CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkeme kararının ardından İBB’nin Saraçhane’deki binası önünde başlatılan “Demokrasi Nöbetine” destek verdi. Kaftancıoğlu’nu burada, İBB Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Doğan Subaşı ve belediye meclisinin CHP’li üyeleri karşıladı.
Demokrasi Nöbeti’nin tutulduğu yerde kurulan “Haysiyet Duvarı’nın” önünde açıklama yapan Kaftancıoğlu, şunları söyledi:
"Kısacık bir gün özetiyle başlamak istiyorum. Sabah saatlerinde Çorlu davası. Hakikaten açılması ve adliyelerde görülmesi gereken; ama şu ana kadar bir türlü bir milim adım atmayan, attırılmayan bir dava. Devam ediyorum… İstanbul halkının hakkını koruduğumuz için tarafıma açılmış, sarayın dezenformasyon iletişimcisi beyefendi tarafından, beş davanın birinin karar duruşması. Neyse en azından bundan şimdilik beraat ettik. Bitmiyor, devam ediyoruz. Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın cezalandırıldığı ama ne mutlu ki tahliye edildiği bir dava. Derken… Bugün yönetim kurulu toplantımız sırasında Ekrem Başkan'ın yıllar öncesindeki görevi nedeniyle, yaptığı bir ihale nedeniyle bir soruşturma açıldığını duyuyoruz. Ve eğer doğruysa yine bir toplantıda belediye başkanına kullandığı ifadelerden dolayı hakaret davası açılması gerektiği iddiası var.
Aslında bugün Ekrem Başkan'ın sizlerin ve kamuoyunun bilmediği iki büyük suçunu daha açıklamak için yönetim kurulu toplantımızı keserek geldik. Ekrem Başkan'ın öncelikle asıl yargılanmasını gerektiren birinci suçunu sizlere açıklayacağım. Yaklaşık bir ay önce Arnavutköy sokaklarındaydık. Bütün örgütümüz ve il yöneticisi arkadaşlarımızla birlikte. Arnavutköy'de bir apartmanın çatı katında kuşların bile yaşayamayacağı yerde yaşayan bir kadıncağız… Eşi hastanede, kendisi diyaliz hastası. Evde bakmak zorunda olduğu ve bir tanesi okulu bırakmak zorunda kalan üç çocuk… Ve bu kadıncağız televizyonlarda Cumhurbaşkanı'nın söylediği bir şeyi duymuş. Cumhurbaşkanı demiş ki, ‘biz ihtiyacı olan vatandaşlara aile yardımı yapacağız.’ Vatandaş, Cumhurbaşkanı’na inanır elbette. Ertesi gün ya da birkaç gün sonra kaymakamlığa gitmiş ve demiş ki, ‘Benim hiçbir şeyim yok, durumum böyle böyle. Ve Cumhurbaşkanı da bana bunu söyledi. Yok öyle bir şey demiş kaymakamlık. Demiş ki nasıl olmaz? Ben bunu televizyondan duydum ve televizyonda cumhurbaşkanı bunu söyledi. Ve bu kadını kaymakamlıktan ‘sen öyle duyduğun her şeye inanma’ diyerek yollamışlar. Kadın, Kaymakamlıktan ağlayarak çıkmış. Şimdi burada Ekrem Başkan'ın suçu ne diyeceksiniz? Burada Ekrem Başkan'ın suçu çok büyük. Çünkü bir tane bile devlet yetkilisinin; o yoksul kadına, o yoksun kadına ulaşmadığı hatta dalga geçerek kapıdan gönderildiği yerde o kadının cebinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal yardım kartı çıktı. Bundan daha büyük suç olabilir mi? Açılan davaların da altında yatan aslında bu.
Ekrem Başkan'ın ikinci suçu, kendisi itiraf etmişti; sizinle de paylaşayım. İlk gençlik yıllarında futbol oynamaya başlamışken yanlışlıkla birine çelme takmıştı. Bu da Ekrem Başkan'ın bana sorarsanız dava açılması gereken bir hali. Değerli arkadaşlar gülüyoruz. ‘Evet, izahı yapılamayan şeylerin mizahı yapılır’, diyoruz ama ya artık bu işlerin ardı ardına yapılan bu işlerin açılan davaların yapılan ve yürütülen ahmakça süreçlerin ve art arda açılan davaların sanmayın ki sadece mizahını yapacağız.
İstanbul halkının iradesini gasp eden… Ve aslında bu davaları Ekrem Başkan’a açılmış davalar olarak görmüyoruz tek başına. Bu ülkede halkın yanında olan, halkla, vatandaşla dalga geçmek yerine vatandaşın ihtiyacını gideren Ekrem Başkan'a açılan dava ve açılmaya başlanan davalar; aslında bu ülkede halkın, hakkın ve haklının yani uzun lafın kısası demokrasinin yanında duran herkese açılan davalardır. Ve ben bugün bu art ardına gerçekleşen hani mizahını yaptığım ama acı acı mizahını yaptığım durumları bir kez daha görünce; yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte, Saraçhane'nin önüne gelelim, Haysiyet Duvarı’nda, Demokrasi Nöbetinde bu süreçleri bir kez daha sizlerle paylaşalım ve şunu kararlılıkla bir kez daha söyleyelim istiyoruz. Ne yaparsanız yapın, zulmünüz ne kadar artarsa artsın. Hukuksuzluğunuz ne kadar artarsa artsın. Ekrem Başkan'a da halkın haklı mücadelesinde yanında duranlara da Cumhuriyet Halk Partisi'ne de, Cumhuriyet Halk Partililere de bir milim geri adım attıramayacaksınız. Genel Başkanımızın dediği gibi cehennemin kapılarını hiç kimse ama hiç kimse sakın açmaya, açtırmaya kalkmasın.”