Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Demokrasinin ağır yaralar aldığını görüyoruz. Bizlere düşen bir görev var. Bireysel beklentilerin tamamen ötesine çıkmak zorundayız. Her birimize düşen fedakârlık vardır. Özveriyle yola çıktık. Başarıyı özveriyle yakalayacağız. Hiç kimse unutmasın yüzyıl önce yolumuz nasıl Mustafa Kemal'in arkadaşlarıysa bundan sonra da öyledir. Yüzyıl sonra bize yakışan cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak. Önümüzdeki süreç iktidar.
Sorunları iyi belirleyeceğiz ki geleceği onun üzerine inşa edebilelim. Türkiye’nin 5 temel sorunu vardır. Önce sorunları dile getireceğiz ardından sorunları dile getireceğiz. Sorunların birincisi demokrasi. Demokrasi dediğimiz olguyu kendi iş dünyamızda da oluşturmalıyız. İkinci temel sorun ise eğitimdir. Bir kuşağı yok ettiğimizin kaç kişi farkında. Bize düşen görev bunları anlatmaktır. Eğer hiçbir anne ve baba okula gönderdiği çocuğunun eğitimden memnun değilse hepimiz bunu dillendirmelidir. Üçüncü sorun dış politika. Dördüncü sorun toplumsal barış. Hiç kimsenin kimliğinden ötürü ötekileştirilmesini istemiyoruz.
(AKP Belediye Meclis Üyesi Selma Gökçen'in Hatay Valiliği önünde "Çocuklarım aç, işsizim" diyerek kendini yakarak intihar eden baba için 'ucuz siyasi manevra' demesi üzerine) Beşinci büyük sorunumuz ekonomi. Daha iki gün önce Hatay'da valilik binası önünde kendini yakan vatandaş. Çaresizliği kendisini yakarak soruna dikkat çekmek isteyen bir insanın yaşadığı drama insan olan hiçkimse kayıtsız kalamaz. Evlat nedir biliyor mu acaba, anne- baba nedir biliyor mu acaba? Hepimizin sonunda bir vicdan taşıdığını bilmemiz gerekiyor. Nasıl oldu da kendisini yakan bir vatandaşa karşı bu kadar kayıtsız kalabildik? Onlarca kişi var bu şekilde davranan, açlığını, işsizliğini duyurmaya çalışan. Asıl soru şu: Bu sorunu nasıl çözeceğiz?
Bu sorunları 4 ayaklı stratejiyle aşacağız: Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Bu konuda kararlıyız. Kanada'da, AB'de, Güney Kore'de, Japonya'da ne varsa getireceğiz. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak. Her türlü düşüncenin özgürce tartışmak zorundayız. Büyümek, gelişmek istiyorsanız demokrasinizi geliştireceksiniz. Demokratik parlamenter sistemi yeniden inşa edeceğiz. Darbe hukukundan arınmış bir sistemden bahsediyorum."
'KİMSE YARIN NE OLACAĞINI BİLMİYOR'
"Fabrikada, tarlada, üniversitelerde, her alanda üretim yapmalıyız. Üreticinin önündeki bütün engelleri kaldırmak zorundayız. Ürettiği zaman alınterinin değerini bilecektir, saygınlık kazanacaktır. Biz dışarıdan mercimek ithal ediyorsak hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne gerekçeyle ithal ediyoruz?
Türkiye şu an freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Kimse yarın sabah ne olacağını bilmiyor. Nasıl bir trajedi ile karşılaşacağımızı kimse bilmiyor. Yılların Devlet Planlama Teşkilatı dahi kapandı. Bize oy versin veya vermesin herkese ulaşmak zorundayız. Toplum arasında ayrıştırma, bölme gibi bir lüksümüz yok. Millet ittifakı aslında bir demokrasi ittifakıdır. Toplum ikiye bölünmüş durumda. Demokrasiden yana olanlar, tek adam rejiminden yana olanlar.
Yenikapı Meydanı'ndaki Büyük Kudüs Mitingi'ne de gideceğim. Filistin'de bizim devrimci gençlerin de mezarları var."