeye başladıkları açıklanmıştır.[33][daha iyi kaynak gerekli]

12 Ağustos 2016'da SDF, IŞİD'in Menbic'ten menfaatildığını duyurmuştur.[34]