İzmir Valiliği’nin, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne verdiği 'özel arama izni'ne göre, emniyet üst ve araç araması yapabilecek, eşyalara el koyabilecek. Evrensel'den Metehan UD'un haberine göre, ÇHD Merkez Yöneticisi Avukat Nergiz Tuba Aslan “Hukukun askıya alındığı dönemlerdeyiz. Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı düzenlemelerle idari birimlerin eli rahatlatılmış, idareye sonsuz bir yetki verilmiş durumda” değerlendirmesinde bulundu.
İzmir’de ‘marjinal’ grupların eylem yapacağını iddia eden İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne Valilik tarafından sürekli arama izni veriliyor. İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın olur yazısıyla her hafta için yeniden verilen izne göre emniyet 11 ilçede, mahkeme emri olmadan üst, toplu taşıma ve özel arabalarla özel kağıt ve eşyaları arama yapılabiliyor.
SON İZİN 15 MART’TA
2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun 9. maddesi ile Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği’nin 19. maddesi doğrultusunda verilen izin Buca, Bornova, Bayraklı, Balçova, Gaziemir, Güzelbahçe, Çiğli, Karabağlar, Karşıyaka, Konak ve Narlıdere ilçeleri için geçerli. İzin son olarak 15 Mart tarihinde yenilendi.
TAHMİN HAK İHLALLERİ İÇİN YETERLİ
İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya tarafından, İzmir Valiliği’ne yazılan izin yazısında, İzmir’de provokatif eylemler yapılacağı belirtiliyor. İzin yazısında şu ifadelere yer veriliyor “Ülkemizde son zamanlarda meydana gelen terör eylemleri nedeniyle ilimizde provokatif eylemler yapılacağı, eylemler sırasında bazı marjinal grupların şiddet eylemlerine tevessül edilebilecekleri, bu grupların üzerlerinde silah, kesici, delici, yaralayıcı, patlayıcı ve yanıcı maddelere bulunabileceği, güvenlik güçlerine taş, sopa, molotof, havai fişekler vb. ile saldırı girişiminde bulanabilecekleri, kamu kurum ve kuruluşlarına, kamuya ve özel şahsa ait araçlara zarar verebilecekleri değerlendirilmektedir” denildi. Emniyetin izin talebi ile ilgili konuştuğumuz emniyet yetkilileri, bir süredir iznin her hafta yenilendiğini itiraf etti.
HER ETKİNLİK İÇİN KAYIT İZNİ
İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün ‘yüksek’ güvenlik önlemleri ise bununla sınırlı kalmıyor. Emniyet bir süredir, kentteki barış ve insan hakları temalı her kapalı salon etkinliğini, Valilikten, izin alarak kameralarla kayıt altına alıyor, etkinliğe gelenleri arıyor. 10 Ekim Ankara Katliamı anmaları iptal ediliyor, açıklama başlamadan eylemlere müdahale ediyor, imza standları engelleniyor.
Kararı gazetemize değerlendiren Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkez Yöneticisi Nergiz Tuba Aslan, Valiliğin ve Emniyetin uygulamalarının tamamen hukuka aykırı olduğunu vurguladı. Aslan “Hukukun askıya alındığı dönemlerdeyiz. Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı düzenlemelerle idari birimlerin eli rahatlatılmış, idareye sonsuz bir yetki verilmiş durumda. Bunların tamamı faşizan uygulamalardır” değerlendirmesinde bulundu.
‘KORKU ARTIKÇA BASKI VE ZULÜM DE ARTIYOR’
Bölgede halka yönelik yapılan katliamların, insanlık dışı uygulamaların toplumda konuşulmasını engellemek için bu tür uygulamaların baskı aracı olarak kullanıldığını da belirten Aslan şunları söyledi; “Bırakın artık açık alanlarda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanması, insanların kapalı salonlarda yaptığı toplantılardan bile korkacak düzeye gelmiş durumda devlet. Korku artıkça baskı ve zulüm de artıyor. Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde ve Anayasa’da insanların temel hak ve hürriyetleri kağıt üstünde korunuyor. Bu uygulamalar insanların artık düşünmesine bile tahammül edemeyen zihniyetin ürünüdür.”
‘DİRENME HAKKI KULLANILMALIDIR’
Uygulamalarla ilgili hukuksal başvurular elbette yapılması gerektiğini ancak esasen direnme hakkını kullanması gerektiğini de ifade eden Aslan, “Kendi mevcut hukukunun bile bu kadar askıya alındığı bir devlet düzeninde artık bizlere kalan direnmektir. Meşrudur bu direnme hakkı ve hep birlikte ezilen halklar olarak bu totaliter, faşist rejime karşı kazana-biliriz” dedi.