Kuzey Kıbrıs'ta koalisyon ortağı olan Ulusal Birlik Partisi hükümetten çekilme kararı almasıyla birlikte hükümet düştü.
DHA'da yer alan habere göre toplantı sonrası açıklama yapan Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, partisinin tüm iyi niyetli çabalarına rağmen hükümetin, ekonomik sorunlara çözüm üretme imkan ve kabiliyetini bir türlü yakalayamamasının hükümetin sorgulanmasını kaçınılmaz kıldığını söyledi. Özgürgün, ülkeye hizmet etmek, siyasete güven kazandırmak hedefiyle UBP'nin fedakarlık göstererek üstlendiği hükümet ortaklığı görevini yerine getirirken gelinen aşamada oluşan sıkıntıları en geniş şekilde ele aldığını belirterek, "Sorunlarına çözüm bekleyen çiftçilerimizin, hayvancılarımızın, müteahhitlerimizin ve esnafımızın beklentileri bu süreçten dolayı geride kalırken son olarak da çalışanların maaşlarını taksitlendirmeye gidilmesi, hükümet ortaklığımızı sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır" dedi.
"Türkiye'den KKTC'ye Su temini Projesi" ve ekonomik mali protokolün imzalanma süreçlerindeki sıkıntıların ve gereksiz zaman kayıplarının büyük sorun olarak halka yansıtıldığını kaydeden Özgürgün, "Bu nedenle halkımızın refah ve mutluluğu adına büyük umutlarla katıldığımız CTP-UBP hükümetinden çekilme kararı aldık" dedi.
15 Temmuz 2015 tarihinde kurulan Ulusal Birlik Partisi- Cumhuriyetçi Türk partisi Birleşik güçler koalisyon hükümeti sekiz ay sürdü.
Hükümetin diğer ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi Başkanı Mehmet Ali Talat, UBP’nin hükümetten çekilme kararını değerlendirdi. Talat, “Cumhuriyetçi Türk Partisi, kuruluşundan bu yana bir yandan Kıbrıs sorununun iki toplumlu, iki kesimli, iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı bir federasyon formülüyle çözülebilmesi, diğer yandan Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönettiği, eşitlikçi, özgürlükçü ve adil bir yapının kurulabilmesi amacıyla yoğun mücadele vermiş ve hiçbirini dışlamadan ve ötekileştirmeden toplumun tüm kesimlerini bu mücadeleye ortak kılmaya çalışmıştır. Son olarak Ulusal Birlik Partisi ile kurulan koalisyon da bu çabaların ürünüdür. Hükümetin görevde olduğu süre içerisinde Cumhuriyetçi Türk Partisi, yukarıda belirtilen hedeflere bağlı kalarak çalışmalarını sürdürmüş, ancak önce koalisyon ortağımızın kurultayı, ardından Türkiye’den temin edilen su ile ilgili yaşananlar ve son olarak da ekonomik program ve mali protokol çerçevesinde ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunlarla mücadelede yalnız bırakılmış olmamız, hedeflere ulaşmak konusunda ciddi güçlükler yaratmıştır. Gelinen noktada Ulusal Birlik Partisi Parti Meclisi’nin aldığı hükümetten çekilme kararı, sunulan gerekçeler hiçbir şekilde tatmin edici olmasa da, elbette saygı ile karşıladığımız bir karardır. Bu noktadan sonra Meclis’in bugünkü kompozisyonu ile yeni bir hükümet kurulması matematiksel olarak mümkün görülse de, kurulacak herhangi bir hükümetin bir seçim hükümeti niteliği taşıyacağı açıktır. Seçildiği partiden istifa eden milletvekillerinin durumu toplum nezdinde siyasete duyulan güvenin daha da azalmasına yol açmışken, bu milletvekillerinin dışarıdan destekleyeceği bir azınlık hükümetinin ülkenin ihtiyaç duyduğu reformları yapabilmesi, ülkede her gün daha da fazla azalan siyasete duyulan güveni yeniden tesis etmesi mümkün değildir.”