Sözcü'de yeralan habere göre, Türkiye Değişim Partisi(TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, parti Genel Merkezi'nde haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Siyasetçi, umut kapısı olmaktan çıktı"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin oyların yüzde 50+1'ni alma kuralını getirdiğini söyleyen Sarıgül, “Türk siyaseti, parti siyaseti olmaktan çıktı, ittifak siyaseti haline geldi. Bu siyaset biçimi, ittifak kurmayı veya karşı ittifakı bozmayı, seçmen desteğini almaktan önemli hale getirdi. Türk halkı ve siyasi partiler, siyasetin öznesi olmaktan çıktı. Demokrasimiz liderler demokrasisi oldu. Türk siyaseti, parti liderlerinin kendi aralarında oynadığı halkın seyrettiği bir gösteriye dönüştü. Siyasetçi, umut kapısı olmaktan çıktı. Umut kapısı, Haluk Levent oldu. Türkiye Değişim Partisi, halksız siyasetin içerisine halkı dâhil etmek, milletimizi yeniden, siyasetin asli unsuru yapmak isteyen partidir. Türkiye Değişim Partisi, ittifak siyaseti değil, mutfak siyaseti yapan partidir. İttifak siyaseti, asıl konuşmamız gerekenleri ikinci plana atıyor. Bizi rahatsız eden budur” ifadelerini kullandı.
"Ankara'da bunları konuşturmayan bir siyaset lobisi var"
Gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Sarıgül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adıyaman'daki 78 kişilik temizlik işçiliğine 17 bin 86 kişi, Niğde'deki 28 kişilik temizlik işçiliğine 9 bin 625 kişi başvuruyor. Elektrik ve doğalgazı kesilen abone sayısı 4,5 milyonu geçiyor.
Kiralar çok arttı. Asgari ücret kiraya yetmiyor. Ama bu sorunlar konuşulmuyor. O ne dedi? Bu ne dedi? Kime dedi? Niye dedi? Ne demek istedi? Bunlar konuşuluyor.
Bu sorunları nasıl çözeriz? Bunlar tartışılmıyor. Kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı tartışılıyor.
Yokluğu, yoksulluğu, işsizliği, evsizliği, kiraları konuşmayacaksak, partiler ne için var? Bunlara çare aramayacaksak, ne için siyaset yapıyoruz?
Ankara'da bunları konuşturmayan bir siyaset lobisi var. Bu siyaset lobisinde, tuzu kurular, okumuş cahiller, kendini milletten akıllı sananlar var. Kimin nereye geleceğine, kimin milletvekili, kimin belediye başkanı olacağına onlar karar veriyor.
Bu kadar yokluğa, yoksulluğa, kuyruğa rağmen, AKP hala birinci parti çıkıyorsa, nedeni bu siyaset lobisidir.
Bu siyaset lobisini evlerine gönderecek, bütün hesapları, alt üst edecek olan parti Türkiye Değişim Partisidir."
"Türkiye, Avrupa'nın bekçisi, ve Ruanda'sı değildir"
"Sınırlarımızın yolgeçen hanına dönmesi, artan suç ve taciz vakaları, huzursuzluk yaratmaya başladı.
Bu durum, terör kadar önemli bir sorundur. İç barışın önündeki en büyük engeldir. Ermenistan'la, İsrail'le, barış yapabiliyorsak Suriye ile de yapmalıyız. Suriyelilerin, ülkelerine dönmelerini sağlayacak şartların oluşması için çalışmalıyız. Avrupa, ‘Parasını verdik, bu sorun artık Türkiye'nin kendi iç sorunudur’ zihniyetiyle hareket ediyor.
Türkiye, Avrupa'nın bekçisi, ve Ruanda'sı değildir. Avrupa'nın, mültecileri bize zimmetleyip kenara çekilmesine müsaade edemeyiz. Bu meseleyi Avrupa başta olmak üzere dünya kamuoyuna mal etmeliyiz.
Bu sorun sadece Türkiye'nin değil, dünyanın ortak sorunudur. Buradan ülkeyi yönetenleri, bıçak kemiğe dayanmadan, riskler tehdite dönmeden tedbir almaya çağırıyorum."
"84 milyon insan, 20 yıl size çalıştık, siz 84 kişiye çalıştınız"
”Beş yılın sonunda, enflasyon beşe katlandı. Dolar beş misli arttı. Sayın Erdoğan, ‘sizi uçuracağım’ diyerek oy istemişti. Uçmayı beklerken yere çakıldık. Şimdi çıkıp diyor ki ‘bir şans daha verin’ Kusura bakma Sayın Erdoğan, 20 yıldır siz ne istediyseniz verdik.
Kanunlara uymadınız, kanunları size uydurduk. Anayasaya uymadınız, anayasayı size uydurduk. Bu millet ne istediyseniz size verdi. Siz bu millete ne verdiniz?
Kuyruk varsa, yokluk varsa, işsizlik ve yoksulluk artmışsa, gelir dağılımı daha da bozulmuşsa, paramız pul olmuşsa siz kime hizmet ettiniz?
84 milyon insan, 20 yıl size çalıştık. Siz 84 kişiye çalıştınız. 84 milyonun hakkını 84 kişiye yedirdiniz.
Ne sizin, ne de Ak Partinin artık bu ülkeye verebileceği bir şey yoktur. Türkiye, AKP'den kurtulursa sorunlarından da kurtulur.
Türkiye'yi, içinde bulunduğu bu durumdan çıkaracak olan parti Türkiye Değişim Partisidir. Türkiye Değişim Partisi, kavga değil, çare partisidir. Türkiye'nin çaresi kendine yeter hale gelmektir. Bunun adı ekonomik milliyetçiliktir.
Türkiye Değişim Partisinin ana felsefesi, ekonomik milliyetçiliktir. Biz, Malazgirt'ten Kocatepe'ye tam bağımsız Türkiye diyen bir partiyiz."
"Ülkemizi içeride huzurlu, dışarıda onurlu bir ülke yapacağız"
“Ekonomik milliyetçilik, başımızın dik, karnımızın tok, sırtımızın pek olması demektir” diyen Sarıgül sözlerini şöyle tamamladı:
"Ekonomik milliyetçilik, büyük ve güçlü Türkiye demektir. Ekonomik milliyetçilik, ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen demektir.
Ekonomik milliyetçilik, yokluktan, yoksulluktan, kuyruktan kurtulmak demektir. Türkiye Değişim Partisi, ne yapacağını bilen, nasıl yapacağını bilen, vicdanlı ve ehil kadrolardır. Türkiye Değişim Partisi, olarak ülkemizi içeride huzurlu, dışarıda onurlu bir ülke yapacağız."